ABD SEÇİMLERİ | Donald Trump nasıl başardı?

ADEM YAVUZ ARSLAN | HABER ANALİZ

Yazının başlığını attığımda seçim henüz sonuçlanmamıştı. ABD Doğu yakasında saatler gece yarısına yaklaştığında Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump tarihi zaferini ilan etmek üzereydi.

Dolayısıyla bu yazıyı seçim sonuçlarını beklemeden yazdım. Bana göre seçim sonuçlarını beklemeden analiz edilmesi gereken bir dip dalga var. Demokratların adayı Kamala Harris son dakika gelen oylarla başkanlığı kazansa bile – ki imkansıza yakın- Trump’ın aldığı oylar ve partisinin hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’da aldığı sandalyeler esaslı bir başarı hikayesi olarak görülmeli. Sonuçta Trump seçim yarışına olağanüstü bir bagajla başladı.

Her şeyden önce yargılanmış ve mahkum olmuş bir siyasetçiydi. Dahası sırada bekleyen mahkemeleri var. Kongre baskınından tutun seçim sonuçlarına müdahale gibi çok ağır suçlamalarla yargılanıyor.

Ancak Trump bütün bu engelleri aşıp, değişim isteyen, Başkan Biden ve yardımcısı Kamala Harris’in yönetiminden memnun olmayan kitleleri kazanmayı başardı.

Bu noktadan geriye  dönüp baktığımızda aslında seçim sonuçlarının sürpriz olmadığını gösteren işaretleri görebiliyoruz. Yani dikkatli gözler gelmekte olanı görmüş.

Ekonomi, halkın tercihini etkiledi

Mesela geçtiğimiz Pazar sabahı yayınlanan ABC/Ipsos anketine göre ABD seçmeninin yüzde 74’ü ‘ülkenin kötü yönetildiğini, yanlış yönde gittiğini’ düşünüyordu. Öte yandan New York Times’in anketlerine göre de halkın yüzde 75’i ekonomik gidişattan memnun değildi. 

Aslında ekonomik veriler çok kötü değil ama algı gerçeklerin önüne geçmiş oldu. Trump da bu durumu iyi değerlendirdi ve seçmende yaşanan tedirginliği lehine çevirdi. Nitekim dün gece açıklanan sandık başı anketlerine göre seçmen tercihinde en belirleyici konu ekonomiydi.

Yani ABD halkı Demokrat Parti’nin “Demokrasi tehlikede!” söylemlerini satın almamış oldu. ABD seçimlerini analiz ederken gözden kaçırılmaması gereken bir diğer nokta da Trump’ın ‘mülteci karşıtlığı’ söyleminin gücü oldu.

Trump ‘yasadışı göç ve kamu düzeninin sağlanamadığı’ yönündeki söylemleriyle tahmin edilenin üstünde kitlelere ulaşmış oldu. Bu noktada ‘banliyöler saldırı altında’ temalı siyah beyaz reklamları da çok iş gördü. Gerçi arada Springfield Ohio da ‘mültecilerin yerel halkın evcil hayvanlarını yediği’ yönündeki söylemleri mizah konusu oldu ama sonuç değişmedi.

Trump ‘mülteci işgali’ konusunda Demokrat Parti seçmenine bile etki etmeyi başardı. Nitekim Harris ve Demokrat Partili siyasiler Amerika’nın güney sınırı ile ilgili fikirlerinde revizyona gitti.

Seçimden bir gün önce yapılan son ankette, seçmenin ekonomiden sonraki en büyük sorunu yasadışı göç olarak gördüğü ortaya çıktı. Dünkü seçim, Trump’ın üç başkan adaylığından ikisinde kadın rakiplerini yenmesi ile sonuçlanmış oldu. Bu durum Amerikan seçmeninin Beyaz Saray’da kadın bir başkan görme konusundaki isteksizliğini gösteriyor.

Korkuyu körükledi!

Trump’ın bir diğer başarısı da parlak-cazip ekonomik vaatlerle Latin ve siyahi oyları toplaması oldu. Normalde bu iki kesimin Trump ile yıldızı barışmazdı ama Trump söylemleriyle bu kesimi kazanmayı başarmış gözüküyor.

Trump’ın başarılı sayılabileceği diğer alan ise aile ve trans bireylerle ilgili söylemleri. Demokratların bu konuda ‘çok rahat’ davranması Trump’ın elini güçlendirdi. Bir başka ifadeyle Trump bu durumu iyi değerlendirdi. Mitinglerinde LGBT konusunu çok işledi. Trump gerçekliği tartışmalı açıklamalarıyla ailelerin korkusunu körükledi. Mesela çocukların okula gittiklerini ve ailelerinden habersiz cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmiş olarak eve  döndüklerini iddia etti. Bu iddiayı teyit eden bir örnek bulunamadı ama Trump bu söylemleriyle kırsal seçmeni yakalamayı başardı.

Trump’ın başarısına dair başka maddeler de eklenebilir. Ancak şu haliyle de durum net; Trump eze eze geldi.

Peki seçim sonuçları  bize başka ne diyor?

Detaylar üzerine çok şey söylemek mümkün ama ilk gözüken şu; Trump, Beyaz Saray’ı kazanırken Cumhuriyetçiler Senato ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu alıyor. Bu sonuçla Amerika’nın meşhur ‘denge-denetleme‘ sistemi devre dışı kalmış olacak. Kongre’nin de Cumhuriyetçi Parti’de olması Trump’ın çok daha rahat hareket etmesini sağlayacak. En önemlisi görev süresinde Anayasa Mahkemesi’ne yeni üyeler atayabilecek.

Kısacası daha güçlü, daha bilenmiş ve en önemlisi kendini sınırlayacak bir gücün olmadığı bir Trump dönemine giriyoruz. ‘Sadece Amerika değil dünyayı çalkantılı bir dönem bekliyor’ dersek abartı olmaz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin