Halen Pensilvanya’da yaşayan Fethullah Gülen Hocaefendi’nin iadesine ilişkin Amerikan basını ve Türk hükümeti kaynaklı iddialar bir açıklama da ABD Adalet Bakanlığı’ndan geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan sonra açıklama yapan ABD Adalet Bakanlığı, Fethullah Gülen’in iade süreciyle Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti arasında bağlantı kurulan herhangi bir görüşmeye dahil olmadıklarını ve böyle bir görüşmeden de haberlerinin olmadığını belirtti.
Amerikan NBC televizyonu dün geçtiği bir haberde, Beyaz Saray’ın, Pennsylvania’da yaşayan Fethullah Gülen’in iadesi ya da Amerika’dan gönderilmesi konusunda hukuki bazı yolları araştırdığını iddia etmişti. Haberde, amacın İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda Türkiye’yi yatıştırmak olduğu ileri sürülmüştü. Habere göre, Beyaz Saray geçen ay aralarında Adalet Bakanlığı’nın da olduğu bazı federal birimlerden Gülen’in Amerika’dan çıkarılması seçeneğine ilişkin yasal yolları incelemelerini istedi.
VOA Türkçe muhabirinin ulaştığı Adalet Bakanlığı sözcüsü dün bu konuda yorum yapmayacaklarını belirtmişti. Ancak sözcü Nicole Navas Oxman bugün VOA Türkçe’ye kısa bir açıklama gönderdi.
Oxman açıklamasında, “Adalet Bakanlığı Fethullah Gülen’in iadesini Cemal Kaşıkçı’nın ölümüyle bağlantılandıran herhangi bir görüşmenin içerisinde olmadı ve böyle bir görüşmeden de haberdar değil” ifadesini kullandı.
Beyaz Saray’dan da dün benzer bir açıklama gelmişti. Beyaz Saray’dan bir yetkili, “Haber doğru değil. Beyaz Saray Gülen’in iadesini Kaşıkçı’nın ölümüyle ilişkilendiren herhangi bir görüşmede bulunmamıştır” demişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert da günlük basın brifinginde bir soru üzerine, “Gülen konusunda Türkiye’den birçok kez talep geldi, bu meseleyle Adalet Bakanlığı ilgileniyor. Türkiye’nin Gülen’in iadesi talebi değerlendiriliyor. Kaşıkçı ve Gülen konularının birbiriyle bağlantısı yok” diye konuşmuştu. Nauert, Beyaz Saray yetkilisinin “Gülen’in iadesini Kaşıkçı’nın ölümüyle ilişkilendiren herhangi bir görüşmede bulunmamıştır” açıklamasına da atıfta bulunmuştu.
Üst düzey bir Türk yetkili de iki konu arasında bağlantı olmadığını kaydetmişti.
