AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, Türkiye’nin AB’den uzaklaştığını ve Türkiye – AB ilişkilerinin farklı bir alana odaklanması gerektiğini savundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin AB üyeliğine sırtını döndüğünü söyleyen Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn, Türkiye’nin AB rüyasının şimdilik sona erdiğini belirterek “En azından şu an için, Türkiye’nin AB perspektifinden uzaklaştığı konusunda herkes hemfikir” şeklinde konuştu.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre, Malta’daki AB dışişleri bakanları toplantısı sonrasında Reuters haber ajansına mülakat veren Hahn, ilişkilerin farklı bir alana odaklanması gerektiğini kaydetti. “Gelecekte ne yapılabileceğini görmek, yeniden bir tür işbirliği modeli oluşturup oluşturamayacağımıza bakmak gerek” diyen Hahn, 2016 Ocak ayından bu yana Türkiye ile “müzakereler kapsamında” görüşme yapılmadığını ifade etti.
Malta’daki bakanlar buluşmasında Fransa ve Almanya önderliğinde, ticaret ve güvenlik ilişkilerinin temel alınacağı yeni bir anlaşma modeli oluşturulabileceği gündeme gelmişti.
2018 yılı başında Türkiye’nin statüsünü netleştirmek amacıyla AB hükümetlerine bir rapor sunacağını belirten Hahn, basın özgürlüğünün kısıtlanmasının, kitlesel tutuklamaların ve vatandaşlık haklarındaki daralmanın Türkiye’nin şu anda AB’ye katılma kriterlerini yerine getirmesini neredeyse imkansız kıldığını söyledi.
“Türk tipi demokrasi diye bir şey yok”
AB kuralları hakkında müzakere edilemeyeceğini ve Birliğin “insan hakları durumunu” tartışmalardan ayrı göremeyeceğini vurgulayan Hahn, “Türk tipi demokrasi diye bir şey yok. Sadece demokrasi var. Türk halkının da Avrupalılar ile aynı özgürlükleri yaşama hakkı var” ifadesini kullandı.
AB’nin Türkiye’nin daha merkezi bir sisteme geçmesinden kısmen sorumlu olup olmadığı yönündeki soruyu cevaplandıran Hahn, “Kimse kusursuz olduğunu iddia edemez. Ancak söz konusu politikalar olduğu zaman bu hep bir ülkenin bağımsız kararıdır. Eğer aklınızda belirli bir vizyon varsa, buna anlamlı bir şekilde müdahale etmek zordur” şeklinde konuştu.
Asrın Beyin Yapıcısı: “…Avrupa ikidir: Birisi, İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyizle hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeye nâfi san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takip eden birinci Avrupa…[Diğeri,] felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiâtını mehâsin zannederek beşeri sefâhete ve dalâlete sevk eden bozulmuş ikinci Avrupa…” diyordu. Birinci Avrupalı kardeşlerimiz Türkiye’deki zulme karşı çıkıyor; demokrasiyi savunuyorlar. İkincileriyle gerek şu zamana kadar yaptıkları haksızlıklarla, gerek günümüzdeki tutarsızlıklarıyla, bilerek ya da bilmeyerek AKP’nin ekmeğine yağ sürecek, teknesine su taşıyacak icraatlarda bulunuyorlar. Allah birincilerin, ikincilere galip gelmesini nasip etsin…