AB Komisyonu: Erdoğan hükümetinin yolsuzlukla mücadele etmeye niyeti yok

Avrupa Komisyonu, 2023 Türkiye raporunu açıkladı. Raporda, “Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Raporlama döneminde demokratik gerileme devam etmiştir. Başkanlık sistemindeki yapısal eksiklikler varlığını sürdürmektedir.” denildi. 14 ve 28 Mayıs’taki seçimlere atıf yapıldı, seçimlerin Mart 2022’de kabul edilen yeni seçim yasası kapsamında gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. Medyanın taraflı yayınları ve eşit bir mücadele alanının olmamasının iktidardaki partiye haksız bir avantaj sağladığı ifade edildi.

Güçler ayrılığı yok edildi 

Raporda yeni sistemin; yetki ve gücü Cumhurbaşkanlığı makamında merkezileştirdiğine ve  yürütme, yasama ve yargı arasında sağlam ve etkili bir kuvvetler ayrılığı sağlamadığına vurgu yapıldı. Etkin olmayan denge ve denetleme mekanizması sebebiyle yürütme erkinin sadece adil olmayan seçimler yoluyla denetlenebildiği ifade edildi. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun başkanlık sistemine ilişkin tavsiyelerinin hâlâ dikkate alınmadığı açıklandı. 

Terörle mücadelenin ölçülü olması gerekmektedir

Türkiye’nin terörle mücadele etmek gibi meşru bir hakkı ve sorumluluğu olduğu ancak bu hak ve sorumluluğun hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel özgürlükler ilkelerine riayet edilerek sürdürülmesi gerektiği belirtildi. 

Sivil toplum konularında da ciddi gerilemenin devam ettiği ifade edilen raporda, “Sivil toplum kuruluşları artan baskıyla ve faaliyet alanlarının daralmasıyla karşı karşıya kaldı; bu durum ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüklerinin kısıtlanmasına neden oldu.” ifadeleri kullanıldı. 

Yargı bağımsızlığında gerileme sürüyor, AİHM’ye karşı alınan tavır endişe verici

Son yıllarda çıkarılan çeşitli yargı reformu paketlerine rağmen, yargı sistemindeki yapısal eksikliklerin devam ettiğine ve yargının bağımsızlığı konusunda ciddi gerilemenin sürdüğüne dikkat çekildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bazı kararlarının uygulanmamasının endişeye sebep olduğu, yürütmenin yargı erki üzerindeki usulsüz etki ve baskısının devam ettiği vurgulanırken hâkim ve savcıların işe alınması ve terfilerinde objektif, liyakate dayalı, standart ve önceden belirlenmiş kriterlerin bulunmamasının endişe verici olduğu belirtildi. 

Hükümetin yolsuzlukla mücadele etmeye niyeti yok 

Yolsuzlukla mücadele konusunda bir ilerleme kaydedilemediği belirtilen raporda, “Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’ne aykırı olarak, ilgili kurumlar da dâhil olmak üzere, tam teşekküllü bir yolsuzluğu önleme politikası hâlâ geliştirilmemiştir.” ifadesi yer aldı. Kamu kurumlarının hesap verebilirliğinin ve şeffaflığının iyileştirilmesi gerektiği belirtilirken, “Yolsuzlukla mücadele stratejisi ve eylem planının bulunmaması, yolsuzlukla kararlı bir şekilde mücadele etme iradesinin eksikliğine işaret etmektedir.” denildi.

Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) tavsiyelerinin uygulanmadığı ve yolsuzluğun Türkiye’de bir sorun olmaya devam ettiği ifade edildi. Kara paranın aklanması ve terörün finansmanıyla mücadeleyi düzenleyen yasal çerçevenin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. 

OHAL devam mı ediyor?

İnsan hakları ve temel haklardaki gerilemenin devam ettiği belirtilen raporda, “Olağanüstü hâl kanunlarından geriye kalan unsurların ortadan kaldırılmasına yönelik herhangi bir mevzuat değişikliği yapılmamıştır.” cümlelerine yer verildi. Raporda ayrıca, Türkiye’nin bazı AİHM kararlarını uygulamayı reddetmesinin, yargının uluslararası ve Avrupa standartlarına bağlılığı konusunda endişe oluşturduğu ifade edildi. İnsan haklarının genel durumunun iyileşmediği, ifade özgürlüğü konusunda ise ciddi bir gerilemenin devam ettiği belirtildi. 

Dezavantajlı grupların ve azınlıkların haklarının daha iyi korunması gerektiği, LGBTIQ bireylere yönelik cinsiyete dayalı şiddet, ayrımcılık ve nefret söyleminin endişe verici boyutlarda olduğu aktarıldı.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin