AB Komisyonu, 2024 Türkiye raporunu açıkladı; Yalçınkaya kararına vurgu yapıldı

AB’nin Türkiye ile ilgili 30 Ekim 2024 tarihinde açıkladığı raporda demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi alanlardaki eksikliklere dikkat çekilirken AİHM’nin kararlarının uygulanmasının endişe verici olduğu belirtildi. Raporda Yalçınkaya kararının uygulanması istendi.

Avrupa Komisyonu; Batı Balkanlar, Ukrayna ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10 ülke için genişleme raporlarını Brüksel’de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. AB‘nin Türkiye için hazırladığı 95 sayfalık raporda, üyelik müzakerelerinin 2018’den bu yana ilerlemediği ve AB’nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ile temel haklar konusunda geriye gidişle ilgili kaygılarının giderilmediği ifade edildi. Türkiye ile AB üyelik müzakereleri 2018 yılında dondurulmuştu.

AİHM kararlarını uygulayın çağrısı

AB, Türkiye’nin öncelikle “terörle mücadele yasalarını” AB ile uyumlu hale getirmesi çağrısında bulunurken Türk yargısının Avrupa standartlarında bağımsız ve tarafsız karar alması için uygun bir siyasal ve yasal ortam oluşturulması ve AİHM kararlarının uygulanması istendi.

Gezi davasından tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması gerektiği ifade edilirken Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarını uygulamaması nedeniyle TBMM’ye seçilen Can Atalay’ın serbest bırakılamadığı da kaydedildi.

Yalçınkaya kararı raporda yer aldı

Yalçınkaya kararı ile ilgili raporda: “Eylül 2023’te AİHM Büyük Dairesi, Yüksel Yalçınkaya davasında başvurucunun adil yargılanma hakkının, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ve toplanma ve örgütlenme özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Mahkeme ayrıca Türkiye’de başvurucuların haklarının ihlalinin sistematik olduğunu tespit etmiş ve hükümeti bu durumu düzeltmek için önlem almaya çağırmıştır. Kararın ardından yeniden yargılama için açılmış herhangi bir dava bulunmamaktadır. İdare mahkemelerinin kararlarının idare tarafından uygulanmaması ve yeni bir idare kararı çıkarılması da endişe konusu olmaya devam etmektedir.” denildi.

‘Terörle yargılanan çocuklar’

Raporda denetimli serbestlik hakkının kullandırılmaması ile ilgili ‘İnfaz rejimine ilişkin olarak siyasi mahkumlara farklı muamele yapılması da endişe yaratmaktadır. Cezaevi İdaresi ve Gözlem Kurulları, mahkumların şartlı tahliyelerini keyfi olarak geciktirme eğilimindedir.’  denildi.

Avrupa Komisyonu raporunda ayrıca ‘Terör örgütlerine üye olma suçlamasıyla tutuklanan ve gözaltına alınan çocuklarla ilgili endişeler devam etmektedir.’ ifadesine yer verdi.

‘Gülen Hareketi’ne baskılar sürüyor

Komisyonun 95 sayfalık raporunda Türkiye’nin özellikle balkanlarda Gülen Hareketini hedef almaya devam ettiği bildirildi:Türkiye, bölgedeki Gülen hareketi üyesi olduğu iddia edilen kişilere karşı harekete geçilmesini istemeye devam etmiş, bu kişilerin iadesi ve Gülen hareketine bağlı tüm okul ve işletmelerin kapatılması çağrısında bulunmuştur.”

Raporda ayrıca Arnavutluk-Türkiye ilişkileri konusunda, “Türkiye, ülkedeki ‘Gülen’ hareketinin tasfiyesi konusunda Arnavutluk’a baskı yapmaya devam etmiştir.” denildi.

Raporda ayrıca “Türkiye, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ve IŞİD ile savaşa ve Gülen hareketinin yurt içinde tasfiye edilmesine öncelik vermiştir.” ifadesine yer veridi.

Dış politikada uyum düşük

Dış politikada da Türkiye’ye eleştiriler getirilirken Türkiye’nin AB’nin Rusya yaptırımlarına katılmamasına dikkat çekildi, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütüne yönelik ilgisi de not edildi. AB, Türkiye ile iş birliğini daha da geliştirebilmek için Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüşmelerin yeniden başlatılmasına ve ilerletilmesine özel önem verildiğine vurgu yaptı. Bölgesinde çok önemli bir aktör olmasına rağmen Türkiye’nin ortak dış ve savunma politikası kapsamında AB’ye uyumunun çok düşük oranda olduğunun belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi eleştirildi

Komisyon ayrıca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de eksiklerine dikkat çekti. Türkiye’de 2018’den bu yana uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin parlamentonun yasama ve denetleme fonksiyonlarını zayıflattığının aktarıldığı raporda, denge ve denetleme unsurlarının olmadığı belirtildi. Rapora göre kamu idaresi oldukça siyasallaştı, özellikle hükümetin muhalefet belediyeleri üzerindeki baskısı yerel demokrasiyi zayıflatmaya devam etti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin