Fransa ve Türkiye yaklaşık bir yıl arayla Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etti. Fransa geçen yıl ardı ardına yaşadığı terör eylemlerinin önünü alabilmek için OHAL’i ‘tek çıkış’ olarak görürken, Türkiye ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sınırları sürekli genişletilen bir OHAL ilan etti ve ‘tehlike geçmedi’ bahanesiyle üç ay daha uzattı.
Fransa’da meclis ve yargı denetimi
AKP’li bakanlar OHAL’den bahsederken sıklıkla Fransa’yı referans veriyor ancak ikisi arasında neredeyse hiçbir ortak nokta yok. Türkiye’de OHAL ile birlikte 111 bin insan işinden oldu. 36 binden fazla insan tutuklandı. Binlerce okul, dershane, hastane kapatıldı. Gazete ve TV’lere el koyuldu, gazeteciler hapse atıldı. Koca koca holdinglere el kondu. Bunların hiçbiri Fransa’da yaşanmadı. Buradaki OHAL, polisin devam eden soruşturmalarla ve istihbarat anlamında yetkilerini biraz genişletiyor. Fransız Dışişleri Bakanı Ayrault’ın Türkiye ziyaretinde de değindiği gibi, burada hem mahkemeler bağımsız hem de OHAL’le ilgili bütün eylemler mahkeme denetiminde.
Fransa’da OHAL, terör yılından sonra geldi
Fransa için 2015, terör saldırılarının kontrolden çıktığı bir yıl oldu. Ocak ayında Charlie Hebdo saldırısının yaraları henüz sarılmamışken, 13 Kasım’da Paris’te çeşitli yerlerde aynı anda terör eylemleri yaşandı. Cumhurbaşkanı Hollande, “Fransa’nın 11 Eylül’ü” denilen bu son olaydan sonra OHAL ilan etti ve ülkeye giriş çıkışlarda sıkı kontroller getirdi. 13 Kasım’ın yıl dönümünde, Başbakan Valls’in de onayıyla OHAL 6 ay daha uzatıldı.
Türkiye’de ise son iki yıldır IŞİD ve PKK saldırıları tarihin en kanlı dönemini yaşarken, OHAL ihtiyacı hissedilmemişti. Ancak 15 Temmuz’dan sonra ‘tehlike sürüyor’ denilerek OHAL ilan edildi ve uzun süre de kaldırılmayacak gibi görünüyor.
Avrupa’dan Türkiye’ye uyarılar
AKP’nin ilan ettiği OHAL ise gözaltı şartlarını ağırlaştırırken savunma hakkını neredeyse iptal etti. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) askıya almasının ardından Avrupa Parlamentosu’ndan defalarca uyarı geldi. AİHS’in sadece belirli maddelerinin ‘ulusal güvenlik’ gerekçesiyle askıya alınabileceğini belirten bu uyarılar, Türk vatandaşlarının AİHM’e başvuru hakkının saklı olduğunu da ortaya koydu. Böylece, Türkiye’deki OHAL’de işkence ve adil yargılama hakkının ihlali, özel mülkiyetin ‘kayyım’ adı altında gaspı ve Türk vatandaşlarının ‘cadı avı’na maruz kalması, AİHM’de milyarlarca dolarlık tazminat davalarının açılmasına sebep olabilecek.
Avrupa Konsey’inde Türkiye kıyası
Öte yandan 15 Kasım 2016’da, Fransa Meclisi’nde OHAL’in uzatılması kabul edilirken, diğer taraftan da ülkenin Fransa Adalet bakanı Jean-Jacques Urvoas, Avrupa Konseyi’ne bilgilendirme yaptı. Konsey’in Fransa’daki durumla ilgili çekincelerini cevapladı. Türkiye’de olduğu gibi “Sen kimsin?” tepkileriyle karşılaşan kimse olmadı. Konsey’deki konuşmasında Adalet Bakanı Urvoas da, Dışişleri Bakanı Ayrault gibi, Fransa’da OHAL’in yargı ve meclis denetiminde olduğunun altını çizerken, Türkiye’de bu güvencelerin sağlanmadığını ifade etti. DW Türkçe’nin haberine göre Urvoas, Konsey yetkililerine Türkiye’den alınan bilgilerin rahatlatıcı olmadığını ve Ankara’nın gittiği yolun soru işaretleriyle dolu olduğunu söyledi.
15 Temmuz sonrası haklarında geçici tutukluluk kararı verilen veya görevden alınan hâkim ve savcıların durumu konusunda Avrupa Konseyi ve AİHM yetkilileriyle yaptığı özel görüşmenin ardından konuşan Urvoas, Türkiye Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a geçen ayın başlarında bir mektup yazdığını ancak cevap alamadığını da ifade etti. Ayrıca Fransa’daki yargıyla ilgili örgütlerin de bu konuda kaygılı olduklarını aktardı.
Âdil koşullar…
Fransa Dışişleri Bakanı Ayrault, Türkiye ziyaretinde şu ifadeleri kullanmıştı: “Yargılamaların her zaman adil koşullarda gerçekleşmesi gerekiyor, faillerin kendilerini savunacak avukatlarına erişebilmesi ve bu avukatların özgürce mesleklerini icra edebilmesi gerekiyor.”
Fransa ve Belçika’daki saldırılardan sonra OHAL’in gündelik hayata tek etkisi sokaklarda dolaşan uzun namlulu silahlı genç askerler. Onun dışında, Türkiye’deki uygulamaları, ardı ardına çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri ve hayatı karartılan yüz binlerce insanı buralarda görmek mümkün değil…