M. AHMET KARABAY | YORUM
Suriye’deki gelişmeleri ve Batı Avrupa’daki savaşı takip etmeye daha çok zaman ayırın. Rus lider Putin’in Ukrayna’ya saldırmasıyla başlayan savaşın neye evrileceğine ilişkin yazılan kabus senaryolarına her gün bir yenisi ekleniyor. Bugün Avrupa’nın etrafındaki kara bulutları değil, sınırımızın öte yanında yaşanan gelişmelere bakmaya devam edeceğiz.
Özel Kuvvetler Komutanlığı da yapan emekli Korgeneral Engin Alan, Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrildiği gün bir paylaşım yapmıştı. Bu köşede 5 Aralık’ta, “Suriye’de savaş yeni başlıyor” başlıklı yazımda anlatmaya çalıştıklarımın benzerini bir asker öngörüsüyle 8 Aralık’ta aynen şu ifadelerle paylaştı: “Şu ana kadar, Suriye’de bundan sonra başlayacak ve kaç sezon süreceği belirsiz bir dizinin fragmanını izledik.”
Bu alıntıyı beni haklı çıkardığı için sizinle paylaşmadım. Suriye’de bugün gelinen durumu bir ‘zafer’ olarak sunmaya çalışan bazı çevreler için yaptım. Orta Doğu’da son 15 yıldan bu yana gördüklerimiz, henüz gerçekten bu işin daha fragmanı niteliğinde.
‘APTAL OLMA’ DİYEN TRUMP, ERDOĞAN’I BU KEZ ‘ÇOK ZEKİ’ BULDU
Türk Silahlı Kuvvetleri, Ekim 2019’da PYD ile savaşmak üzere Suriye topraklarına girdiğinde Donald Trump, dönemin ABD Başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazmıştı. Suriye topraklarındaki operasyonu hemen durdurmasını isteyen Trump, “Binlerce kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulmak istemezsiniz ve biz de Türk ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ve bunu yaparız.” demişti. Mektup “Aptallık olma!” gibi ağır ifadeler taşıyordu.
Suriye’de Beşar Esad’ın devrilmesi ardından İsrail güneyden daha önce işgal ve ardından da ilhak ettiği Golan Tepelerini aşıp, stratejik önemdeki bölgenin en yüksek noktası olan Hermon Dağını ve çevresini ele geçirdi.
İsrail’in işgal ettiği alan, Türkiye’nin kontrol altında tuttuğu 8,835 kilometrekarenin 24’te biri (368 km²) kadar. Ancak, İsrail 9 Aralık’tan bu yana Suriye’nin tek hakimi gibi hareket ediyor. Kendini sadece hakimi gibi de görmüyor, ülkede stratejik önemde gördüğü her yeri bombalamayı sürdürüyor.
Yöneticileri insanlık suçu işlemekten mahkum olan İsrail, düzenlediği saldırılarla kuzey komşusu Suriye’nin kolunu kanadını kırdı. Artık Suriye hava gücü olmayan, askeri gücü bulunmayan yerel yönetim hükmünde. Suriye bir bütün olarak İsrail’e verilmiş gibi. İsrail Başbakanı Netanyahu da ülkeyi sıfır noktasına getirmek için çabalıyor.
Trump, 5 yıllık bir aradan sonra yeniden ABD’nin başkanı seçildi. Suriye’yi kendi egemenliği altındaki bir bölgede imiş gibi hareket eden İsrail’e tam kredi açtı. ABD’nin seçilmiş başkanı, İsrail’in hakimiyetine girmiş görünen Suriye için Erdoğan’a iltifat üzerine iltifat etti.
“Türkiye büyük bir güç ve Erdoğan iyi anlaştığım birisi. Çok zeki bir adam.” diyen Trump, Suriye’de ne olacağına karar verecek olanın da Türkiye olduğu notunu ekliyor.
YA TRUMP YA NETANYAHU YALAN SÖYLÜYOR
Trump, Suriye’ye ilişkin bunları söylerken İsrail Başbakanı Netanyahu başka şeyler dillendiriyor. Bir yıl önce “Orta Doğu’yu değiştiriyoruz!” dediğini hatırlatan Netanyahu, yaptığı açıklamada aynen şunları söyledi: “Suriye artık aynı Suriye değil. Lübnan artık aynı Lübnan değil. Gazze artık aynı Gazze değil. Ve İran artık aynı İran değil. Gücümüzün ağırlığını hissettiler.”
Netanyahu’nun dün yaptığı konuşma (Türkçe alt yazılı) pic.twitter.com/QhzK6kKb5c
— Mücahit Gültekin (@mgultekin11) December 15, 2024
GAZZE, İSRAİL TOPRAĞI OLDU; FİLİSTİNLİLER’E YENİ VATAN ÜRDÜN
Kimse Ürdün’e dönüp bakmıyor. Öyle anlaşılıyor ki İsrail, Filistinlileri Gazze’den tamamen kovacak. Filistinliler için yeni vatanın olarak Ürdün’ün seçildiği görülüyor. Herkes ilk sırada İran’ın olduğu varsayımında bulunuyor. Ancak 11,4 milyon nüfuslu Ürdün’ün karıştırılacağı günlerin uzak olmadığı anlaşılıyor.
Ürdün Kralı Abdullah, yapılmak istenenlerin önüne geçmek amacıyla komşu Arap ülkeleriyle bir dizi temasa geçmiş durumda. Kral Abdullah, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Suriye ve Gazze’yi görüştü.
Türkiye, Suriye’de yaşanan gelişmeler için kontrolü altındaki İdlib bölgesinde terör örgütü HTŞ’ye taşıyıcı annelik yaptı. Oysa kanatlarının altındaki HTŞ, İsrail adına Suriye’de Esad rejimini devirmiş gibi davranıyor.
İsrail, Suriye’de stratejik noktaları bombalar ve ülkenin harekete geçebilecek bütün gücünü yok ederken, HTŞ’nin ve Suriye’nin yeni lideri Colani ya da esas adıyla Ahmed Hüseyin eş-Şara, İsrail’e dişe dokunur tek bir söz söylemezken, tam tersine ezeli düşman olan bu ülkeye ılımlı mesajlar veriyor. Kimi çevrelerin Colani için öne sürdüğü “Mossad’ın yetiştirdiği ajan” iddialarının haklılık payının olup olmadığını zaman gösterecek.
SURİYE SENARYOSUNU ERDOĞAN YAZSAYDI ORTALIK AYAĞA KALKARDI
Suriye’de sergilenen oyunun senaryosunu Erdoğan yazmadı. Senaristin kendisi olmadığını bildiği gibi, senaryonun bütününden de haberi yok. Bundan dolayı da bir takım tereddütler yaşıyor. 13 yılda devrilmeyen Esad’ı 10 günde deviren gücün Erdoğan’ı göklere çıkarmasının altında bir Çapanoğlu yattığından kuşku duyuyor. Eğer Erdoğan, Suriye’deki senaryodan haberi olsaydı, emin olun ki her gün ülkenin farklı bir kentinde miting yapıyor olurdu.
Erdoğan, zihnindeki tereddütleri gidemediği gibi Rusya’dan gelebilecek tepkileri henüz değerlendirilebilmiş değil. Bırakın senaryoyu kendi yazmasının, senaryo heyetinde yer alıyor olsaydı daha savaşın başında söylediği “Emevi Camii’nde namaz” sözünü yerine getirmek için bir gün bile tereddüt etmezdi.
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın Şam’a gidip vekaleten Emevi Camii’nde namaz kılması, iç politikaya yönelik önemli bir mesajdı. Anlaşıldığı kadarıyla İsrail’e Suriye, Türkiye’de de Emevi Camii’nde namaz düşmüş durumda.
Suriye’de fiili kargaşa var. Zihinlerde ise İsrail’in nasıl bir tavır takınacağı kuşkusu. Suriye’deki hükümet darbesini devrim diye sunmaya çalışıyorlar. HTŞ de PYD de Türkiye’de uygulanan yasalara göre terör örgütü.
MİT Başkanı Kalın, HTŞ’nin tepe ismi ile görüşürse sorun yok ama öteki terör örgütü lideri Salih Müslim ile röportaj yaptı diye gazeteci Nevşin Mengü gözaltına alınıp sorgulanıyor. AK Parti ve şürekası, Suriye fatihliğinin verdiği sarhoşlukla Gazze’yi unutmuş durumda.
Kimin ne zaman hain, kimin ne zaman kahraman olacağına AK Parti’nin ihtiyacı belirliyor.