İDRİS GÜRSOY | YORUM
Siyasal iktidarların gündeminde ‘irtica’ ile mücadele hep oldu. Bediüzzaman Said Nursi ve Süleyman Hilmi Tunahan ile onların talebeleri her zaman baskı altındaydı.
23 Aralık 1930’da, Menemen hadisesi bahane edilerek ülke çapında Nakşibendilere yönelik tutuklamalar gerçekleştirildi. Esad Erbili Efendi, İstanbul’dan getirilerek oğlu ile birlikte idama mahkum edildi. Sevk edildiği hastanede zehirlendi.
Bediüzzaman, risalelerde, Menemen hâdisesinin bahane edilerek Risale-i Nur ve Nur talebeleri aleyhinde bazı plânların yapıldığına dikkat çeker. Emirdağ Lâhikası’nda, kendisine yapılan baskıların amacını şöyle açıklar: “Gizli düşmanlarımız hükûmetin ehemmiyetli ve birkaç vazifedarlarını elde edip beni tazyikatla (baskı yaparak) Menemen ve Şeyh Said hadisesi gibi bir hadise çıkarmak için bütün kuvvetiyle, en hassas damarlarıma dokunduracak tarzda, her desiseyi istimal ettiler (kullandılar). Gördüler ki, Eski Said yok; yenisi ise herşeye tahammül ediyor. O plânı sair suikastlere, ezcümle zehir vermeye tebdil ettiler.”
DP döneminde de ‘irtica’ ile mücadele sürdü. Saidi Nursi’nin A fişinde kalmasına karar verildi. Hakkında yeni davalar açıldı. Seyahat hürriyeti kısıtlandı. Süleyman Hilmi Tunahan, gözaltına alınarak Bursa’da işkence gördü.
Darbe dönemlerinde ilk tehdit ‘irtica’ olarak lanse edildi. 27 Mayısçılar, Said Nursi’nin mezarını bilinmeyen bir yere taşıdı. Gözaltılar, tuuklamalar, baskınlar birbirini takip etti.
Demokrasi ve hukuk alanında Batı standartlarına yaklaşıldığı bazı kısa dönemlerde dindarlar üzerindeki baskılar azaldı. Ünlü düşünce suçlarını düzenleyen 141, 142 ve 163. Madde Turgut Özal döneminde (1991) yürürlükten kaldırıldı. Dini cemaatler yurtlar, okullar dersaneler, ve yayıncılık faaliyetleri ile daha fazla insana ulaşabildiler.
AKP döneminin ilk yıllarında 163. maddenin boşluğu Terörle Mücadele Yasasında yapılacak bir değişiklikle doldurulmak istendi. Ancak kamuoyundan gelen baskılar üzerine geri adım atıldı.
Fethullah Gülen hocaefendi ve Hizmet Hareketi sürekli takip altındaydı. Gülen, 12 Mart’ta (1971) tutuklandı, 12 Eylül’de (1980) arananlar listesine kondu. 28 Şubat’ın (1997) en önemli hedefi Gülen hareketiydi.
2004’da MGK’da, ‘Fethullah Gülen cemaatini bitirme planı’ imzalandı. 2009 yılında kamuoyunda ‘Kaos Planı’ olarak bilinen ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın hedefinde de Hizmet Hareketi vardı. 2004 MGK’sında alınan karar, 2014’te güncellenerek yürürlüğe kondu. 15 Temmuz 2016 ‘sahte darbe girişimi’ bitirme planlarının bir parçasıydı.
AKP, siyasal İslamcı bir parti. Kendisine verilen ‘irtica’ ile mücadele görevini başarıyla sürdürüyor. Ancak bu ifritten dönemin de bir gün sonu gelecek….