Devlerin yeni kazanç kalemi: Satın al, kirala, sat!

HASAN CÜCÜK | HABER ANALİZ

Futbolun endüstriye dönüştüğü günümüzde, bu popüler spor dalı bir yatırım aracı oldu. Zenginlerin yatırım portföyünde artık futbol kulübü satın almak da yer alıyor. İngiltere Premier Lig ekiplerinin tamamına yakını futbola yatırım yapan zenginlere ait. Keza, İtalya Serie A’nın devleri ya İtalyan zengin ailelerin ya da yabancı zenginlerin kontrolünde bulunuyor.

Tek kulüple yetinmeyenler de var. 2008 yılında Manchester City’yi satın alan Şeyh Mansur Bin Zayed El Nahyan, kısa süre sonra City Football Group’u kurdu. Amaç, her kıtada ‘City’ adını taşıyan bir takım sahibi olmaktı. Grup bünyesinde 10 takım bulunuyor. Elbette en bilineni Manchester City. İspanya La Liga’dan Girona’nın yüzde 46’sı, Fransa Ligue 1 ekiplerinden Troyes’in ise tamamı City Football Group’a ait. Zenginlerin sahneye çıkması güç dengesini etkilemekle kalmadı. Transferi de karmaşık bir hale getirdi.

Transfer piyasası, son yıllarda giderek daha karmaşık bir yapıya büründü. Artık sadece Avrupa’nın en büyük liglerinde birden fazla kulübe sahip olan büyük şirketler yok.  Oyuncuların hiç forma giymedikleri kulüplerden transfer edilmesi gibi karmaşık işlemler de sıkça karşımıza çıkıyor. Günümüz futbolunun bu yeni trendinin birçok örneği bulunuyor.

Önce biraz geriye, 2018 yılına gidelim. Mattia Caldara ismi çoğumuz için bir anlam ifade etmez. Sadece adından İtalyan olduğunu tahmin etmekle yetiniriz. 30 yaşındaki Caldara, futbola Atalanta altyapısında başladı. 2014’te adını A takıma yazdırmasıyla birlikte kiralık yılları başladı. Atalanta formasını düzenli olarak sadece yarım sezon giydi. Ocak 2017’de 19 milyon Euro bedelle Juventus’a transfer olan Caldara, ertesi gün kiralık olarak Atalanta’da sezon sonuna kadar kalmaya devam etti. 30 Haziran 2018’e kadar Atalanta’da kiralık oynayan Caldara, bu tarihte Juventus’a döndü. Ancak Juventus formasını hiç giymeden 2 Ağustos 2018’te 37,4 milyon Euro karşılığında Milan’a transfer oldu.

Juventus hiç oynatmadığı bir futbolcudan kasasına 18,4 milyon Euro koydu. Mattia V Caldara’nın hikayesi Milan’a gitmesiyle bitmedi. Milano ekibi de Caldara’yı her sezon kiralık olarak gönderdi. Ta ki geçtiğimiz günlerde Serie B ekiplerinden Modena’ya bedelsiz transfer olana kadar. Toplam 57,6 milyon Euro bonservis ödenen Caldara, Juventus formasını hiç giymedi. Milan’da ise sadece 3 maçta şans buldu.

Bu trendin en güncel örneği Brezilya’nın  genç yeteneği Savinho oldu. Savinho, kısa süre önce Pep Guardiola’nın yeni prenslerinden biri olarak Manchester City’e transfer edildi.  Ancak bu transferin arka planı oldukça ilginçti. Genç Sambacı, Fransa Ligue 2 takımlarından Troyes’tan transfer edildi. Troyes, City Football Group’un bir parçası olan bir kulüp ve Savinho 2022’den beri burada sözleşmeli oyuncuydu. Tahmin edeceğiniz gibi Savinho bu kulüpte hiç forma giymedi. Brezilya’dan Avrupa’ya ayak bastıktan sonra  doğrudan PSV Eindhoven’a kiralandı.

Geçen sezon Girona’ya kiralanarak burada büyük bir çıkış yakaladı. Savinho, Girona’da gösterdiği performansla adından söz ettirdi ve Manchester City’nin yeni transferi oldu. Piyasa değeri 50 milyon Euro olan Savinho’yu, Manchester City 25 milyon Euro’ya transfer etti. Rakamın değerinin altında olmasının en büyük nedeni yazının giriş paragrafında yer alıyor; Troyes, Manchester City’nin de bulunduğu City Football Group’a ait.

Ernest Nuamah, 2023 yılında Danimarka takımı Nordsjaelland’dan 25 milyon Euro karşılığında Belçika’nın RWDM kulübüne transfer oldu. Ancak, Nuamah da bu kulüpte hiç forma giymeden Olympique Lyon’a kiralandı. Yeni takımında sergilediği performansla Lyon’a 28,5 milyon Euro karşılığında kalıcı olarak imza attı. Bu ilginç transfer süreci, her iki kulübün de ABD’li yatırımcı John Textor’a ait olmasından kaynaklanıyor. Kazanan patron olmaya devam ediyor!

Danimarka’dan trende dahil olan bir başka örnek  Yankuba Minteh oldu. Minteh, 2023’te Odense’den Newcastle United’a transfer oldu. Ancak İngiliz ekibinde hiç forma giymeden Feyenoord’a kiralandı. Feyenoord’da geçirdiği başarılı sezonun ardından Minteh, Brighton & Hove Albion’a 35 milyon Euro karşılığında transfer edildi. Newcastle 8 milyon Euro’ya alıp, hiç formasını giymeyen oyuncuyu 35 milyon Euro’ya satmanın keyfini yaşadı. Günümüzde birçok ünlü oyuncu bu şekilde kulüpler arasında gidip geliyor. Cristian Romero, Douglas Luiz ve Theo Hernández gibi isimler, genç yaşlarında bu tür transfer süreçlerinden geçtiler.

2003’te Rus milyarder Roman Abramovich’in satın almasıyla Avrupa futbolunun önemli aktörlerinden biri olan Chelsea, uzun yıllardır oyuncularını kiralayıp ardından başka kulüplere satma stratejisini başarıyla uyguluyor. Loan Army (Kredi Ordusu) adı verilen sistemde, Chelsea’nin kadrosunda bulunan birçok oyuncu başka kulüplerde kiralık olarak forma giydi ve ardından yüksek bedellerle transfer edildiler. Patrick Bamford, Christian Atsu, Thorgan Hazard ve Mario Pasalic gibi oyuncular, Chelsea forması giymeden başka kulüplere transfer oldular. Chelsea, toplamda 36,9 milyon Euro kazandı.

Chelsea’nın izinden Manchester City de benzer bir strateji izliyor.  Hakkını teslim edelim City sistemi daha da geliştirmiş durumda. Manchester City, Pedro Porro, Aaron Mooy, Jason Denayer, Jack Harrison ve Douglas Luiz gibi oyunculardan yaklaşık 60 milyon Euro kazandı. Oynatmadan sattığı oyunculardan gelen bu paralar, dünyanın en değerli kadrosunu finanse etmek için kullanılıyor. Bu sistem, özellikle büyük kulüplerin kadrolarını güçlendirmelerine ve mali açıdan güçlü kalmalarına yardımcı oluyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin