Yaklaşık 8 yıldır Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş, “resmi belgede sahtecilik” suçundan beraat etti.
Yurtdışı ziyaretlerinde bulunurken hasta olmadığı halde usulsüz biçimde rapor aldığı ve aile sağlığı merkezindeki görevli doktorun da muayene etmeden kendisine rapor verdiği ileri sürülen Başak Demirtaş ile doktor Rezan Buğday “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 2,5’ar yıl hapisle cezalandırılmış, bu mahkumiyet kararı ise bölge istinaf mahkemesince eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle bozmuştu.
5 İLA 45 GÜN ARASINDA DEĞİŞEN 8 FARKLI RAPOR
Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, yeniden yargılama yapan ağır ceza mahkemesi, Başak Demirtaş’ın Türkçe öğretmenliği yaparken 5 ila 45 gün arasında değişen 8 kez rapor aldığını, rahatsızlığı bulunmadığı halde gerçeğe aykırı rapor alarak eşiyle İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Frankfurt uçuşunu gerçekleştirdiği, daha sonra Amsterdam-İstanbul seferi ile Atatürk Havalimanı’na iniş yaptığını ifade etti.
Demirtaş’ın 15 Aralık’ta Türkiye’ye giriş yapmış olmasına rağmen 14 Aralık tarihli doktor raporu aldığı, yurtdışında olduğu halde Türkiye’deymiş gibi adına rapor düzenlendiği iddia edildi.
Demirtaş’ın doktor tarafından görülmeden, fiziki muayene edilmeden adına poliklinik girişi yapıldıktan sonra protokol numarasıyla gerçeğe aykırı rapor düzenlendiği, ardından eşiyle yurtdışına çıktığı, Türkiye’ye dönüş yapınca okul idaresince kendisinden mazeretli olduğuna dair rapor talep edilince Amsterdam’da bulunduğu gün ve saat içinde sanki Diyarbakır’daymış gibi kendi adına rapor düzenlettirip okul idaresine teslim ettiği iddiasıyla hakkında dava açıldığı ifade edildi.
ARŞİV KAYDI YOK, PROTOKOL DEFTERİ BULUNAMADI
Mahkeme, toplum sağlığı merkezinden protokol defterlerinin asıllarının talep edildiğini, ancak defterlerin aslının olmadığının mahkemeye bildirildiğine dikkat çekti.
Kamu hastaneleri birliği genel sekreterliği, halk sağlığı hizmetleri müdürlüğünün, tek çatı altında il sağlık müdürlüğü bünyesinde birleşmesiyle tüm doküman, arşiv ve personelin tek çatı altında hizmet vermeye başladığı, arşivlerin taşınması ve birleştirilmesi, sürecinden kaynaklı olarak defterlerin arşivde olmadığı mahkemeye tutanakla bildirildi.
Protokol defteri olmadığı için her iki sanığın da usule aykırı rapor düzenledikleri ve resmi belgede sahtecilik yaptıklarına dair delil bulunmadığını belirten mahkeme, tanık olarak dinlenen ebe, hemşire ve tıbbi sekreterlerin de olayla ilgili bilgi sahibi olmadıklarına dikkat çekti.
“KESİN VE AÇIK ISPATA DAYALI DELİL OLMALI”
Mahkeme, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birinin de, suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi olduğunu vurguladı.
Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartının, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesi olduğuna işaret eden mahkeme, gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış iddiaların sanık aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamayacağını belirtti.
Ceza mahkûmiyetinin herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiğini belirten mahkeme, bu ispatın, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiğini belirtti.
VEKALET ÜCRETİ ÖDENECEK
İddia dışında sanıkların üzerine atılı suçu işlediğine dair suç kanaati sağlayacak yeterlilikte hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve tanık ifadeleriyle ispat edilemediği kanaatine varıldığı ifade edildi.
Mahkeme şüpheden sanık yararlanır evrensel ceza ilkesi de dikkate alınarak Başak Demirtaş ile rapor düzenleyen doktor hakkında yeterli delil elde edilemediğinden beraat kararı verdi.
İki isme kendilerini vekille temsil ettirdiğinden dolayı ayrıca 29.800’er lira vekâlet ücreti ödenmesine karar verildi.
Sanıkların cezalandırılmalarını isteyen duruşma savcısı ise karara karşı istinaf mahkemesine başvurdu.
Böyle bir raporun olmadığını düşünmüyorum.