ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
Avrupa futbol şampiyonası heyecanı, yaz rehaveti veya Türkiye’yi geren mülteci meselesi nedeniyle farkında olmayabilirsiniz ama Amerika’da tarihi şeyler oluyor. Hatta öyle tarihi ki, önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi aday Donald Trump kazanırsa ‘resmi olmayan kral’ olacak.
Çünkü ABD Anayasa Mahkemesi eski Trump’ın ‘başkan olduğu sırada anayasal yetkileri kapsamına giren resmi eylemlerinden dolayı yargılanamayacağına’ karar verdi.
Hatırlanacağı gibi daha önce alt mahkeme Donald Trump’ın kaybettiği 2020 başkanlık seçimi sonuçlarını değiştirmeye yönelik çabalarıyla ilgili suçlamalardan dokunulmazlığı olmadığına karar vermişti. Trump alt mahkeme kararına itiraz edip davayı Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü. Trump’ın başkanlığı döneminde atanan muhafazakar yargıçlarla rengi değişen mahkeme alt mahkemenin kararını bozdu.
Karara 3 liberal yüksek yargıç şerh düşerken 6 muhafazakar üye Trump’ın lehine yorumlanabilecek şekilde oy kullandı. Karar Trump için büyük bir zafer anlamına geliyor. Nitekim karar sonrası yaptığı açıklamada “Anayasa ve demokrasi için büyük bir kazanım.” dedi.
Demokratlar ise tepkili.
Başkan Biden, Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada kararı ‘kanun önünde eşitlik temel ilkesini altüst eden ve başkanları krallara dönüştürebilecek tehlikeli bir emsal’ olarak tanımladı. Biden’in hayli öfkeli göründüğü konuşmasında söyledikleri yaklaşan tehlikeye dikkat çekmesi bakımından önemli.
Özetle diyor ki Biden; “Bu ulus, Amerika’da kral olmadığı ilkesi üzerine kurulmuştur. Her birimiz kanun önünde eşitiz. Hiç kimse, hiç kimse yasaların üstünde değildir, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı bile. Yüksek Mahkeme’nin başkanlık dokunulmazlığına ilişkin bugünkü kararıyla birlikte bu durum pratikte tümüyle değişmiştir. Bugünkü karar, neredeyse kesin olarak başkanın yapabileceklerinin sınırı olmadığı anlamına geliyor. Tehlikeli bir emsal teşkil ediyor. Çünkü makamın gücü artık yasalar tarafından sınırlandırılamayacak. Hatta ABD’deki yüksek mahkeme de dahil olmak üzere, tek sınırlama başkanın kendi kendine koyduğu sınırlar olacak.”
Yani özetle diyor ki; Trump seçimi kazanırsa kral gibi davranacak, canı ne isterse onu yapacak. Yüksek mahkemenin son kararı bu konuda Trump’ı cesaretlendirmiş olacak. Biden konuşmasında bir çıkış daha yaparak halkı göreve çağırdı. Mealen “Trump’ı engelleyin, mahkemenin yapması gerekip de yapmadığı şeyi siz sandıkta yapın.” dedi.
TEK SORUN YÜKSEK MAHKEME KARARI DEĞİL
Trump cephesinde moraller yerinde. Hem de fazlasıyla. Çünkü geçen hafta perşembe akşamı yapılan televizyon tartışmasını açık ara Trump kazandı. Gerçi kazanması Trump’ın başarısından değil Biden’in yetersizliğindendi.
Gerçekten de Biden çok kötü bir performans sergiledi. Yaşı ve sağlığı ile ilgili tüm endişeleri haklı çıkarmakla kalmadı, daha da körükledi. Biden doğru dürüst cümle kuramadı, Trump’ın yalanlarına cevap bile veremedi. Performansı o kadar kötüydü ki başkanın yaşı ve sağlığı ile ilgili endişeleri olan çevreler de panik hali oluştu.
Demokrat Parti’yi destekleyen medya bile açıktan Biden’a çekil baskısı yapmaya başladı. Hatta New York Times editöryal yazısıyla Biden’in yarıştan çekilmesi gerektiğini yazdı.
Demokrat Parti’nin önde gelen bir çok ismi Biden ile yarışa girilirse kesinlikle kaybedileceği fikrinde. Ancak Biden, sağlığının iyi olduğunu ve Trump’ı ancak kendisinin yenebileceğini savunuyor. Hatta aralarında eski başkan Obama gibi isimlerinde olduğu ünlüleri desteğe çağırdı.
Demokrat Parti de işler fena halde karışmış durumda. Çünkü şu haliyle Trump’ın Biden’i yenmesi kesin gibi. Ancak ABD seçim sistemi çok farklı. Biden, Demokrat Parti delegelerinin oyunu aldı ve ön seçim çoktan bitti.
Ağustos başında Chicago’da yapılacak büyük kongre öncesi aday değişikliği imkanız değil ama kolay da değil. Ortada güçlü aday yok, yeni isim çıkarıp onu yarışa sokmak ve parlatmak için de zaman az.
Başkan Biden’in çekilmesi az da olsa ihtimal ama yerine kimin yarışacağı da ayrı bir kriz hali. Önümüzdeki bir ay hayli hararetli geçecek. Özetle, Amerika tarihi günler yaşıyor. Yüksek Mahkeme’nin dünkü kararı ile Amerikan başkanlarına bir nevi krallık yolu açıldı. Artık yaptıklarından tamamen sorumsuz olacaklar.
Bir an için düşünün; Başkan Trump ve canı ne isterse yapıyor. Engelleyen, sınırlayan yok. Fazlasıyla ürkütücü değil mi ?
Gerçi, “Onu da Amerikalılar düşünsün. Biz Türkiye’de zaten sınırsız yetkili ve sorumsuz bir kralın yönetiminde yaşıyoruz!” diyebilirsiniz.
Nitekim siz de haklısınız…
Demokratlar, ABD seçmenlerini rahatlatacak ve seçimi kazanacak, Biden’in yerine sürpriz bir adayla seçime girecektir. Hiç şüpheniz olmasın.
Sahte diplomalı hırsız Recep Türkiye’yi batırdı. Üç kağıtçı Trump geri zekâlısı da ABD’ni batıracak. Bütün kralların yeri çöp sepeti olmalı.
Bizim Hizmet içinden bu adama destek veren bir sürü kişi var. Yav Biden da düzgün biri değil ama sen Erdoğan’ın kopyası olan Trump’ı nasıl sırf ekonomiyi Biden’dan daha iyi yönetir diye desteklersin? Ekonomi iyi olduğu sürece Erdoğan’a laf söylemeyen insanlardan ne farkın kaldı? Bu insanların Trumpçı olmasında uzun yıllardır burada kalıp Türkiye’yi unutmuş, orada yaşanan zulümleri de hissetmemiş ve burada cumhuriyetçi takılan abilerin de etkisi var bence. Çünkü geçenlerde biri sohbete gelip biraz cumhuriyetçi parti propagandası yapmıştı. Evet, gidip Hristiyan milliyetçiliğini destekleyen, otoriter, diktatörlüğe meyilli bi adaya oy verelim. Sonra burası da Türkiye olsun. Hiç ders çıkarmamışız demek. Ya da belki de Türkiye’de ses çıkarmamış olmamızın sebebi zulmün bize yapılmış olmasıdır. En azından bazılarımız için.