NECİP F. BAHADIR | YORUM
Ankara hareketli… “Ne oluyor?” sorusunun net cevabı yok. Dün Bahçeli konuştu, bugün Erdoğan. Her ikisi de ‘kırılan kolu yen içinde tutmakta’ kararlı. Kolun kırık olduğunun herkes farkında. Gizlemeye veya örtmeye çalışmanın yararı yok. Sarkan ‘kırık kolu’ yen içinde de kalsa görmemek için kör olmak veya ‘ama’ rolü yapmak gerekir. Bahçeli’nin de Erdoğan’ın da ‘kör numarası’ yaptığını herkes biliyor.
Tayyip Erdoğan, MİT Başkanı ve Adalet Bakanı ile Saray’da bir araya geldi. ‘Ne konuşmuş olabilirler’ sorusunun ‘Ankara Emniyeti’ndeki operasyondan başka cevabı olabilir mi? Ya da bu sıcak konuyu konuşmamış olmaları mümkün mü? Olaya MİT’in dahil olduğu sır değil. Yargı sürecinin başladığı da… Başsavcılığın açıklamasına göre operasyonun odağındaki 4 emniyetçi de gözaltında.
Ali Yerlikaya, neden toplantıya çağırılmadı?
Burada haklı bir soru var; toplantıya İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya neden davet edilmedi? Yerlikaya, Ayhan Bora Kaplan operasyonun göbeğindeki isim. Olay onun sorumluluk alanında. Niçin kritik zirvenin dışında tutuldu? Bir tavır mı? Bileti kesildi mi? Yerlikaya da operasyonun bir parçası mı? Erdoğan’ın az çok tanıyanlar bilir, faturayı Yerlikaya’ya keser. Tam bu satırları yazarken iktidar medyası tarafından Erdoğan’ın Yerlikaya’yı Saray’a çağırdığı bilgisi düştü. Çok geçmeden de görüşmenin iptal edildiği bildirildi.
Yerlikaya’nın koltuğu gider mi? Gitmese bile artık orada rahat oturamaz. Koltuğunun bir bacağı kırıldı. Üç ay önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adı geçiyordu. Siyaset bu işte. Erdoğan konuşmasında ‘değişim’ mesajını çok net verdi; “Yorulan, hatası olan varsa dinlenmeye alacağız. Yeni heyecanlı arkadaşlarımızla kadromuzu güçlendireceğiz.”
Hem kabinede hem de partide değişimin eli kulağında. Yerlikaya’ya artık gece uykuları haram… Bundan sonra diken üstünde…
Emniyetçiler MHP’ye yakın
Gözaltna alınan emniyetçilerin siyasi kodu MHP’yi, sosyal kodu ise Menzil’i işaret ediyor. Emniyetçilerden biri para meselesini izah ederken, “Menzil’e hayır için topluyordum!” demedi mi? Gerçek bu olmasa bile çıkış için sarıldığı ip Menzil. Neden? Çünkü Menzil, Bakan Yerlikaya tarafından korunaklı ve dokunulmaz alan. 17 Aralık’ta imam hatip inşaatı için toplanan para gibi. Bu kez İmam Hatip’in yerini Menzil aldı.
Ali Yerlikaya, Menzil kontenjanından bakan… Onu bürokrasinin üst kademelerine taşıyan eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ… Önce Sağlık Bakanlığı’nda personel dairesinin başına getirdi. Ardından da İstanbul Valiliği’ne… Oradan Bakanlığa. Bu kadar kısa sürede, bu kadar hızlı yükselmesinin sebebi Menzil faktörü. Ve Adıyaman’ın ardı pek yaman… Öteden beri bilinen bir gerçek; Menzil siyasi olarak MHP’ye, AKP’den daha yakın.
Menzil hem Ankara Emniyeti’ndeki operasyon hem de bürokraside sıra dışı kadrolaşması nedeniyle ‘olağan şüpheli’ durumunda. Erdoğan’ı olağanüstü kadrolaşmalar rahatsız eder. Taner Yıldız’ın Enerji Bakanlığı, Recep Akdağ’ın Sağlık Bakanlığı döneminde bakanlıkların Menzil’le doldurulması üzerine her iki bakanı da uzaklaştırdı ve yeni gelen bakanlara da ‘Menzil’i eritmeleri’ için talimat verdi.
Ali Yerlikaya, kendi ayağına sıktı
Emniyetteki operasyon çok bilinmeyenli denklem gibi… Ne olduğu tam çözülemedi. AKP kalemleri 17-25 Aralık’a benzeterek ‘Darbe girişimi!’ dedi. Bahçeli, hedefi ‘AKP ve MHP olarak’ açıkladı. Yerlikaya sabah saatlerinde, “Hedef Cumhurbaşkanı Erdoğan!” paylaşmı yaptı ve kendi ayağına hatta kafasına sıktı. Eğer hedef Erdoğan ise operasyonun mahalli sorumluluğu altındaki kendi bakanlığında…
Erdoğan bunu affeder mi? Erdoğan 17-25 Aralık’ın faturasını dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e kesti. Bakanlıktan uzaklaştırmakla kalmadı, çok sert tavır koydu. Ergin soluğu bir başka partide aldı. Şimdi Yerlikaya’yı da Ergin’in akıbeti bekliyor.
İYİ Partili Uğur Poyraz’ın şu sözleri gayet isabetli: “Sayın Ali Yerlikaya! Bahse konu ekipler sizin sevk ve denetiminiz altındaki hatta bizzat sizin tarafınızdan seçilerek görev verilmiş isimlerdir.”
Her aklı başında insan bu tespiti yapar. Nitekim yapmakta da…
Erdoğan operasyonu yorumlarken, “Yenikapı ruhunu baltalamak isteyenler boş durmuyor. Kuklayı da kuklacıyı da oyunu kimin yazdığını da çok iyi biliyoruz.” dedi.
Oyunu kuran kim? Kukla kim, kuklacı kim? Herhalde 4 emniyetçi kukla… Diğer ikisi kim? Erdoğan hiçbir ipucu vermedi. Bu dönemde bürokrasi Bekir Bozdağ’ı, Hasan Doğan ve Mücahit Arslan gibi Erdoğan’a yakın isimleri dosyaya ekleyerek AKP’ye karşı ‘oyun kurmaya’ cesaret edebilir mi? Kesinlikle hayır…
‘Kuklacıyı’ siyasette aramak lazım
Kuklacıyı da oyun kurucuları da siyasette aramak lazım. Muhalefetin eli bürokrasiye uzanabilir mi? CHP veya İYİ Parti’nin emniyette operasyon çekecek kadroları olabilir mi? Hayır olamaz. O zaman iktidarın içine bakmak gerekiyor. Akla en yatkın senaryo 31 Mart sonrası Erdoğan’ın CHP’ye yaklaşmasından rahatsız olan ve bunu da gizleyemeyen MHP’den başkası olamaz.
Seçim yenilgisini analiz ederken birçok AKP’li isim MHP’nin kendilerine ‘yük olduğunu’ söyledi. Bu sözler Bahçeli’nin kulağına gitmez mi? Gider tabii ki… Yanında derin abisi olduğunu da unutmamak lazım. Bahçeli ortağının MHP’siz arayışlara girdiğini düşünmesi gayet doğal. Lojistik destek 7 yıl İçişleri Bakanlığı yapan gizli MHP’li Süleyman Soylu’dan, ‘oyunu kuran’ da Bahçeli olmalı. Grup konuşmasında söylediği sözler ‘suçluluk telaşı’ içindeki birinden ancak sadır olur. Bahçeli’nin ağzından çıkan cümleler psikolojisinin de ne kadar bozuk olduğunu gözler önüne serdi.
Erdoğan da operasyonun kendi ifadesiyle ‘kanun dışına çıkan, marazi emniyetçilerle’ sınırlı olmadığının farkında. Ki kuklacıdan, oyun kurucudan söz etti. Bütün bunlara bakarak ‘güvercin kavgasının’ bütün şiddetiyle sürdüğünü söylemek yanlış olmaz. Yaşadığımız ve duyduğumuz sesler ‘Cumhur İttifakı’ndan’ yükselen çatırtı gümbürtüsünden. Her iki parti için de ‘boşanmak’ o kadar kolay değil. Çünkü ‘Viran olası hanede evlad-ı ıyal’ var. Boşanmak ancak ‘erken seçimle’ mümkün. Ankara’da bir süredir gözler Bahçeli’de… Her an erken seçim kartını masaya sürmesini bekleyenler hiç de az değil.
Nitekim Erdoğan ‘Hemen yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklıyız’ dedi. Ben bu mesajın doğrudan MHP Lideri Bahçeli’ye olduğunu düşünüyorum. Açıkça el yükselterek ‘Restine hazırım’ demek istedi.
Görüldüğü gibi Ankara çok hareketli… Bulunduğum ülkede önümüzdeki ay seçimler var; buna rağmen siyaset pek hareketli değil. Uzaktan okuyabildiğim kadarıyla Türkiye siyaseti her türlü sürprize gebe. Buna ‘erken seçim’ de dahil. Tabii başka gelişmeler de. Daha önce dediğim gibi siyasetsiz yıllar bitti. 31 Mart’tan sonra klasik siyaset yeniden başladı. Yaşadığımız bunun tezahürleri…