TR724’E KONUŞTU | Günay: KHK sorunu Meclis’e getirilmelidir, Türkiye bu yükü artık taşıyamaz; taşıyamıyor

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Erdoğan’ın etrafında ‘Kraldan fazla kralcı’ tipler olduğunu söyledi. “Bunların ne AK Parti’nin geçmişiyle ilgisi var ne devlet geleneğiyle ilgisi var, ne ciddi bir hukuk bilgisi var.” diyen Günay, “Fakat bunlar devletin en tepelerine, Cumhurbaşkanı’nın çevresine kümelenmişler ve onun adına etrafa kılıç sallıyorlar. (…) Türkiye’yi otokratik bir Asya devleti haline getirmeye dönük arayışlar tarihin çöplüğüne gidecektir. Yakındır, çok da uzak değil…” ifadelerini kullandı.

Ertuğrul Günay, Cumharbaşkanı Erdoğan’ın, “Bu benim son seçimim!” açıklamasını da çok inandırıcı bulmadığını söyledi. Günay, “Bırakacağına çok ihtimal vermiyorum.” dedi. Ertuğrul Günay, yakın dönemde bir ‘erken seçim tartışması olacağını düşünmediğini söyledi.

Türkiye, artık hukuksuzluğu taşıyamıyor

AİHM’nin ‘hak ihlali’ kararlarının hatırlatılması üzerine Günay, şunları söyledi:

  • Türkiye’nin Batı’yla ipleri iyice gerecek şekilde ısrarcı olacağını sanmıyorum. Türkiye’nin ana doğrultusu Batı demokrasileridir. Bu da Türkiye’nin yararınadır. Türkiye 2016’da bir yargı darbesi atlattı ancak onun arkasından gelen OHAL’in yaralarını hala saramıyoruz. Bu korkunç bir şey. Türkiye artık bunca insanın hiçbir suç işlemeden tutuklu olmasını, işinden aşından yoksun kalmasını taşıyamaz. Taşıyamıyor.
  • AİHM’nin ihlal kararları TÜrkiye’ye sel gibi tazminat yükümlülükleri getirecek. Artık bunlar sürdürülebilir değil. Yalçınkaya kararı var. Emsal bir karar. Ben temenni ederim ki artık bu seçimden sonra yaraları saracak olan ve bu sel gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden gelecek olan ihlal kararlarının da bir ölçüde yükünün hafiflemesine yol açacak olan yeni düzenlemeleri Türkiye gündeme getirir.
  • Bence önümüzdeki dönemde muhalefet de bu konuları Meclis’e getirmelidir. Muhalefet de bu konuları ciddi tartışma konusu olarak yapmadı şimdiye kadar. Yani zaman zaman belli eşiklerde bunlar söylenegeldi ama bir temel mesele olarak Meclis’in önüne getirilmedi. Artık getirilmelidir ve bunların yarasının sarılması konusunda bir ortak yol bulunmalıdır. Bu artık taşınmaz bir hukuki, siyasi, insani, vicdani yük haline geldi. Evet umarız siyasiler bu noktada üzerlerine düşeni yapar çünkü ağır tazminat yükü ufukta görünüyor.

TR724’ün YouTube kanalında yayınlanan Mehmet Şahin’in sunduğu ‘Ajans’a konuk olan Ertuğrul Günay, Cumhurbaşkanı Danışmanı Mehmet Uçum’un YSK’nın ‘Van’ kararını eleştirenleri tehdit ettiği paylaşımının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

Geçtiğimiz dönemde bu kılıç sallamaların bazı etkisi oluyor idi. Bu kez olacak mı onu da göreceğiz. Ben çok olacağını tahmin etmiyorum. Olursa bunu talihsizlik sayarım. Hem AK Parti için, hem Türkiye için.

Bu adını söylediğiniz arkadaşın (Mehmet Uçum) siyasi geçmişi de çok tartışmalı biliyorsunuz. TKP’den Perinçek çizgisine kadar bir çok yerde dolaşıp gelmiş. Şimdi gariptir ki AK Parti’de de değil; sayın Cumharbaşkanı’nın çevresinde bir sıfat taşıyarak söz söylüyor.

Bir kere zaten yaptığı devlet usulüne aykırı. Danışman fikrini kimin danışmanıysa ona söyler. Danışman böyle oturup Türkiye’nin ortasına tartışma konusu olacak söz söylemez. Bunlar devlet geleneğinden bihaber olmanın belki sürüye kurt düşürecek bir aymazlık içinde olmanın belirtileri…

Çok ciddiye almıyorum ben. Çok kaba ve çok yersiz. Üstelik o demecinde benim altını çizdiğim bir hususta vardı. Müthiş bir Batı düşmanlığı var. Biz Osmanlı’dan bu tarafa yüzü Batı’ya dönük bir toplumuz. Biz Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesiyiz. Yarım asırdan fazla zamandır bir AB maceramız var. 60-70 yıldır NATO’nun üyesiniz biz. Biz Batı kampına ait bir ülkeyiz. Tercihimiz Batı demokrasisi. Batı düşmanlığıyla Cumhurbaşkanı Danışmanı olduğunu sanan vatandaş nereye vardırmaya çalışıyor. Bahçeli gibi söylersek, ‘Ne yapmak istemektedir!

Bunlar AK Parti içerisinde de çok ciddi bir muhasebeye tabi tutuluyor. Yani devletin bileşenlerinden birisi değil bahsettiğiniz arkadaş. Orada birileri fikrini sorarsa söylemek zorunda olan birisi. Kerameti kendisinde sanıp böyle boyunu aşan şeyler söylüyor. Bizim devletimiz bu tür uçuk sözleri her şeye rağmen hizaya sokmasını da bilir.

Muhtemelen bu sözlerine cesaret veren bir takım çevreler vardır. Bunlar belli konjünktürlerde biraz etkili de olabildiler. Hatta 17/25 Aralık ve 15 Temmuz’dan sonra Erdoğan’ın çevresini de önemli ölçüde sardılar belki ama bunların devlette yarattığı tahribatı da herkes görüyor. Görenlerin arasında bence AK Parti’nin önde gelenleri (ne kadar önde geleni kaldıysa) görüyor.

Bunlar, Türkiye’nin tarihsel çizgisine ayrıkı arayışlar ve davranışlardır. Belli konjonktürlerde etkili olabiliyorlar ama ilanihaye etkili olabilmeleri mümkün değil. Bu tür arayışlar tarihin çöplüğüne gidecek. Türkiye’yi otokratik bir Asya devleti haline getirmeye dönük arayışlar tarihin çöplüğüne gidecektir. Yakındır, çok da uzak değil… 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin