CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kurultay öncesi partisinin son grup toplantısında konuştu. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘Büyük Filistin Mitingi’ üzerinden yüklenen Kılıçdaroğlu, “Sen iktidarsın, muhalefet değilsin. Ne işin var mitingde? İktidarı bize devret, Filistin sorunu nasıl çözülüyor göreceksin. Seni de sözde kefenle karşılıyorlardı, onlar nerede?” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, konumasında hakkında verilen ‘ihlal’ kararına rağmen TİP Milletvekili Can Atalay’ın tahliye edilmemesine de tepki gösterdi: “Yargıtay talimatla karar aldı. Can Atalay niye içeride, hangi gerekçeyle? AYM’nin emsal kararları olmasına rağmen talimatla karar aldı. Evet bizim vekilimiz değil ama CHP bir haksızlık varsa kapı gibi onun karşısındadır.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından kayda değer bölümler şöyle:
- Erdal İnönü’nün ölüm yıldönümü. Bir bilim insanı ve bir siyasetçiydi. Onu rahmetle, saygıyla anıyoruz.
- Anıtkabir’e yürüdük ve bütün insanlarımız oradaydı. 1 milyon 182 bin vatandaş, Anıtkabir’i ziyaret etti. Artık öyle bir noktadayız ki hiçbir güç Cumhuriyet’i ve demokrasiyi engelleyemez.
- Nasıl bir Cumhuriyet? Fikri, vicdanı, irfanı hür nesiller ister Cumhuriyet. 100 yıllık bir Cumhuriyeti, 22 yıla sığdırmak ne kadar doğrudur? 1927 yılında uçak fabrikasını kuran Türkiye’yi nasıl görmezsiniz? Toprak Mahsulleri Ofisi’ni, TARİŞ’i nasıl görmezsiniz? Bugün devleti yöneten en tepedeki kişi kendi dönemini anlattı.
- Osmanlı’nın borcunu son kuruşuna kadar, yoksullukla mücadele ederken Türkiye Cumhuriyeti ödedi. Onlar büyüme ve kalkınma için kimseye el avuç açmadı. Bunlar da kapı kapı dolaşıyor kimden 3-5 kuruş alsak diye. Yalvarılır mı yakarılır mı ya? Cumhuriyeti kuranlar yolsuzluklarla mücadele ettiler. Bunlar ise yolsuzlukla mücadele etmesinler diye yasa çıkardılar.
- Onlar liyakata önem verdiler. Onlar asla mal varlıklarıyla tehdit edilmediler. Onlar milli kurtuluş savaşını buradan, Gazi Meclis’ten yönettiler. Geldiğimiz hale bakın şimdi burası sarayın noteri gibi çalışıyorlar. Onlar Türkiye’yi sığınmacı deposu haline getirmediler. Bunlar egemen güçlerle anlaşıp Türkiye’yi göçmen deposu haline getirdiler. Nasıl bir cumhuriyet? Demokrasisi gelişmiş bir cumhuriyet.
- Onlar her kuruşun hesabını millete veriyorlardı. Bunlar ise lüks ve şatafat içindeler. Sayıştay tamamen işlevsiz bırakıldı. Bunlar Türk Lirası’nı yerde sürüklenir hale getirdi. Öyle
Akşam, T24’e girmeye çalıştım. Türkiye’de herkesin saygı duyduğu bir internet sitesi. Bir türlü açılmıyor. Öğrendik, bir haber dolayısıyla bütün siteye erişim engeli uygulamışlar. Bir akıl tutulması. - Cumhuriyet, aynı zamanda kimsesizlerin kimsesidir. Halkın iradesini yok sayan rejime demokrasi denmez. Herkesin karnının doyduğu bir cumhuriyet. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı bir cumhuriyet. Her insanın hakkının, hukukunun korunduğu bir cumhuriyet.
- Erdoğan inanç konusunda da samimi değil! İnanç konusunda samimi olan insan bu kadar yoksulluk yaratmaz! Tefecilere hizmet edenler, bana inanç dersi veremezler! Sen yandaşlara düşük faizli kredi vereceksin, faturayı yoksullar ödeyecek! Bu mudur hak, hukuk, adalet!
- Garibana düşük faizle kredi vermiyorlar. Sırtını saraya dayamış olanlara düşük faizle kredi veriyorlar. İnanç konusunda da Erdoğan’ın samimi olduğunu düşünmüyorum. Samimi olsa yoksulları düşünür.
- Filistin’de kan akıyor. Başkenti Kudüs olan bir Filistin’i her yerde, her zaman destekliyoruz. Beyefendi miting yapıyor. Sen iktidarsın, muhalefet değilsin. Ne işin var mitingde? İktidarı bize devret, Filistin sorunu nasıl çözülüyor göreceksin. Orta Doğu’ya barış nasıl geliyor göreceksin. Burnumuzun dibindeki halkların kavga etmesini istemiyoruz. Oradaki barış bize de yansır.
- Beni Dışişleri Bakanlığı’nın eskiden olduğu gibi olduğuna kim inandırabilir? Gazze’ye yardım için belediye başkanlarımız hazır. Gazze’de yaşayan Filistinlilere her türlü yardımı yapacağız. Filistin ve Mısır Büyükelçiliği ile görüşeceğiz. Bunların yapamadığını muhalefetteyken biz yapalım bari.
- Ne Gazze’ye gitti ne de başka bir yere. Saray’ın dışına çıkmadı. Bol bol ahlâki ve siyasi meşruiyeti olmayan videolar dolaştırdı ve Cumhurbaşkanlığı’nı sahtekârlık yaparak kazandı. Atatürk, Cumhuriyet’i kurarken ‘Hâkimiyet milletindir’ demişti.
biriside çıkıp desin, nasıl çözeceksin? ne kadar ucuz bir politika. birileri bunu sustursub resmen iktidara çalışıyor.
Özdağ ile yaptığın mutabakat gibi bir mutabakat yaparak mi çizeceksin? diye sorarlar diye uyarması lazımdı danışmanlarının…
Bence bu adama sen halk adamisin halkı ikna için istedigini konus istediğin yere yuru diyorlar bu adama, sonra da el altindan mutabakat yapıyor danismanlari.
Bence aç için kabeye yürüyerek gitse bile ikna edemez insanları artık…