Soylu’ya ulaşana kadar

YORUM | ALPER ENDER FIRAT 

Bugüne kadar iş tuttuğu herkesle yolunu daha sonra ayıran, işi bitince düşman olan AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan’ın, 15 Temmuz’daki yol arkadaşlarının bazılarıyla araya mesafe koyduğunu söylesek yanlış olmaz. 15 Temmuz akşamı ve sonrasındaki rutin dışı işlerin uygulayıcısı Ayhan Bora Kaplan’ın tutuklanmasıyla başlayan sürecin nereye kadar uzanacağını hep beraber göreceğiz. 

Recep T. Erdoğan bugüne kadar elindeki bütün kiri pası yola beraber çıktığının, ittifak ettiğinin üstüne bırakıp kenara geçti. 15 Temmuz sonrası işlenen kriminal işleri -en azından önemli bir kısmını- de Ayhan Bora Kaplan ve iltisaklı çevrelerin üzerine bırakacak gibi duruyor. Onun ilişki çemberi içinde ismi dolanan Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman’ın barajı ‘ben fütüyle mücadele ettim’’ noktasında kurması kavganın bir hayli ilginç geçeceğine işaret ediyor.

Operasyonun, cemaate karşı hukuksuzluğun dibini sıyıran Yüksel Kocaman’ı da içine alacak şekilde ilerlemesi ittifakın bittiğini, Recep T. Erdoğan’ın bunlara artık ihtiyacının kalmadığını da gösteriyor. Bundan sonra muhtemelen yapılacak şeyin, 7 yıldır işlenen bütün kriminal işleri -daha sonra kendilerini bulmaması için- bunların üzerine bırakmak, en azından o suçlardan temizlenmek olacağını tahmin ediyorum. 

15 Temmuz’da insanları öldüren, topluma korku salan çetelerin yeni rejimin kurulmasında da bir hayli emekleri olmuştu. Bir tezgah kuruyorsunuz, bu tezgahla, kanunda yazan hiçbir suçla suçlanamayan yüz binlerce insanın canına ve malına kast ediyorsunuz. Kurulmasına yol verdiğiniz çeteler eliyle insanların mallarına çöküyor, kimse itiraz edemesin diye korku iklimi oluşturuyor, aç köpekleri insanların üzerine sürüyorsunuz. Olağanüstü hal şartlarını oluşturup, siyaseten 100 senede yapamayacağınız şeyleri bir günde gerçekleştirecek hokkabazlıklar çeviriyorsunuz. Bu çeteleriniz aracılığıyla hayatlarında karakol yüzü görmemiş insanların kapısına dayanıp dava açma tehdidiyle nesi var neyi yok hepsine çöküyorsunuz. Bu sırada, eşkiyalar işlerini güvenle yapsın diye kanun çıkarıp bunları koruma altına alıyor, haramilik ve vandallığı yasallaştırıyorsunuz. 

Bu süreçte sizin köpekliğinizi yapan kim varsa onu yüksek yargıya göndererek ödüllendiriyorsunuz. 

Bununla da yetinmiyor, çetelerinizin önünü açıp ülkeyi dünyanın uyuşturucu merkezi haline getiriyor, dünyanın bütün gangsterlerinin sığınabildiği bir yuva yapıyorsunuz. Uyuşturucu ticaretini emniyet üzerinden yapıyor, kuryeyi, torbacıyı bizzat polis memurlarından seçiyorsunuz, milyarlarca dolarlık beyaz ticaretini devlet kurumlarının korumacılığında yapıyorsunuz. Tam yedi yıl boyunca ülkede sistemi böyle işletiyor, daha önceki rüşvet, yolsuzluk gibi şeyleri onlarla katlayacak uluslararası kriminal bir hırsızlık ağı kuruyorsunuz. 

Sonra bütün bunları birilerine havale edip annenizden doğmuş gibi tertemiz, pürü pak hale geliyorsunuz. Türkiye’de siyaset çok güzel bir iş gerçekten.  

Ayhan Bora Kaplan operasyonun saman alevi gibi parlayıp sonra unutulmaya bırakılmayacağı kanaatindeyim. Bu operasyon aracılığıyla hem Erdoğan sonrası Süleyman Soylu tehlikesinden kurtulacaklar, hem boşlukta duran ve ileride başlarını ağrıtması muhtemel kriminal işlere bir sorumlu bulacaklar, hem de çete ve mafya dünyasında kartları yeniden dağıtacaklar.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Məzlumları yemek için ısıranların, birbirlerini yemelerini seyretmek hoş bir duygu..
    En azından bana mutluluk veriyor.
    Tuaf bir zevk alma yöntemi ama nedense istiyorum.
    Daha da
    Daha da.
    diyorum.
    istiyorum ki, çok olsun zalimlerden bir-birini yemeler ve bende bakıp bakıp mutlu olayım…
    Hani aklım da aslında tokatlıyor beni, kendime gel gel böyle mutluluk mu olur? Başkasının eziyet çekmesinden bir insan nasıl mutluluk duyabilir ki??
    Ben samimi davranıyor ve mutlu olduğumu söylüyorum..

    Yesinler birbirlerini ve biz de seyredelim.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin