Maradona’nın talihsizliği

YORUM | HASAN CÜCÜK 

Diego Armando Maradona futbol otoritelerine göre Pele’den sonra yeşil sahaların gördüğü en iyi oyuncuydu. Futbol kariyeri oldukça çalkantılı geçen Maradona’nın zirve yılları bir elin parmakları kadar oldu. Bu süre içine inanılmaz başarılar sığdırdı. Barcelona’da tutunamayıp Napoli’ye transfer olduğunda İtalya’da tarih yazacağından habersizdi. Arjantin’i Meksika 1986’da neredeyse tek başına kupaya taşırken, ‘bir takıma bedel’ olduğunu gösterdi. 1991’den sonra kariyeri skandallarla geçti. Teknik adamlık serüveni, futbolculuğunun çok uzağında kaldı. 25 Kasım 2020’de kalp krizinden 60 yaşında hayata veda etmenin talihsizliğini yaşadı. Zira vefatından iki yıl sonra ülkesi Arjantin, üç yıl sonra ise kalbinin kulübü Napoli tarihi başarıya imza attı. 

Maradona, Temmuz 1984’te 12 milyon Euro bedelle Napoli’ye transfer olduğunda bir şehrin talihi değişecekti. İtalya Serie A’da şampiyonluk yaşamayan, hatta yaşaması da pek mümkün olmayan Napoli, süperstarın gelmesiyle kimlik değiştirdi. Napoli, Maradona’nın maestroluğunda 1986-87 sezonunda tarihin akışını değiştirip Serie A şampiyonluğuna ulaştı. Bir yıl sonra da Avrupa’da şampiyonluk geliyordu. Maradona’lı Napoli UEFA Kupası’nı kazanırken, kulüp Avrupa arenasında ilk ve şu ana kadar tek kupasını müzesine taşıyordu. 1989-90 sezonunda bir kez daha Serie A’da zirvenin adı Napoli oluyordu. Dört yılda gelen iki Serie A, bir UEFA Kupası şampiyonluğu rüya ötesiydi. 

Maradona, Napoli ile tarihi yeniden yazmadan önce milli takımla zirveyi görmüştü. 1978 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Arjantin, Kempes ve Ardiles gibi iki starının sayesinde kupaya uzanmıştı. 8 yıl sonra kupanın ev sahibi adresi Meksika olurken, kupanın favorisi olarak Brezilya öne çıkıyordu. Dengeleri değiştiren ‘bücür’ oluyordu. Maradona adı silinmez bir şekilde futbolseverlerin hafızalarına kazınıyordu. İngiltere’de kendi yarı sahasından alıp, kaleci dahil önüne geleni çalımlayıp attığı gol Dünya Kupası tarihinin en iyi golü seçilecekti. Hoş, İngiltere’ye attığı ilk golü eliyle atmış olsa da Maradona kendini savunmakta mahir davranacaktı; ‘Benim değil, Tanrı’nın eli.’’

1986-90 arasında hem kulüp hem de milli takımı sürükleyen isimdi. 1990’da Napoli’yi şampiyon yaptıktan haftalar sonra İtalya’nın ev sahipliğini yaptığı 1990 Dünya Kupası’nda ülkesini bir kez daha finale taşıdı. Finalde gülen taraf Almanya olurken, 4 yıl öncesinin rövanşını da alıyorlardı. 

Oyunculuk sonrası başladığı teknik adamlık serüveni beklentilerin çok altında geçti. 2008’te milli takımın başına geçti. 2010’da Dünya Kupasını teknik adam olarak da kaldırma hayalleri çeyrek finalde 4-0’lık Almanya yenilgisiyle sonlandı. Messi’yi yanlış yerde oynatması başta olmak üzere birçok konuda eleştirilerin hedefi oldu. Milli takım sonrası teknik adamlığı ‘kafasına göre takılma’ boyutunda geçti. Aldığı kilolar, girdiği sağlık krizleri, kullandığı maddeler artık Maradona’yı tanımlamak için kullanılıyordu. Ancak ne olursa olsun o Maradona idi. 

Arjantin, 24 yıl aradan sonra Brezilya 2014’te finale gelirken, Maradona şampiyonluğu heyecanla bekleyen isimlerin başında geliyordu. Kendisinden sonra Messi gibi bir başka süperstarı çıkarmış Tangocuların, dünya kupasından bunca yıl uzak kalması moralleri bozuyordu. Yıllar sonra gelen fırsatı, ellerinden yine Almanlar alıyordu. Arjantin’in hanesine 1990’dan sonra 2014’te de hüzün ve gözyaşı düşüyordu. 

Bir ara iflas edip Serie C’ye kadar düşen Napoli ise son yıllarda yeniden zirve mücadelesi veren ekip oluyordu. 2017-18 sezonunda şampiyonluğa çok yaklaşan Napoli, Juventus’un 4 puan gerisinde 91 puanla ligi tamamladı. 

Maradona, 25 Kasım 2020’de 60 yaşında hayata veda etti. Hasretle beklediği Dünya Kupası şampiyonluğuna ülkesi Arjantin iki yıl sonra ulaştı. Katar 2022’de Messi’li Tangolcular, 36 yıl aradan sonra tarihlerinde üçüncü kez kupaya uzanırken gözler tribünlerde en çok Maradona’yı arıyordu. Arjantin’in şampiyonluğunun üzerinden yarım yıl geçmeden bu kez Napoli sahne aldı. Luciano Spalletti yönetimindeki Napoli, müthiş başladığı sezonda bitime 5 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. En yakın rakibine 16 puan fark atan Napoli, tarihinde 3. kez Serie A şampiyonluğuna ulaşırken, 33 yıllık hasreti dindiriyordu. Elbette gözler yine Maradona’yı arayacaktı. Vefatı sonrası stadın adı Diego Armando Maradona olmuştu. Udinese deplasmanında alınan 1-1’lik skor şampiyonluğa yetiyordu. Maradona Stadı’nı dolduran on binlerce taraftar ise dev ekranda maçı seyredip, şampiyonluğu doyasıya yaşadı. Tabii ki gözler yine onu, Maradona’yı aradı. Napoli şehri takımıyla bir bütün olup, 33 yılın hasretini coşkuyla kutlarken herkesin aklından ‘Keşke o da bugünleri görseydi’ cümlesi geçecekti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin