Çaya çorbaya FETÖ!

YORUM | Av. ÖMER TURANLI

Asrın nefret söylemi “fetö”dür, aslında asrın siyasi keşfi demek daha doğru. Nasırlaşmış bir kavram bu, söküp atması artık çok zor. Herkes papağan gibi birbirlerinden işittiklerini tekrar edip duruyor.

İnsanız, unutuyoruz. Biraz uzun ama bu noktaya nasıl geldiğimizi unutmamak için bir hatırlatma yazısı bu. Geldiğimiz nokta ne derseniz, kırk bine yakın insanın hayatını kaybettiği bir deprem felaketinden sonra ülkenin resmi yardım kurumunun başındaki adamın, beceriksizliğini arsızca, yüzü kızarmadan “fetö” diyerek örtmeye çalışması desem anlarsınız.

Aslında kutuyu ilk açan siyasetçiler oldu. Balık baştan kokar ya, listeye oradan başlayalım.

  • AKP’liler her fırsatta CHP’lileri “fetö” ile iş birliği içinde olmakla, CHP’liler de AKP’lileri “fetö”nün siyasi ayağı olmakla suçluyor.
  • Kurucusu oldukları AKP’den dışlanan Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Eski Bakan Ali Babacan ve Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu “fetöcü” ilan edildi. Davutoğlu ise kendisini “fetöcülük” ile suçlayanların “fetö” taktiği kullanan troller olduğunu söyledi.
  • Seçim döneminde iktidar medyası tarafından Erdoğan’ın rakibi hakkında “fetö ile mücadele döneminde örgütü savunan sözleriyle bilinen Muharrem İnce…” diye haberler yapıldı. İnce de aynı dönemde “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 17-25 Aralık’tan iki sene sonra fetö okullarına 114 milyon lira verdiğini” iddia ederek AKP’lileri “fetöcülükle” suçladı.
  • Ekrem İmamoğlu hakkında “fetö” üyeliği iddiasıyla soruşturma yürütüldü. Kendisine “fetöcü” denmesine tepki veren İmamoğlu da “kimin geçmişte fetöcülerle beraber olduğunu herkes biliyor” manasına gelen ifadelerle kendisine “fetöcü” diyenlerin asıl “fetöcü” olduğunu söyledi.

Daha sonra bir “Fetö kumpası” lafı uyduruldu. Bu söylem o kadar etkiliydi ki, yerli yersiz herkes bu ipe sarıldı.

  • Mesela, Doğan Grubu Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu’nun 2016 yılında “fetö”den gözaltına alınması ve tutuklanması üzerine Doğan Holding yaptığı açıklamada, yapılan hukuksuzluğa değinmeden “fetö”nün kendilerine kumpas kurduğunu iddia etti.
  • Haklarındaki dava Yargıtay tarafından onanan parti yöneticileriyle ilgili açıklama yapan Hüda-Par Genel Başkanı İshak Sağlam, “iktidarda olanlar fetönün Hüda-Par’a kumpasına sessiz kaldı” dedi.
  • Ankara’da resmi bir kurumda çalışan kadın memur, kendisine cinsel tacizde bulunan il müdürü hakkında şikayetçi oldu, savcılık cinsel tacizden dava açılmasını istedi ama Bakanlık “fetö” kumpası diyerek soruşturma izni vermedi.
  • Cinayete azmettirme suçundan 6 ay cezaevinde kalan AKP’li Fatma Görgen Selimoğlu kendisine “fetö” kumpası kurulduğunu iddia etti ve “Cumhurbaşkanımıza zarar vermek için beni cezaevine atanlar fetöcü çıktı” dedi.
  • Kayseri’de fuhuş yaptırmaktan 33 yıl 9 ay hapis cezası alan bir şahıs “fetö bana kumpas kurdu” dedi

Bu da yetmedi, “fetö” söylemi ülke sınırlarını da aştı.

  • ABD’li papaz Andrew Craig Brunson, Barack Obama, Joe Biden, Hillary Clinton, Preet Bharara, Senatör Charles E. Schumer, OFAC Başkanı David Cohen, Henri Barkey, Michael Rubin, Graham E. Füller gibi isimler de “fetöcü” ilan edildi. 

Bitmedi… Bu ülke öyle akıl almaz şeylere sahne oldu ki!

  • Atalay Filiz isimli katil, Ankara’da iki kişiyi öldürmek suçundan yargılandığı davada iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılınca, cinayetlerin yazıldığı gibi aşk cinayeti olmadığını, arkadaşı olan Göktuğ Demirarslan’ı, “fetöcü” olduğu için öldürdüğünü iddia etti.
  • Osmangazi Üniversitesinde 4 kişiyi öldürerek katliam yapan Volkan Bayar’ın, rektörlük ile işbirliği içinde birçok kişiyi “fetöcü” diye ihbar ettiği ortaya çıkmasına rağmen, katliamdan sonra aslında katil Bayar’ın “fetöcü” olduğu yönünde haberler yapıldı. 

Konu futbola bile sıçradı. Sadece şike olayı da değil, iş öyle çığırından çıktı ki.

  • Türkiye Futbol Federasyonu, MHK, PFDK, Tahkim ve Temsilciler Kurulu’nda herkes birbirini “fetöcü” ilan etti.
  • İbrahim Hacıosmanoğlu’nun suç duyurusu üzerine aralarında eski MHK Başkanı ve Süper Lig hakemlerinin de bulunduğu 20 kişi hakkında “Fetö”den inceleme başlatıldı.
  • Rizespor Kulübü Mali İşler Müdürü Mustafa Tansuyu, kulüp malzemecisi Ahmet Koç’un ihbarı üzerine “Fetö”den gözaltına alındı.  

Tacizciler bile “fetö” söyleminden medet umar hale geldi bu ülkede. Hatırlayın.

  • Ankara’daki bir gösteride gözaltı sırasında bir kadına yönelik yaşanan polis tacizini savunan Ankara Emniyet Müdürlüğü, mağdur için “babası FETÖ üyesi” şeklinde açıklama yaptı.
  • 55 yaşında olan ve 8 yaşındaki bir kızı taciz eden bir adam kızın ailesinin “fetöcü” olduğunu iddia ederek sıyrılmaya çalıştı.
  • Osmaniye’de öğrencileri tarafından taciz ile suçlanan ve tutuklanan bir öğretmen kendisine “fetöcülerin” kumpas kurduğunu iddia etti.

Daha akıl almazları da yaşandı bu ülkede.

  • Melih Gökçek, İstanbul’da yakın tarihte gerçekleşmesi beklenen büyük depremin aslında suni bir deprem olacağı ve bunun “fetöcüler” tarafından yapılacağı saçmalığını attı ortaya.
  • Metin Külünk, TBMM’de düzenlediği bir basın toplantısında, “Bana göre Mustafa Kemal, 15 Temmuz’un arkasındaki akıl tarafından, fetönün arkasındaki güç tarafından zehirlenerek öldürüldü” dedi. 

Sonra, polemik ve hesaplaşma aracına dönüştü “fetö”.

  • Cem Küçük, Mavi Marmara olayı ile ilgili ifadelerinde dolayı, Salih Tuna tarafından “fetöcü” ilan edildi.
  • Odatv de Küçük’ün “kripto fetöcü” olduğunu ve “fetö” propagandası yaptığını yazdı.
  • Fidel Okan, Süleyman Soylu’yu; Ahmet Hakan, Nagehan Alçı’yı; Ahmet Kekeç, Kazım Güleçyüz’ü; Şirin Payzın önüne geleni “fetöcü” ilan etti. Nedim Şener’i unuttuğumu sanmayın bu arada ama onu ifade edecek kelime bulamıyorum.

O kadar çelişkili şeyler söylendi ki kimse doğru mu diye merak edip bakmadı bile.

  • İktidar yanlısı medya, 28 Şubat’ın aslında bir “fetö” projesi olduğu ve “fetö”nün 28 Şubat’ı desteklediğini söylerken; Ertuğrul Özkök gibileri ise 28 Şubat’ın asıl “fetö”yü bitirmek için planlandığını öne sürdü.
  • Önce 15 Temmuz günü Erdoğan’ı gözaltına almaya giden özel kuvvetler timinin tamamının “fetöcü” olduğu iddia edildi, sonra 15 Temmuz günü Erdoğan’ı koruyan askerlerin ve Erdoğan’ın o gün bindiği uçağı kullanan pilotun “fetöcü” olduğu söylendi.
  • AKP’liler, Gezi eylemlerinin arkasında “fetö”nün olduğunu ve Gezi’nin “fetönün hükümeti devirmek için gördüğü bir fırsat” olduğunu iddia erken; Gezi’yi savunanlar ise “Gezi’nin fetöcü değil fetöye karşı olduğunun” ispatı yarışına girdiler.
  • İstanbul yerel seçimlerini hatırlayın, mesela nasıl bir algı savaşı vardı: Seçimde yarışan iki adaydan ikisi de “fetöcü”; iki rakip siyasi parti de “fetöcü”; iki taraf da “fetöcü slogan ve taktikleri” kullanıyorlar; hem İmamoğlu’nun kazandığı seçimi organize eden seçim kurulları hem de Erdoğan’ın kazandığı seçimi yöneten seçim kurulları “fetöcü”; hem seçimin iptali yönünde olumlu oy kullanan hem de olumsuz oy kullanan YSK üyeleri “fetöcü”; seçimin iptalini destekleyenler de desteklemeyenler de “fetöcü” ve “fetö” hem seçimin iptal edilmesi için uğraşıyordu hem de iptal edilmesine üzülüyordu.
  • Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi olayı da “fetöcülük” ile açıklanmaya çalışıldı. Başta Erdoğan düşürme emrinin kendisi tarafından verildiğini, Davutoğlu ise emri bizzat kendisinin verdiğini savunurken; sonradan olayın “fetö” tarafından gerçekleştirildiği ve Türk pilotların “fetöcü” olabileceği bizzat Erdoğan tarafından dillendirildi.
  • Aynı şekilde iktidar medyası, Uludere’de sınırda kaçakçılık yapan 34 köylünün PKK’lı sanılarak yanlışlıkla öldürülmesi olayını “fetönün büyük ihaneti” şeklinde haberleştirdi.

Daha devam edelim. İşin cılkı öyle çıktı ki, aile kavgaları bile “fetö” üzerinden yapıldı.

  • Türkücü Latif Doğan “fetöcü” olduğu gerekçesiyle Rus gelini tarafından ihbar edildi.
  • Teyzesi, polis olan yeğenini “fetöcü” diye şikâyet etti.
  • Ailevi nedenlerden dolayı aralarında husumet bulunan akrabasını “fetö” ile bağlantılı olduğu iddiasıyla valiliğe ihbar eden kişi, sahte MİT kimliğiyle gözaltına alındı. Hukuki konularla ilgili bir forum sitesinde yardım isteyen bir kişi aynen şunu yazdı: “Sevmediğim akrabamı fetöcü diye ihbar ettim, durum ortaya çıktı ailem dahil tüm sülale iftira attığımı itiraf etmemi bekliyor”.

Daha absürtlerini de yazalım…

  • Bir kişi, kendisine rakip gördüğü bir doktoru çok hastası olması gerekçesiyle “fetöcü” olduğu için ihbar etti.
  • Bir kişi, şarkıcı Mabel Matiz’i “klibinde 1 dolarlar havada uçuştuğu için” için “fetö”ye destek iddiasıyla savcılığa şikayet etti, şikayet üzerine soruşturma açıldı ve Matiz ifade verdi.
  • Ezel ve Çocuklar Duymasın gibi çok izlenen popüler dizilerde “fetö” mesajları verildiği ve “fetö” kitapları gösterildiği şeklinde haberler yapıldı.
  • İş adamı Hayri Uğur, 5 yıllık yasak aşkıyla evlenebilmek için eşi aleyhine “fetö” senaryosu kurdu.
  • Kendisinden boşanmak isteyen işadamına, boşanmak istemeyen kadın, “Eşim fetö üyesi” diye iftira attı.
  • Bir zabıt katibi evlilik teklifini reddeden kız arkadaşını “fetöcü” diye ihbar etti.
  • Eski milli futbolcu Emre Aşık’ın eşi Yağmur Aşık, boşanmak üzere olduğu eşinin “fetö”ye üye olduğunu ileri sürdü. 

Bu liste daha çok uzar gider. Bu yazılanlar gerçeğin binde biri bile değil. Buradan bakınca aslında batmakta olan koca bir gemi gibi ülke. Sahiller görünmüyor. Yıldızları sönmüş. Yol bulmak, yön bulmak imkansız. Gemiyi batıranların dilinde küstah bir şarkı “fetö”. Gemiyi batıranlar ile birlikte o da karanlık sulara gömülüp gidecek birgün…

Bir sonraki yazıda ‘fetö’ nefret söylemini kullananların motivasyonlarını ve ne tür kişiliklerle karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya çalışacağım.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Fetö mekanizmasını en alttaki insanlar bile ne manaya geldiğini kavramış. Herkes herkesi bu mekanizmayı kullanarak vurmaya çalışıyor. Kafası basanlar bu mekanizmanın nasıl işlediğini, nasıl çalıştığını kavrıyor ve en üsttekilerin kullandığı şekliyle kendi şahsi çıkarları adına kullanıyorlar. Mesele mekanizmayı kavramak üzerine kurulu. Bu mekanizmayı kavrayanlar ve kavrayamayanlar. Kavrayanlar avantajlı ve üstün oluyor ve mekanizma sayesinde rakiplerini yok ediyor, çıkarlarını korumaya çalışıyor.

    Peki bu şeytani mekanizmayı icad eden insani ve şeytani oluşumlar mı bir tek suçlu? Mesela aşağı tabakadakiler çıkar mekanizmasını kullandıktan sonra “ne yapalım, üstümüzdekiler de bu mekanizmayı kullanıyor, onlardan örnek alıyoruz, o yüzden biz suçsuzuz” diyerek kendilerini savunabilirler mi? “Büyüklerimiz bize bu yolu açtı” diyebilirler mi?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin