Tr724 HABER | Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. İbrahim Canan’ın kızı Doç. Dr. Ayşe Canan, babası hakkında iftiralarda bulunan Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz’a tepki gösterdi.
Geçmiş yıllarda Harran Üniversitesi’nde cemaatin kadrolaşmasını sağlamak için Prof. Dr. İbrahim Canan’ın düşük notlu asistanları işe aldığı iftirasını atan Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz’ı belgelerle yalanlayan Doç. Dr. Ayşe Canan, sosyal medyadan söz konusu belgeleri yayınladı.
Belgeler, Oda TV’de cemaate kadrolaşma iftirası atan Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz’ın söylediklerinin tam tersi bir olay yaşandığını ortaya koyuyor.
Belgelere göre, 1993 yılının Ağustos ayında İlahiyat Fakültesi’nde gerçekleştirilen araştırma görevlisi sınavında, İngilizce jürisinde bulunan dönemin Fakülte Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Musa Kazım Yılmaz bir yakınına torpil yaparak sınavda başarılı olmuş gibi gösterdi. Bunu da Prof. Dr. İbrahim Canan tespit etti. Yılmaz’ın yakını olan kişinin sınav kağıdını yeniden inceleyen Prof. Dr. İbrahim Canan, torpil yapılan o kişinin sınavını geçersiz saydı ve durumu bir tutanakla ilan etti.
Aynı şekilde yine sosyal bilgiler sınavında Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü’nün sınav jüri üyeliğine almadığı için kendisini galiz tabirlerle taciz ettiği için Musa Kazım Yılmaz’dan yazılı olarak şikâyet bulundu. Gelişme üzerine dönemin Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim Canan’ın, Musa Kazım Yılmaz’ı defalarca sözlü olarak ikaz ettiği ortaya çıktı.
İbrahim Canan’ın kızı Doç. Dr. Ayşe Canan, twitter hesabından paylaştığı 5 Nisan 1994’e ait resmi belge ile babasının hangi gerekçelerle o dönem Fakülte Dekan Yardımcısı olan Doçent Dr. Musa Kazım Yılmaz’ı görevden aldığını gözler önüne serdi.
İşte o belge:
Babası İbrahim Canan’ın sınıfın not ortalaması düşük olduğu gerekçesiyle kendi başarılı kağıdına bile not vermeyen bir öğretim görevlisi olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ayşe Canan, ‘‘Babamın asistan alımlarında “notu düşük kağıtları geçirdiğini”, size bağırarak düşük notlu bir öğrenciyi almanızı emrettiğini”, “bu emri verirken de hipnoza geçtiğini” yazmışsınız. Size bağırarak düşük notlu bir öğrenciyi almanızı emrettiğini”, “bu emri verirken de hipnoza geçtiğini” yazmışsınız. Bunları gazete mi uydurdu diye düşünmekteyim. Çünkü sizin de çok yakından tanıdığınız bu insanın karakterine, yukarda tırnak içinde belirttiğim davranışların hiç birisi uymamaktadır. Yani; – düşük bir kağıda geçer not vermez (sınıfın not ortalaması düşük diye kızının başarılı kağıdına bile not vermeyen bir adamdır ) – bağırıp çağırdığını, hele de bağıra çağıra emirler verdiğini gören pek olmamıştır. Herkes sükunetinden, sabırlı ve hakkaniyetli davranışlarından bahseder. Hipnoza girmesi ise gerçekten akıl dışı. 24 saat beynini maksimum performansta kullanabilen gerçek bir ilim adamıydı.’’ İfadelerini kullandı.
– hipnoza girmesi ise gerçekten akıl dışı. 24 saat beynini maksimum performansta kullanabilen gerçek bir ilim adamıydı.
— Elif Canan (@Elif_Sanli_) August 20, 2022
BABAM SİZİ SINAV KAĞIDINI DEĞİŞTİRİRKEN YAKALADI
Babası İbrahim Canan’ın 1993’te araştırma görevlisi sınavında Musa Kazım Yılmaz’ı bir yakınına ait sınav kağıdını değiştirirken yakaladığına dikkat çeken Doç. Dr. Ayşe Canan şu ifadeleri kullandı:
‘‘Sizinle tartıştığı bir olayı annem ve biz (muhtemelen üniversitedeki mesai arkadaşlarınız da biliyordur) hatırlıyoruz. Üniversiteye eleman alımı yapıldığı bir zaman, sizi bir akrabanızın sınav kağıdını değiştirirken yakaladığını, kâğıdı da babama dayatarak akrabanızı kadroya sokmak için ısrarcı olduğunuzda çok sinirlendiğini duymuştuk. Babam bu yüzden sizinle bir gerginlik yaşamıştı. Bahsettiğiniz “babamın size bağırdığı” olay bu galiba. (O zaman babamın hazırladığı tutanak hala üniversitenin arşivindedir herhalde. Bir kopyasını eke koyuyorum)’’
DÜNYADA HANGİ ÜNİVERSİTENİN GENEL SEKRETERİ HAMİLE KADINLARIN EVİNE TETİKÇİ GÖNDERİP KAPILARINI KIRDIRIR
Doç. Dr. Ayşe Canan Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda şu ifadeleri kullandı:
‘‘Yıllarımız üniversite ortamlarında geçti. 3 yıl Harran üniversitesinde şahit olduğumuz fütursuzlukları hiçbir yerde görmedik. Mesela, dünyanın başka hangi üniversitesinde, Üniversite Genel Sekreteri hamile kadınların evlerine tetikçi gönderip, kapıları kırdırarak ev bastırır, telefonları söktürerek kadını kızı korkutur, tehdit eder.
SİZ İYİ GÜNDE BABAMIM CANINI EMDİNİZ, KÖTÜ GÜNDE ETİNİ YEDİNİZ
Siz Erzurum’dan beri babam İbrahim Canan’ı tanıyan birisiniz. İyi gününde adamın canını emdiniz. Kötü gününde etini yediniz. Öldü cesedini sıyırdınız. Her yeri çürüdü gitti kemiklerini kemirme peşindesiniz. Dişlerinizin arasından adamın parçaları dökülüyor. 2009’da vefat ettiğinde uzatılan mikrofonlara ve kameralara(!) babamı öve öve bitirememiştiniz. 2009’dan 2016’ya ne değişti?
Bu arada düşündüğüm gibi gazetede yazılanlar gazetenin uydurması ise umarım tekzip yayınlayarak düzeltme yaparsınız. Yok sizin beyanlarınızsa; İbrahim Canan’la uğraşmayı ve iftira atmayı bırakın. Bir ömrü İbrahim Canan’ı didikleye didikleye geçirdiniz. Ölüsü dirisi işinize yaradı
Profesör de oldunuz, Dekan da. Gözünüzü daha başka nereye dikti iseniz, ben dua ediyorum inşallah Allah iki katıyla nasip etsin size. Rektörlükse inşallah 2 üniversiteye birden rektör olursunuz. Milletvekilliği ise hedefiniz, Allah çift vekillik nasip etsin.
Gönlünüzde bakanlık varsa, iki bakanlık koltuğuna oturtsun rabbim sizi. Ama artık susun Saygılarımla.’’
MUSA KAZIM YILMAZ ODA TV’DE NASIL İFTİRA ATMIŞTI?
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kazım Yılmaz cemaatin geçmişte üniversitede kadrolaştığını iftirasını atarak Oda TV’ye şu şekilde konuşmuştu:
“Ben jüri başkanıydım. Dekan İbrahim Canan bana hitaben, ‘Musa Bey, bu elemanı alacaksınız; itiraz kabul etmiyorum’ dedi. Ben, ‘Ama hocam bu olur mu? Diğer adayın sınav kâğıdı daha iyidir. İsterseniz diğer arkadaşlara sorun. Arkadaşlar, Allah için söyleyin; bu kâğıt Dekan Bey’in almak istediği elemanın kâğıdından daha iyi değil mi?’ dedim. Dekanla aramızda şiddetli bir münakaşa geçti. Hayatımda onu hiç böyle görmemiştim. Adeta hipnoz olmuş bir hali vardı. Adeta kükreyerek konuşuyordu. Not verme konusunda hak ve adaletten ayrılmayan Canan Hoca gitmiş, yerine Fethullah’ın emrini yerine getirmeye amade İbrahim Canan gelmişti.”