HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ilginç bir bozma kararına imza attı. Daire, 22 Kasım 2021 tarihli kararda, ‘sanığın görev yaptığı Nizip’te faizsiz bankacılık yapan başka banka bulunmaması’ nedeniyle Bank Asya’da hesap açtırması ‘bozma’ gerekçesi olarak gösterildi. Yargıtay kararında ayrıca, ‘örgüte yardım’ suçlamasında ‘kasıt’ unsuru aranması gerektiği belirtilerek, ‘insani mülahazalarla yapılan yardımların örgüte yardım suçunu oluşturamayacağı, yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerektiği’ aktarıldı.
Bartın merkezli 4 ilde Hizmet Hareketi’ne yönelik yürütülen operasyonu hatırlıyor musunuz? Dronelar eşliğinde yapılan baskına dair haberlerde, “Operasyon kapsamında örgütün gıda deposu olarak kullandığı tespit edilen metruk bir binaya da baskın düzenlendi. Deponun gizli ve açık bölmelerinde toplam 20 ton gıda ve temizlik malzemesine rastlandı.” deniliyordu. İnsani yardımlar ‘terör suçu’ gibi gösterilmişti. ‘Örgütün gıda deposu’ dedikleri yerin aslında ‘eski bir market deposu’ olduğu ortaya çıktı sonra.
Türkiye’nin bir çok yerinde Hizmet Hareketi mensuplarına yönelik yukarıdaki baskın gibi çok sayıda operasyon yapıldı. Eşi tutuklu olan ailelere gıda yardımı yapan, koli dağıtan yardımseverler ‘terör örgütü üyeliği, terör örgütüne yardım ve yataklık’ gibi suçlamalarla gözaltına alındı, tutuklandı.
Peki mağdur, eşi tutuklu olan, ihtiyaç sahibi ailelere ‘insani yardımda’ bulunmak, koli dağıtmak ‘terör örgütü üyeliği ya da örgüte yardım ve yataklık’ suçlaması için yeterli bir delil mi?
Yargıtay 3 Ceza Dairesi, ‘bu eylemlerin suç olmadığını’ söylüyor. Daire’nin 22 Kasım 2021 tarihli kararı aslında ‘hukukun’ gereklerini hatırlatıyor. Yerel mahkemenin mahkumiyet kararını bozuyor.
HER YARDIM, ‘SUÇ’ DEĞİLDİR
Suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceğinin altı çizilen kararda şöyle deniliyor:
- Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz. Yapılacak her türlü yardımın suç olarak değerlendirilmemesi gerekir (Prof.Dr. A. C. Yenidünya – Arşt.Görv. Z. İçer, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, 1. Baskı, s. 56).
- Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kasıt yeterli değildir. Özel kasıt ile işlenen bir suçtur. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir (…Doç.Dr. Namık K. TOPÇU, Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları, s. 164).
- Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir.
YAPILAN YARDIM ÖRGÜTÜN AMACINI GERÇEKLEŞTİRMEYE YÖNELİK OLMALI
- Fıkra metninde geçen “bilerek” ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi halinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir. (Prof.Dr.İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39).
- Yukarıda yer verilen öğretideki görüşler ve Yargıtay yüksek 9. ve 16. Ceza Dairesi’nin geçmişteki uygulamaları göz önüne alındığında; suç örgütleri veya silahlı terör örgütlerine yardım suçunun ancak doğrudan kastla işlenebileceği, yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet etmesi gerektiği, örgüt üyelerine yapılan yardımın da örgüte yapılmış gibi kabul edilmekle birlikte örgüt üyesinin mensup olduğu örgütün bilinmesi ve bu yardımın da insani mülahazalarla değil örgütün amaçlarını gerçekleştirme gayesiyle yapılması hususunda ortak bir kanaat mevcuttur.”
İLGİNÇ BİR BOZMA GEREKÇESİ: BAŞKA BANKA YOKTU!
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararında ‘ilginç’ bir de bozma gerekçesi var. Terör örgütü üyeliğinden mahkum edilen sanığı Bank Asya’da hesabının bulunması ve bu hesabın aktif olarak kullanılmış olması yerel mahkeme tarafından ‘mahkumiyet’ gerekçelerinden biri olarak gösterilmiş. Ancak Yargıtay, ‘sanığın görev yaptığı Nizip’te faizsiz bankacılık yapan başka bir bankanın bulunmamasını ‘bozma’ gerekçesi yapıyor:
- “… sanığın ‘görev yaptığı Nizip’de faizsiz bankacılık yapan sadece Bankasya bulunması nedeniyle Bankasya’da hesap açtırdığı ve KuveytTürk bankası şubesi açılınca tüm parasını bu bankaya aktardığı’ yönündeki hesap hareketleri ile de teyit edilen savunmasının aksine örgütle iltisaklı Bank Asya isimli bankaya talimatla para yatırdığına, silahlı terör FETÖ/PDY’ye yardım kastıyla hareket ettiğine dair her türlü kuşkudan uzak mahkumiyetini gerektirir yeterli delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi…”
Kararın ‘Sonuç’ bölümü ise şöyle:
- “Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, … dosyanın … 10. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için … Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”