Pişman mı? | Enes Kanter TR724’e konuştu

RÖPORTAJ | Z. FURKAN ÖZSOY, BRÜKSEL TR724

NBA’deki başarılı performansı ve takımsız bırakılması kadar, insan hakları ihlallerine karşı duruşuyla medyanın gündeminden hiç düşmeyen bir basketbol yıldırı o. Enes Kanter’den söz ediyoruz. Son olarak Norveç’in başkenti Oslo’da Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını çiğnemesi sebebiyle yine gündemde. Enes Kanter Freedom, Oslo’daki eylemden, NBA kariyerini bitirdiği yorumlarına kadar akıllara takılan tüm soruları TR724’e cevapladı.

-Öncelikle Brüksel’e hoş geldiniz?

Bu benim ikinci gelişim daha önce 2016 yılında bizim burada olimpiyatlar olmuştu. Gerçekten çok güzel karşıladılar bizleri.  Bu da ikinci gelişim Allah’a şükür. Ben buraya da çok önceden gelmek istiyorumdum. Şimdi bir kere İnşallah üçüncüsü de geliyor yolda

-Dünyadaki insan hakları ihlallerine karşı yapılan önemli organizasyonlardan birisi olan Oslo Özgürlük Forumu’nda 2022 Vaclav Havel Kreatif Muhalefet Ödülü’nü aldın. Sanırım bu ödül için uzun bir aradan sonra ABD dışına çıktın daha doğrusu çıkabildin. Hem bu ödül ile ilgili hem de seyahat özgürlüğü ile ilgili düşüncelerini alabilir miyiz? Cesaret ödülünü neden sana verdiler?

Tabii biz en son 2017 yılında Amerika dışına çıkabilmişim. Bizi buradan bütün izleyenler bilirler. 2017 maalesef bizim pasaportumuz iptal ettikleri için interpol listesinde olduğum için çok fazla Amerika da dışarı çıkmamıza izin vermiyordu maalesef.

Yaklaşık 3 ay önce ABD vatandaşlığına geçtik soyismi de değiştirdik. Bilmiyorum sizler de takip etmişsinizdir. Tabii Amerika vatandaşı olduktan sonra biraz daha rahatladık. Ondan sonra benim yani bu uzun bir aradan sonra çıkmak istediğim özellikle Brüksel gelmek istediğim bir yerdi. tabii biz bu gezimize ilk başta Norveç’ten başladık.  Norveç’te çok önemli bir event düzenlendi. Oslo Freedom forum diye. Dünyanın birçok yerinden işte yüzlerce aktivist veya işte gazeteci veya akademisyen ve önemli insanlar bu event’e katıldılar ve çok güzel bir 3 gün süren bir event oldu. Tabii bu yüzlerce kişi arasından 3 kişiye ödül verildi ve bu bizde bunlardan bir tanesiydi. Biz Tabii oradayken kendimizden daha çok bu temsil ettiğimiz insanları veya tecrübe ettiğimiz kişileri ve sevdiğimiz kurumları bize sahip çıkan insanları tekrardan bir kere de anlatmak fırsatımız doğdu. Yani bu ödül hani kendi şahsıma ama verilmiş olabilir ama sen bunu tabii her zaman benim etrafında beni seven beni her ne olursa olsun işte koruyan ve destekleyen işte sadece abilerime ve ablalarıma değil bütün artık komitelere adıyorum

Tabii Allah inşallah bir gün herkese nasip eder de yani çok güzel bir duygu özgürlük gerçekten belki havadan ve sudan sonra benim için de en önemli değerlerden bir tanesi tabii böyle gittiğimiz yerlerde artık Amerika pasaportu olduğu için kendi endişelenmiyorsunuz işte ınterpol bir şey mi diyeceksin işte bu bizi Romanya’da olduğu gibi bizi içerimi alacak alacaklar bir soruşturma mı olacak. bir sıkıntı mı yaşayacağız diye gerçekten bu insan bir insan için özgürlük en iyi en önemli şeylerden bir tanesi benim için.

-Törenden sonra paylaştığın bir video olay oldu. Erdoğan’ın fotoğrafının olduğu tabeya ayakarını sildin. Bu eylemine Türkiye’de büyük tepki var. AKP’lisi de AKP muhalifi gibi görünenlerde seni hedef yaptı. Hakkında Re’sen de soruştırma açıldı. Ne diyorsun? Pişman mısın?

Bir pişman değilim. İkincisi ben biraz onun detayına gireyim. şimdi o Eventte birçok diktatörün fotoğrafı vardı tabii baktığınız zaman Rusya’nın diktatör olsun Türkiye’nin diktatörü olsun Çin’in diktatörü olsun veya Kore’nin diktatörü olsun Venezuela’nın diktatörü olsun olsun birçok diktatörün fotoğrafları yerleri yapıştırılmıştı. zaten bu işte Event’e gelenlerin asıl amacı Tabii ilk başta bu diktatör yolu dediğimiz bu diktatörlerin üzerine ayak basıp Event’e katılmaktı. Böyle bir konsept yapmışlardı gerçekleştirmişlerdir Yani oradaki olan tek kişi bizim Tiran değildi. Tabii biz bunu çekip koyduğumuz için bayağı bir olay oldu ama yani batıya baktığımız zaman çok normal bir şey. Fakat çok farklı da karşılıyor olabilirler maalesef

-Eylemine, Hizmet Hareketi’ne yakın kişiler de ciddi tepki gösterdi. ‘Onların putlarına hakaret etmeyin…’ minvalindeki ayet ve hadislere muhalif eylem olarak değerlendirmeler gördüm. Buna yorumun var mı?

Yani o eleştiriyi edenler tabii biraz daha çok Türkiye konseptinin içinde düşünüyor olabilirler bilirler Ama mesela batıya baktığınız zaman Amerika’ya baktığınız zaman bu tamamen protesto özgürlüğüne giriyor ve çok normal olarak karşılığını Hatta ben o videoyu yayınladıktan sonra birçok işte arkadaşım olsun be sporcu olsun işte siyasi olsun ve Amerika’da birçok ünlü kişilerden ve önemli olan yerlerden tebrik mesajları aldım Yani buradan bilmiyorum Biz izleyenlere bir mesaj göndereyim de hani üslupsuzluk diye Şeytanı da mı taşlamayalım.

-Sadece kendi hikayen ve Hizmet’e yapılan hak ihlallerini duyurmakla kalmadın. Uygurlar başta olmak üzere dünyadaki mağdurların sesi oldun. Ancak bu sana tırnak içinde ‘biraz pahalıya’ patladı. Söylendiği gibi gerçekten NBA kariyerini yaktığına inanıyor musun?

Hani böyle bazen bir konuya veya bir ülkeye fokus olabiliyoruz Yani benim yapmaya çalıştığım, bu kendi üzerimizde de bu bizim alt gözlüklerimi de çıkarız artık dünyayı sadece bir ülke değil de işte böyle kaç küsur ülke varsa bu dünyada 200 küsur ülke de varsa hepsini bir anda görebilmek. Tabii İşte benim insanlara anlatmaya çalıştığım şey ben artık sadece hizmetin talebesinden daha çok bütün dünyanın kabul etti koskoca bir aktivistim. Yaptıklarıma sosyal medyada olsun ve ya işte katıldığım görüştüm insanlarla olsun bütün dünyanın kabul ettiği dünyadaki belki birçok diktatörlüğe savaş açmış birçok mazlumun sadece hizmet hareketinin de değil yanında olan bir aktivist olmaya çalışıyorum. Zaten baktığımız zaman bizim büyüklerimizin de bize örnek vermeye çalıştığı bize söylemeye çalıştığı şey bu zaten. Evrenselleşmek. İnsanların, arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin biraz daha yani kendilerini sadece bir kaç konu üzerinde değil de böyle bütün herşey, bütün diktatörlükler olsun veya mazlumluklar olsun. Çünkü insan insandır. Baktığımız zaman bir çok önemli kişiyle konuştuğumuz zaman bunlar White House’da olsun, senatör olsun, milletvekili olsun ya da sadece Amerika’da da değil. Dünyanın bir çok ülkesinde önemli yerlerde olan insanlarla konuştuğumuz zaman, bizim kendi tabirimizle “Siz sadece kendinize Müslümansınız” cümlesini söyleyebiliyorlar. İnsanların bana söylediği, elinde çok büyük bir güç var, çok büyük bir anlatma gücü var. Bu platform olduğu için. Baktığınız zaman biz yedi sekiz senedir sürekli aynı konularda bahsediyoruz. Tabii baktığımız zaman bizim evimiz yanıyor, evimizden başlamamız lazım ama bir süre sonra insanlar size saygı duymamaya başlıyorlar. Niye diyeceksiniz çünkü siz kendinize insan hakları aktivisti dediğiniz zaman, insanlar çok güzel senin arkadaşların, kardeşlerin, abilerin ablalaların bir tarafta çok acılar çekiyor ama diğer tarafta da binlerce milyonlarca insan var, belki durumları daha kötü olan. Çin’e baktığımız zaman, Ukrayna’ya baktığımız zaman. Kore’ye veya Venezuela’ya baktığınız zaman. Kendine insan hakları aktivisti demek istiyorsan bütün herkese kucak açmalısın. Yani ben bunu etrafımdaki insanlara anlatmaya çalışıyorum. Bizim daha da çok büyümemiz lazım ve evrenselleşmemiz lazım. Hizmetin bir talebesinden çok artık bütün dünyaya kolunu açan ve dünyanın da sizlere kollarını açtığı insan hakları aktivisti olmamız gerekiyor ki bizim dertlerimizle beraber bütün dünyanın dertleri ile uğraşabilelim. Hatta çok güzel bir cümle var. Bunu izleyen abiler ablalar bilirler beni eleştirenler de çok güzel bilirler. Ateş sadece düştüğü yeri değil hepimizi yakması lazım.

-Houston Rockets, takas gerçekleştikten dakikalar sonra seni boşa çıkardı ve bir anlamda kulüpsüz bırakıldın. Bu olayın perde arkasında neler yaşandı? Çin’in baskısı oldu mu?

Ben Türkiye’deki konuları yedi sekiz senedir konuşuyorum. Maalesef herkesin bildiği gibi ailemi kaybettim. Baktığınız zaman 7-8 senedir ne ailemi görmüş durumdayım ne de onlarla bir kontak içerisindeyim. Başımdan bir olay geçti onu da anlatayım ben sizlere de. Geçen yaz ben bir basketbol kampı yapıyordum. Amerika’da New york’ta. Basketbol kampından sonra çocuklarla fotoğraf çekiliyorum. Babanın bir tanesi geldi ve bütün herkesin önünde dedi ki, tabii orada medya var, bizim arkadaşlar var bir çok insan var. Sen kendine nasıl insan hakları aktivisti diyorsun. Çin’deki senin kardeşlerin, dindaşların her gün işkenceye, tecavüze uğrarken, sen hala etrafta insan hakları aktivistiyim diye dolaşıyorsun diye bir şey söyledi. Bu benim için çok büyük bir alarm oldu. uyanma alarmı oldu. O gün ben bütün programımı iptal edip otele geri döndüm. Ve araştırmaya başladım. Sadece Çin’de değil dünyanın bir çok ülkesinde olan mazlumlukları, mağdurlukları, insan hakları ihlallerini araştırmaya başladım. Benim kalbim buna daha da çok ısındı ve kendimden utanç duymaya başladım. Az önce dediğim gibi kendinizde Allah’ın lütfettiği çok güzel bir hediye var. Ve bu hediyeyi siz sadece 7-8 senedir bir grubun üstüne focus olmuş şekilde kullanıyorsunuz. Evrenselleşmek lazım. Bu şekilde yola çıkarak, bir çok ülkeyi, insanı anlatmaya başladım. Baktığınız zaman NBA ile Çin arasında yanılmıyorsam yılda 5 milyar dolarlık bir alışveriş var. Ayakkabı olsun, kontratlar olsun, spor malzemeleri olsun, biz istatistiklere baktık da Çin’de Amerikanın nüfusundan daha fazla kişi NBA maçlarını izlemiş. Tabii böyle bir rakamlar olduğu zaman tabii biz de Çin aleyhine konuştuğumuz zaman bizim bütün maçları Çin’de iptal ettiler. Türkiye’deki diktatörlüğü benziyor biraz. Tabii bu NBA takımlarına milyonlarca dolara mal oldu.

-NBA’de tekrar bir sözleşme imzalayabileceğini düşünüyor musun? Veya görüşmeler, teklifler var mı?

Yeni 30 yaşına girdim. Tabii emekli olmak için çok erken. Allah nasip ederse basketbola devam edeceğiz. Nasip etmezse de bakalım önümüzdeki güzel şeylere bakacağız.

-Avrupa’da bir takımda oynamak istiyor musun?

Avrupa’da bir çok arkadaşımız davet ediyor beni. Gel burada oyna. Benim şu anda Amerika’dan ayrılma gibi bir projem yok. Tabii Avrupa’dan çok farklı bir takımdan farklı bir şekilde teklif gelirse oturup düşünürüz de. Şu anda Basketbol’da çok büyük şeyler yapmak istediğimiz için onun yeri tabii ki Amerika. NBA kariyerimiz bitti mi bitmedi mi henüz belli değil. Eylül Ekim ayında tekrardan oturup konuşacağız. O zamanlar daha net belli olacak bitip bitmediği ama. Şu anda biz antremanlara devam edeceğiz.

-Bundan sonra seni activist Enes Kanter Fredoom olar mı göreceğiz?

Birbirini çok güzel şekilde tamamlıyorlar. Baktığınız zaman Basketbolce Enes kanter sürekli bir takım oyunu oynamış. Paylaşmayı, kimyayı, etrafındaki insanlarla sürekli iletişim halinde olmayı, i istişareli bir şekilde gitmeyi çok güzel bilen biri. Ve bunu insan hakları aktivisti Enes Kanter’e sorduğunuz zaman aynı şekilde. Şimdi etrafınıza baktığınızda bir çok olay oluyor. Etrafınızda bir çok gazeteci var. Benim bir arkadaşım çok güzel örnek verdi. Boksör bir arkadaşım. Dedi ki sen karşındaki rakibe ellerin açık yumruk atarsan parmaklarını kırarsın. Onun için bütün parmaklarını bir araya getirip öyle yumruk atarsın. Karşındakini nakavt yaparsın diye bir örnek verdi. Tam anlayamadım niye böyle bir şey dedin diye sordum. Siz hepiniz bütün aktivistler olsun, gazeteciler olsun. Teker teker önemli işler yapıyorsunuz. Kahraman oluyorsunuz. Çok önemli gazeteci diyorsunuz, aktivistler diyorsunuz. Çok önemli insanlarsınız. Bir şeyi unutuyorsunuz. Sizin mücadele ettiğiniz kişiler oranın diktatörlükleri, büyük devletleri.. büyük devletlerin lobi güçleri olsun, para güçleri olsun. Siz koskoca bir devlete karşı mücadele ediyorsunuz. Tek başınıza o kadar etkili olamayabilirsiniz. Bunun için benim Oslo’da vermeye çalıştığım mesaj. Hepimizin bir araya gelip karşıdaki diktatörlükleri, zalimleri o şekilde nakavt edelimin mesajıydı. Allah’a şükür çok güzel ayakta alkışlandık. Etrafımızda gazetecileri, aktivistleri bir araya getirme projemiz var.

-ABD’de siyaset düşünüyor musun?

Bunu Beyaz Saray da olsun Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörlerle olsun konuşuyoruz. Yarısı siyasete gir, yarısı girme diyor. Gelişmelere göre değerlendireceğiz.

– İyi basketbolcu tanımı senin için nasıldır?

İyi bir basketbolcu disiplinli, kendine öz güveni olan, etrafındaki insanlara saygı duyup onlarla paylaşmayı bilen bir insandır.

Seni başarılı bir basketbolcu yapan motivasyonun neydi?

İnsanlara değişik gelebilir ama tek kelime ile söyleyebilirim; Dua

Basketbol Enes Kanter’e neler kattı?

Basketbol Enes Kanter’e çok güzel bir platform kattı. Etrafındaki insanları dünyaya duyurma fırsatı kattı. Sağlıklı yaşamı kattı.

Basketbol kariyerinizde hiç keşke dediğiniz bir an oldu mu?

Keşke uykuya daha .ok zaman ayırabilseydim dediğimi oluyor bazen…

-Evlenecek misin?

Tabiki evlilik sünnet. Ancak şu dönemde evliliğin hakkını veremem. İleri de ne gösterecek göreceğiz…

1 YORUM

  1. „Üslupsuzluk diye Şeytanı da mı taşlamayalım“ Nasil harika di mi?

    Aklima ne geldi! Hani Hocaefendi hapishanede komünistlerle tartisirken bir komünist uyarmis, benim deger verdigim isimlere laf edersen, ben de seninkilere ederim diye. Okuyan var mi hic, Hocaefendi, Allaha, Peygambere laf gelmesin diye nasil pisman oldugunu.

    Efendim, protesto özgürlügüymüs, koskoca aktivistmis vay vay vay. E iyi madem, Hocaefendinin o pismanligiyla anlattigi deger gayet lokal bi sey o zaman. Yok arkadas yok, hic bi degeri sindirme, dünya aktivizmine kendinden bi sey katma bunlar yok.

    AKPliler de gaza gelip Hocaefendinin resmini cignerse ne yapacaksin? Özgürlük mü diyeceksin. Medyamiz da böyle. Erdoganin türlü acilardan igrenc, korkunc görünümlü resimlerini yayinlamayi bi sey saniyorlar. Hicbirinin de aklina gelmiyor ki, karsi tarafi daha da kiskirtirim, onlar da Hocaefendinin bu sekilde algilanabilecek resimlerini on yayinlarken yüz yayinlarlar.

    Handi diyoruz ya hep, Türkiye önce dibi görecek. Biz? Biz arkadasim, biz? Biz de mi görelim ya!

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin