Ekmeği 10 TL’ye almaya ne zaman hazırsınız?

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, dünyanın tedarik zincirini kırma riskini her geçen gün daha da artırıyor. Bu zincirin kırılması, her alanda insanlığın önüne büyük sorunlar getirecek. Sorunlar en çok gıdada yaşanacak. Türkiye ise iki ayrı felaketi birden göğüslemek durumunda kalacak.

Yıllardır dünyanın nasıl globalleştiğini, her tarafın birbiriyle kurduğu bağlantılar sayesinde dünyanın büyük bir köye dönüştüğünü okuduk, ekranlarda izledik. Global köyün erdemlerine ilişkin methiyeler işittik hep.

Bunun yol açabileceği riskleri dile getirmek isteyenleri duymak istemedik. Risk yerine sunduğu nimetleri almayı seçtik. Elektronik eşyadan giydiğimiz terliğe kadar hemen her kalem ürünün Çin’den ucuz ve ulaşılabilir şekilde bulmak hoşumuza gitti.

Kanada’dan mercimeği, Meksika’dan nohudu, Ukrayna’dan ayçiçek yağını, Rusya’dan buğdayı, Uganda’dan ananası, Brezilya’dan kajuyu market raflarında görmeyi çok sevdik. Lojistik sektörü, ulaşımda sağlanan imkanlarla, dünyanın her tarafını birbirine yaklaştırdı.

Rus lider Putin’in ihtirasları, yalnız Ukrayna’yı değil aynı zamanda dünyayı da ateşe attı.

RUSYA VE UKRAYNA, BUĞDAY VE AYÇİÇECĞİ DEPOSU GİBİ

Dünyanın en önemli buğday ve ayçiçeği üreticilerinden olan Rusya ve Ukrayna bir aydan bu yana savaşın içinde. Bu iki ülke, her yıl dünya pazarlarına ortalama 50 milyon ton buğday satıyor. Bunun 35 milyon tonunu Rusya, 15 milyon tonunu da Ukrayna pazara sunuyor.

Ukrayna, dünyanın ayçiçeği tarlası gibi. Bayrağının iki renginden birisi olan sarıyı, ayçiçeğinden alıyor olsa gerek. Geçen yıl ürettiği 7.3 milyon ton ayçiçek yağının 6.6 milyon tonunu ihraç etti. Onu takip eden Rusya’nın ihracatı ise 3.8 milyon ton olarak gerçekleşti.

Bu iki ürüne ilişkin detayları savaşla birlikte çok öne çıktığı için paylaştım. İşgalin başlamasıyla birlikte iki ülke, bu ürünlerin ihracatına “yasaklama” denebilecek ölçüde kısıtlamalar getirdi.

Bu haberin dünyada yayılmaya başlamasıyla birlikte “korkulan başa geldi” tarzında bir tablo ortaya çıktı. Neredeyse bütün ülkeler, lojistik sektörünün gücü ve fiyat istikrarının da verdiği güvenle çok az stokla sistemlerini yürütür hale geldi.

Savaşla birlikte iki olumsuz tablo, ülkelerin önüne facia olarak çıktı. Birisi ürün tedariki, ikincisi altüst olan fiyat dengesi.

Dünya piyasalarında başta gıda ve petrol olmak üzere emtia fiyatları hızla tırmanmaya başladı. Daha da kötüsü yüksek fiyatlarına rağmen zor bulunur hale geldi/gelecek.

İNGİLTERE’DE ‘KITLIK KAPIDA’ UYARISI

İngilizler, soğukkanlı diye nitelendirilir ve kolay tepki vermezler. Bu ülkeden duyanları hayretler içinde bırakan bir uyarı yükseldi. Yiyecek İçecek Federasyonu Politika Başkanı Jane Almond, “sıkıntı yaşanacak” diye uyarmadı, “kıtlık kapıda” uyarısı yaptı.

The Grocer’de yayınlanan habere göre, gıda firmalarının temsilcileri, milletvekilleri ve bakanlara yaklaşan felaket günleri için bir dizi tavsiyede bulundu. Yapılması gerekenlere ilişkin öneriler hayli uzun.

Onları burada sıralamayacağım. Arzu edenler linkten bakabilirler. “Söylediklerini bir cümle ile özetle” deseler, “Elinizi çabuk tutun, kıtlık kapıda” diye ifade edilebilir.

Daha Ukrayna’nın işgali öncesinde geçen yılın ikinci yarısında ekonominin bilinen bütün dengelerini bozan “faiz sebep, enflasyon sonuç” diretmesiyle Türkiye’de döviz patlamış, bunun sonucunda fiyatlar alıp başını gitmişti.

Yeni yılın enflasyonunun açıklanmasını takip eden günlerde iktidar mensuplarının pişkin pişkin yaşananları muhalefetin hanesine yıkmaya çalışması üzerine 9 Şubat 2022’de Pahalılığı sorgulama yerine pahalılığı protesto edenler sorgulanırsa başlıklı bir yazı yazmıştım.

Yazıda iktidarın inadı ve beceriksizliğinin yol açtığı bu tablonun, Türkiye için yeni felaketlerin habercisi olduğu hatırlatması yaptıktan sonra, “Siz gelecek günler için tedbirinizi ona alın. Saksınıza çiçek yerine ihtiyacınıza yönelik, yiyebileceğiniz şeyler dikin en iyisi” önerisinde bulunmuştum.

Ukrayna krizinin derinleşmeye başladığı 24 Şubat’taki işgalin başlamasından önce yazdığım 20 Şubat 2022’de “Rusya-Ukrayna savaşı en çok ekmeği vuracak” başlıklı yazıdaysa daha öte önerilerim vardı.

Yazıda, Türkiye’nin buğday ve ayçiçeciği yağı gibi iki temel üründe Ukrayna ve Rusya’ya bağımlı olduğumuza dikkat çektikten sonra, Siz siz olun buğdayınızı (buğday ürünlerini) yastık altı yapın demiştim.

Artık anlatılanlar risk olmaktan çıktı hayatımıza girdi.

Bu görüntüler Türkiye’de yaşandı. Sadece yağ stokunun bir aylık kaldığına yönelik haberlerin yayılmasıyla ortaya çıktı bu tablo. Bu “yağ bulamayabilirim” endişesiyle yaşandı.

Bunun bir de kıtlığa dönüşmüş şekli hayatımıza girerse tablonun nasıl olacağını siz muhayyilenizde canlandırın.

EN NET UYARI FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON’DAN GELDİ

Savaşın yönünün Avrupa’ya döndüğü uyarısında bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu savaşın süreceğini ve beraberinde gelen krizlerin kalıcı sonuçları olacağını söyledi. Macron’a göre, Avrupa’dan Orta Asya’ya, Amerika’dan Afrika’ya kadar yayılan bir gıda krizinin yaşanması kaçınılmaz görünüyor.

Kapıya dayanan sıkıntılı günler, bütün Avrupa’da da etkisini göstermeye başladı. Almanya’nın ünlü Metro marketler zinciri, un, yağ ve şeker satışını sınırlandırdı. Avrupa’da pek çok markette yağ 2-3 şişeyle sayılı veriliyor. Ona rağmen raflar boşalmış durumda.

Almanya’dan Belçika’ya, Polonya’dan Finlandiya’ya kadar hemen her ülkede benzeri manzaralar var.

Başkaları ne der, birileri beni felaket tellallığıyla itham eder hiç umurumda değil. Bütçe imkanlarınız elverdiği ölçüde evinize, bozulmayacak ürünler alın. Bunlar da daha çok bakliyat, yağ, un ve makarna gibi ürünler olmalı. Yiyorsanız bir miktar konserve. Tabii temizlik maddesi.

Bunları güneş görmeyen serin ve kuru ortamlarda muhafaza edilmesine dikkat edin. Derin dondurucuda muhafaza edeceğiniz ürünler almanızı tavsiye etmeye dilim varmıyor. Enerjinin önümüzdeki günlerde ne hal alacağına ilişkin bir tablo yok ortada. Uzun süreli kesintiler yaşanırsa bu ürünlerin eriyip bozulup gitme ihtimali var.

Ekip biçebileceğiniz küçücük alanlar varsa bile değerlendirin ne olur. Eviniz balkonlu ise buraları katlı yöntemle bile birer üretim merkezine dönüştürebilirsiniz. Neyi nasıl yetiştirebileceğinize ilişkin YouTube’da hayli işe yarar videolar var.

Türkiye, dünyada yaşanan krizi katmerli yaşayacak. Biri dışarıdan gelen sebeplerden dolayı, ikincisi bizim ekonomimizin kırılganlığından, Merkez Bankasının kasasının boşluğundan kaynaklı.

Küresel kaynaklı olan ürünlere ulaşımı zorlaştıracak, dövizin pahalılanmasından dolayı da fiyatlara erişimin sıkıntısını yaşayacağız.

Önerilerimi arabanızı ya da evinizi sigorta yaptırmak gibi düşünün. Sigortayı felaket yaşayalım diye yapmıyoruz. Başımıza bir sıkıntı gelirse çözüm olması için yapıyoruz.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin