YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Yeryüzünde hiçbir iktidar AKP kadar hunharca ve arsızca hırsızlık yapmamıştır. Hırsızlık konusunda şeytanın bile aklına gelmeyen en sofistike yollarla yapıyorlar bunu.
Bugüne kadar hiçbir iktidar hırsızlık konusunda bu kadar cesur ve cüretkar olmamıştı. AKP tarihte zalimliğinden bile daha fazla hırsızlığıyla anılacak. Son döviz oyununda kaç milyar dolar vurgun yaptıkları hesaplanabilir mi bilemiyorum.
15 Temmuz’dan sonra bunu daha önce üç beş kere daha yapmışlardı ancak bu sefer tam bir altın vuruş yaptılar. Bundan önce Mart 2021’de Naci Ağbal’ın görevden alınıp Şahap Kavcıoğlu’nun göreve getirilmesi sırasında dövizde büyük artış meydana gelmiş, her gün ortalama 150 milyon dolarlık döviz alımı olurken değişikliğin bir gün öncesinde 450 milyon dolarlık alım yapıldığı ortaya çıkmıştı. Birileri taş atıp kolunu bile yormadan milyonlarca lira havadan para kazanmıştı.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Son döviz olayında faiz indirimleriyle bilinçli olarak dövizi yükselten ve bu konuda haftalarca ısrarlı bir tutum içine giren Saray ve şürekâsı, herkesin dövize yönelmesini sağladıktan sonra bir gecede dövizi tepetaklak aşağı indiren bir politikaya yöneldi.
Bu örtülü faiz operasyonunu önceden bilenler düşük kurdan aldıkları dövizlerini en yüksek kurdan sattı. Döviz düşebileceği kadar düştükten sonra tekrar alım yapacak. Bunlar Merkez Bankasının faizi düşüreceğinden de önceden haberdar olmuşlardı.
Daha önceki hükümetlerde bu tür operasyonlardan haberdar oldukları düşünülenler çok büyük eleştirilerin hedefi olurdu. Gazi Erçel olayını hatırlayacaksınız.
2001 krizi döneminde Merkez Bankası Başkanı olan Gazi Erçel, dalgalı kura geçilmesinden hemen önce Halk Bankası’nda 52 milyar liralık hesabını dolara çevirdiği ve bu parayla 83 bin dolar aldığı için büyük eleştirilerin hedefi olmuştu. Sadece eleştirilerin hedefi olmakla kalmamış aynı zamanda hakkında dava da açılmıştı. Bu dava sonucunda görevi kötüye kullanmaktan 11 ay 20 gün hapis cezasıyla cezalandırılmıştı. Söz konusu para sadece 52 milyar liralık mevduatıyla (o tarihte paradan altı sıfır atılmamıştı henüz) 83 bin dolar satın almaktı.
Şimdiki döviz cambazı hırsızlar 83 bin doları yere düşürse eğilip de almaya tenezzül etmeyecekleri kadar büyük vurgun yapıyorlar.
Toplumdaki herkesin dövize yönelmesini sağlamak için ısrarla faizi düşürüyorlar, politika faizini düşürmenin dövizi tetikleyeceğini bildiklerinden, Cumhurbaşkanı ve ekonomiden sorumlu bakanın açıklamaları bunun bilinçli bir politika olduğu, bundan sonra yüksek kurla işlerin yürüyeceği intibaı uyandırılıyor.
Küçük büyük herkeste, parasını TL’de tutması halinde büyük zarara uğrayacağı kanaati oluşturuluyor, insanlar elindeki avucundaki bütün parasıyla döviz almak mecburiyetinde hissediyor. Yoksa parasının değeri mum gibi eriyor. Bu kanaat oluşturulduktan sonra bir anlık Ali Cengiz oyunuyla döviz kurları alt üst ediliyor. Vatandaşlar, 15-16-17 liradan satın almak zorunda kaldıkları dövizi bir günde 12 liradan satmak zorunda kalıyorlar. Aradaki bütün fark operasyonlardan haberdar olan küçük bir azınlığın cebine gidiyor.
Bunlar nasıl arsız ve cüretkar bir hırsızlık güruhudur, insan gerçekten dehşete düşüyor.
Anlattığınız döviz vurgunu senaryosu bir anda 15 temmuz senaryosunu hatırlattı. Önce devlet ortadan çekiliyor, insanlar çaresiz bırakılıyor, sonra devreye girerek insanları kurtarıyor. Döviz kurunun artmasında önce devlet ortadan kayboluyor, müdahale yapmıyor sadece bize güvenin diyor, insanlar dövize saldırıyor sonra devletin müdahalesi geliyor. Şeytan onlara bir oyun öğretmiş kendilerini çok zeki sanıyorlar. Milletle oyun oynuyorlar. Millet yüz vermese bunlara oyun oynayamazlar. Muhalefette bunlara örtülü destek verdiği için oyun oynamaya devam ediyorlar. Birbirleriyle iyice oyun oynasınlar diye oyuna müdahale etmiyor. Sadece oyun içindeki şeyleri tasvir ediyor. Burası şöyle şurası şöyle diye tasvirler yapmaktadır. Bu tasvirleri insanlar muhalefet yapmak olarak algılamaktadır. Tasvir edenler oyuna girmemektedir. Oyuna müdahale etmemektedir. Sadece parmağı ile uzaktan birşeyler göstermektedir. Hiçbiri oyuna müdahale etmemektedir. Müdahale ne demek anlatayım. Mesela kılıçdaroğlu yada meral apartman yöneticisi adayı olsa ve seçimlerde haksızlığa uğrasa yada apartman yöneticisi bir takım usulsüzlükler yapsa işte o zaman kılıçdaroğlunun yada meralin göstereceği tepki olaya gerçekten müdahaledir. Şu anda gerçekten müdahale etmiyorlar. Kendi karakterlerini ortaya koymuyorlar. İktidar başıboş gibi kaldığından her türlü oyunu oynuyor. 15 temmuzda da muhalefet kendini ortaya koymamıştı. Bu oyunu gerçekmiş gibi göstermek için elinden geleni yaptılar. Meclis bombalanırken bir insan betonun altına neden girer ve öylece durur? Meclise sahip çıktığını böyle gösterdiğinde insanlar inanıyor mu? Mecliste etten duvar mı örüyordu? Hiç inandırıcı değildi. O günden beri muhalefet garip davranışlar sergiliyor. Israrla oyunların bozulmasını engelliyor. Sanki ergenekon müslümanlara oyun oynattırıyor bunlarda oyunun figüranları gibi. Seçim gecesi kaybolmaları ile şu anki döviz oyunları arasında çok ilişki var. Hepsi birbiriyle bağlantılı ve hayatımda bu kadar kendini yok sayan bir muhalefet görmedim. Tayyipin kafasındaki senaryoları gerçekleştirmesi için sanki zorluk çıkarmıyor gibiler. Adam rahat hareket etsin diye laiklik, irticadan bile bahsetmiyorlar. Öyle yumuşak bir muhalefet var ki tayyipin karşısında adeta onu incitmeyin denmiş. Onun yaptıklarına müdahale etmeyin sadece uzaktan eleştiri yapın denmiş gibi. Daha da vahimini söyleyeyim. Tayyip bazı konularda bundan iyi. Yani avrupa birliğine geri dönecek biri olursa bu içlerinden yine tayyip olur. Bunlar avrupa birliğinden bile bahsetmiyorlar. Sanki roller birbirine girmiş durumda. İrticacı muhalefet olmuş gibi. Muhalefet avrupa birliğinden bahsetmeyi bırakın gizli irancılar gibiler. S400 e en çok onlar sahip çıkıyor. F35 konusunda tayyipin yanındalar. Normalde kıyametin kopması gerekiyordu. Ama sanki tayyip onların politikasını uygulayan bir adam olduğu için onun oyunlarını bozamıyorlar. Hani gizli bir tarikat olur amerikanın içinde gizli tarikata çalışan ve kaos planlayan üst düzey elemanlar olur. Onun gibi planlarının zarar görmemesi için bunlarda çok sessiz kalırlarmış, herşey davaları içinmiş. Yoksa avrupa birliği, atatürkün batılılaşması falan hepsi hikaye. Asıl önemli olan bu tarikatın davasıdır. Dava eğer evrensel değerlerden vazgeçmeyi gerektiriyorsa vazgeçerler, dava iranı kardeş görüyorsa artık siz onlardan “iran olacağız, iran oluyoruz!” paniğini duymazsınız. Dün iran oluyoruz diyen insanlar öyle bir dönmüşlerdir ki hiçbiri iran oluyoruz demiyor. Gökten gelen tek emir “oh olsun, zamanında birdiniz, sizin yüzünüzden oldu” demek olduğundan kalabalıklar sürüler halinde sadece oh olsun, sizde birlikteydiniz demekteler. Burada bile tayyip korunmaktadır. Bütün düşmanlık cemaat üzerine yıkılmaktadır. Yani insanlar bile tayyipi korumayı öğretilmiştir. Çünkü o kutsal davalarına hizmet eden bir aracıdır. Tayyipin rehin alınması bütün müslümanların rehin alınması demektir. Aslolan da zaten budur. Müslümanların uyanmasını engellemek ve kutsal projenin zarar görmesini engellemek için tayyip koruma altındadır. Sadece ulusal düzeyde değil, uluslararası düzeyde şimdiye kadar korunmuştur. Müslümanları bir kişi üzerinden kontrol ediyorlar. Yoksa güçler ayrılığı nasıl sonlandırılırdı. Evet kutsal projede hedeflerden biri güçler ayrılığını sonlandırarak türklere darbeyi indirmekti. Projelerden diğeri artık kemalist sisteme yani tarikata hizmet etmeyen ordunun tasfiyesiydi. Bunu da gerçekleştirdiler. Projede amaç türkleri dünyadan kopartmak ve muhaberat rejimi altında hapsetmektir. Bu türklerin çıkarına değil ama kendi çıkarlarınadır. O yüzden tayyipin önü hep gizemli bir el tarafından açıldı. Oda bu gücü görünce bu güce hayran oldu. Bu gücün kimleri kimleri kontrol ettiğini gördü. Kimisi gelip ona uşaklık etti, kimisi ona kaçış yolunu gösterdi. Tayyipin düşman algısı değişmişti. Düşman sandıkları ona iktidarı için yardım ediyordu. Bütün imkanlarını onun için seferber ediyorlardı. Artık düşmanları dost olmuştu. Dolayısıyla dostları da düşman. Hep dostları ona bu kadar imkan tanıyamazlardı. Onu tek koltuğa oturtamazlardı. Ama yeni dostları seçim gecesi çocuklarını toplayıp, seçim gecesi onları ortadan kaybederek tayyipe yardım etmektedir. Tayyipe adeta güç şov yapmaktadırlar ve bizimle dost kalırsan sana daha ne büyük oyunlar oynatırız demektedirler. Yunan gemileri kovalamalar, gerekirse vurun emirleri oyunun uluslararası düzeyde oynanmasıdır. Bu sayede müslümanlar coşmaktadırlar. Müslüman coştukça coşuyor. Sanki hep bu anı beklemiş gibi. Coşmak. Müslümanın varlık gayesi artık televizyonlardan izlediği uçakları, gemileriydi. Tayyipin onlardan tek farkı her an avrupa birliğine dönebilmesidir. İşte bu hamle onu diğerleri karşısında üstün tutmaktadır. Onlar ise bundan öyle korkmaktadır ki sanki sarımsak gösterilen vampire dönmektedirler. Çünkü güç perde önünde tayyipin elinde. Karanlık tarikat açıktan tayyipe müdahale edemez. Onu kendi hatalarında boğacaklar gibi. O yüzden onu fazla kızdırmıyorlar. Oyununa çomak sokmuyorlar. Kutsal proje tamamlandığı için yıllar sonra kenarından köşesinden muhalefet yapmaya başladılar.