YORUM | ALPER ENDER FIRAT
AKP Genel Başkanı Recep T. Erdoğan, Afganlı mültecilerle ilgili konuşurken muhalefeti şiddetle kınıyor ve diyor ki “Türkiye’nin ana muhalefeti hep şunu söyledi: ‘Afganistan’dan Türkiye’ye 1,5 milyon düzensiz göç oldu.’ Maalesef ana muhalefetin de muhalefetin de söylediği bu rakamların hepsi yalandır. Türkiye’ye Afganistan’dan böyle bir göç olmamıştır. Türkiye’de şu anda emniyet kayıtlarımızda ve kayıt dışı 300 bin Afganistanlı göçmen söz konusudur.”
Hani derler, “Ya sen sayı saymasını bilmiyorsun ya da hiç dayak yemedin.” İktidarın söylediği rakamları bile kabul etsek, nereye geldiği, nerede konakladığı, nereyi yurt edindiği, ne yiyip ne içtiği belli olmayan 300 bin yeni insanın daha geldiğini söylüyor. Türkiye coğrafyasına birkaç ay içerisinde Rize kadar bir şehir daha eklenmiş haberimiz olmadan.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Bugün mülteci konusu zorda kalmış insanlara kucak açmaktan çoktan çıkmış, çok daha karmaşık, çok daha komplike bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Ve korkarım ki önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelen bu mülteci sayısı kat be kat artacak ve her artış ülkenin kontrolünü biraz daha imkansızlaştıracak!
Türkiye, Avrupa’nın hayat standartlarını korumak için oluşturulmuş bir mülteci toplama kampına dönüştü. Ülke içinde Ümit Özdağ ve benzerlerinin mülteci meselesine faşist ve düşman bir zihniyetle yaklaşması da zannedilenin aksine Batı’nın sorunu Türkiye’nin kucağına bırakmasına biraz daha yardım ediyor.
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace’ın Mail on Sunday gazetesinde yayınlanan makalesinde farklı ülkelerde mülteci kabul kampları açacaklarından bahsetmesi, Daily Mirror Gazetesi’nin de savunma bakanlığındaki kaynaklarına dayanarak bu ülkelerin Türkiye ve Pakistan olduğunu yazması ortalığı karıştırmıştı.
Daily Mirror, İngiltere’nin tabloid yani çok da ciddiye alınmayan gazetesiydi ancak bu haberi The Guardian ve BBC’nin de yapması olayın ciddi ciddi bir yerlerde projelendirildiğini gösteriyordu.
Her ne kadar iki medya kuruluşu haberini geri çekmiş, dışişleri bakanları konuyu yalanlamış olsa da böyle bir projenin bir yerlerde pişirildiği artık saklanamaz durumda.
Batı, elleriyle ürettikleri bir sorunu Türkiye ve Pakistan’ın kucağına bırakıyor. Yani 20 yıldır Afganistan’da yol açtıkları sorunlardan kaynaklanan mültecileri şu anda dünyadaki en çok düzensiz göçmen barındıran iki ülkesinde tutmayı amaçlıyorlar.
Erdoğan’ın açıkladığı 300 bin kişi de muhtemelen böyle bir gizli anlaşmanın sonucu olarak Türkiye’ye giriş yapmışa benziyor.
Yine söylüyorum haberlerin yalanlanması bunun olmayacağı anlamına gelmiyor. Suriye’den göç başladığında da, AKP hükümeti “100 bin kişi kırmızı çizgimiz” filan diyordu. Şimdi 6 milyona yakın Suriyeli ülkemizde yaşıyor. Her şeyden önce bu projenin bir yerlerde pişirildiğini kendileri kabul ediyor zaten, bu kampların nerede olacağıyla ilgili haber yapılırken ilk akla gelen ülkenin Türkiye olması bile başlı başına problemi ortaya koyuyor. Mesela yalan da olsa Rusya’da veya Bulgaristan’da kamp açılması düşünülüyor diye bir haber yapılmıyor. Çünkü böyle bir şeyin yalanı bile söylenemiyor.
Üstelik haberi Daily Mirror gazetesine İngiltere Savunma Bakanlığı sızdırıyor ve haberin çıkmasından sonra da yalanlamıyor. Türk Dışişleri Bakanlığının devreye girmesinden sonra açıklama yapan İngiltere Dışişleri Bakanlığı “Hayır böyle bir plan yok” demiyor, “Böyle bir planın Türkiye ile konuşup anlaşılmadan ortaya atılması mümkün değildir,” diyor.
Yani Türkiye’nin yiyeceği yemek bir yerlerde pişiriliyor ama ne yiyeceğini Türkiye’ye daha anlatmamış olabilirler. “Parası neyse veririz” nobranlığının bir yansıması bu.
Konuyu Türkiye açısından vahim yapan durum, boğazlarına kadar suça batmış ve Batı başkentlerine her tarafıyla yakalanmış hükümetin bu isteklerin hiçbirisine “Hayır” diyebilecek durumda olmamasıdır. Onun için toplama merkezi projesini en son bizim duymamız normal.
Şu anda Türkiye’nin bir mülteci ambarına dönüşmesi insani bir sorun olmaktan çoktan çıkmış bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Suça bulaşmış bu hükümet ve bu hükümetin 15 Temmuz’daki bütün ortakları ülkeyi göstere göstere yok ediyor.
Yav arkadas, adamlar sizi oradan kovmus, siz hala cok göcmen geliyor, kontrol zorlasiyor, ülke yok olusa gidiyor falan diyorsunuz.
Birakin, ne halleri varsa görsünler.
Ayrica endiseye gerek yok, Türkiye büyük ülkedir, öyle birkac milyon göcmenle yok olmaz. Iklim krizi vs. de dikkate alinirsa Türkiye’nin göcmenlere alismasindan baska care yok. Devami gelecek demektir bu.
Bati ülkelerinin göcmenleri Türkiye gibi ülkelerde tutma politikasinda da bir yanlislik yok. Zaten Avrupa Akdeniz üzerinden, Cebelitarik üzerinden bir göc baskisi altinda. Afganlarin Türkiye’de kalmasini istemeleri normal.
Hem bunlarin Türkiye’ye uyum saglamasi cok daha kolay olur. Inanc birligi var, kültür benzerligi var. Avrupa’ya cok yabanci bir halk grubundan söz ediyoruz sonucta.