HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Sezonun ilk haftasında Giresunspor’a konuk alan Galatasaray’ın, sahadan 2-0 üstün ayrılmasına, Marcao’nun takım arkadaşı Kerem Aktürkoğlu’nu yumruklamasının gölgesi düştü. Yeşil sahalarda alışık olmadığımız, takım arkadaşıyla kavga sahnesi sonrası Marcao kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Antrenman veya soyunma odalarında kavgalar yaşandı. Ancak Süper Lig’de ilk kez maç esnasında aynı takımın oyuncuları açık açık kavga etti. Federasyonun, Marcao’ya 5 ile 10 maç arası bir ceza vermesi bekleniyor.
MARCAO’NUN YUMRUĞU
Giresunspor deplasmanda Diagne’nin golüyle öne geçen sarı-kırmızılar, ilk devrenin uzatma dakikalarında penaltı kazandı. Cicaldau’yla skoru 2-0’a taşıyan Galatasaray, penaltıya sebebiyet veren Hüsamettin Tut’un kırmızı kart görmesiyle iyice rahatlamıştı. İkinci devre hem skor hem de oyuncu üstünlüğüyle rahat bir maç bekliyordu. Dakikalar 62’yi gösterdiğinde yeşil sahalarda görmeye alışık olmadığımız bir görüntü ekrana geldi. Oyunun durduğu bir anda kendi yarı alanından koşarak gelen Marcao, takım arkadaşı Kerem Aktürkoğlu’nun üzerine yürüdü. Kerem’e önce bir kafa darbesi vuran, ardından bir de yumruk atan Marcao’yu diğer Galatasaraylı oyuncular olay yerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Maçın hakemi Erkan Özdamar, pozisyonu VAR’da izledikten sonra Marcao’ya doğrudan kırmızı kart gösterdi. Kavganın gerekçesi olarak, Kerem’in Marcao’ya sus işareti yapması gösterildi.
Gerekçesi ne olursa olsun, Marcao’nun sergilediği son derece çirkin bir davranıştı. Rakip oyuncular arasında kavga oluyordu ama ilk kez kendi takım arkadaşına yumruk ve kafa atılıyordu. Marcao karşılaşmanın ardından İstanbul’a döndükten sonra kafilede yer almadı. Brezilyalı, havaalanından özel bir araçla ayrılırken, maç sonrası yapılan ilk antrenmanda da bulunmadı. Galatasaray kulübü, Marcao hakkında kararı teknik direktör Fatih Terim’in vereceğini açıkladı. Terim’in kavga sonrası Kerem’e sarılıp, teselli etmesi kararı hakkında ipucu veriyor.
MELO VAKASINI HATIRLATTI
Marcao’nun yaptığının bir benzerini geçmişte Felipe Melo’dan da görmüştük. Nisan 2012’de antrenmanda Brezilyalı futbolcu Melo ile İspanyol Albert Riera arasında yaşanan gerginlik sonrası teknik patron Fatih Terim her iki oyuncuyu da soyunma odasına gönderdi. Sakin bir şekilde soyunma odasının yolunu tutan Melo, oraya varır varmaz kapıyı kilitleyerek takım arkadaşına saldırdı. Durumu öğrenen takım arkadaşları Riera’yı Melo’nun elinden zor kurtarırken, İspanyol oyuncu hastaneye kaldırılıp, tedavi edildi. İkili arasındaki kavga sonrası yaşanan gerginlik yönetimin ve Terim’in arabuluculuğunda tatlıya bağlanmıştı. Melo’nun cezasız kurtulması tepkilere yol açmıştı. Terim’in milyonların önünde takım arkadaşına kafa atan Marcao’yu cezasız bırakması düşünülmüyor.
BEŞİKTAŞ’IN İBRAHİM’LERİ
Türk futbolunda unutulmaz kavgalarından biri Beşiktaş’ta İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toraman arasında yaşandı. Üzülmez, Beşiktaş’ın sol kanadının 2000’li yılların başından itibaren değişmez ismiydi. 90 dakika boyunca sol açığı bir koridor gibi kullanan Üzülmez, kaptanlığa kadar yükselmişti. Sahada çalışkanlığıyla taraftarların sevgilisi olurken, adaşı İbrahim Toraman’la yıldızının barıştığını söylemek pek mümkün değildi. İki İbrahim’in medyaya yansıyan ilk kavgası, Temmuz 2008’deki Avusturya kampında olmuştu. Yönetim, önce iki futbolcuyu kadro dışı bırakmış, ardından Toraman ve Üzülmez’i bir basın toplantısıyla barıştırarak affetmişti. Ancak ikili arasındaki çekişmenin alttan alta devam ettiği, deplasmanda 1-0 kaybedilen Ankaragücü maçının devre arasında ortaya çıktı.
Beşiktaş, 2011-12 sezonunda kadro olarak Avrupa standartlarında, skor olarak ise sıradan bir takım görüntüsü veriyordu. Guti, Querasma, Almeida, Fernandes, Simao, Bobo gibi yıldızlara sahip olan takımın ikinci devredeki hedefi, 17 maçta 17 galibiyetti. Ancak daha devrenin ikinci maçında bu hedef hayal olurken, deplasmanda Ankaragücü ile oynanan maçın devre arasında soyunma odasında yaşananlar, alınan kötü sonuçların önüne geçti. Kaptan İbrahim Üzülmez, yenilen golden sonra kendisine küfür ettiği gerekçesiyle İbrahim Toraman’ı yumrukladı. Dönemin teknik patronu Bernd Schuster, Üzülmez’i oyundan alırken soyunma odasında yaşananların basına sızdırılmaması konusunda da oyuncular uyarıldı. Maçtan bir gün sonra kulübün internet sitesinden yayımlanan kısa bildiri ile İbrahim Üzülmez’in takımla ilişiğinin kesildiği ifade edildi. Olayın sis perdesi kısa sürede kalktı, tüm ayrıntılar basına yansıdı.
TAKIMDAN KOVULDU AMA…
Beşiktaş, kovduğu oyuncusuna vedayı başkanı ile yapma gereği duyuyordu. Dönemin başkanı Yıldırım Demirören, “İbrahim, kişiliğiyle Türk futboluna örnek olmuş bir insan. Ancak soyunma odasındaki davranışı, kabul edilecek bir hareket değil. Hocamız olayla ilgili rapor sundu. Kararı yönetim kurulumuz verdi. İbrahim kardeşimizi kadro dışı bırakamayız, A2’ye yollayamayız. Çünkü o Beşiktaş’ın kaptanı. Ben bir oğlumu kaybettim. O ‘Beşiktaşlı Deli İbrahim’ olarak kalacak. 11 sene çok kolay değil,” diyor ve kaptanlık pazubandını Üzülmez’in koluna takıyordu.
“İki ay daha sabredin, futbolu Beşiktaş’ta bırakayım,” talebi Demirören tarafından kabul görmeyen Üzülmez de “Beni üzen şey, 11 yıldır şerefle hizmet ettiğim Beşiktaş’a aynı şekilde veda edememektir. Beni İbrahim Üzülmez yapan, bu camia ve Beşiktaş taraftarıdır. Çok üzgünüm ama bize yakışan, o asaleti gösterip kenara çekilmektir. Her zaman Beşiktaş’ın kaptanı ve çocuğu olarak bu sorumluluğu üzerimde taşıyacağım. Futbolu bu şekilde noktalamak istemiyorum. Beşiktaşlılardan haklarını helal etmelerini istiyorum,” diyerek 11 yılını verdiği kulübüne veda ediyordu.