YORUM | CEMİL TOKPINAR
Çocukluk yıllarımızda “kader-kısmet “ adıyla satılan hediyeli ürünler olurdu. Üstü kapalı 1’den 50’ye kadar rakam yazılmış bir kartona göre ürünler satılırdı. Çikolata, gofret, otomobil, tabanca, balon gibi ürünlerden almak için 10 kuruş verip rakamların üstü kazınır, çıkan sayıya göre verilecek hediye belirlenirdi. Satıcının sloganı, “Boş yok, boşa para yok” şeklindeydi. Yani herkes parasının karşılığında mutlaka bir şey alıyordu. Ama bütün çocukların hedefi büyük hediyeyi kazanmaktı.
Bundan birkaç kez satın alıp da çıkan hediyelerden memnun olmayan çocukların kafasında hep aynı arzu vardı:
“Keşke beş liram olsa da hepsini satın alsam, o zaman bütün hediyeler benim olurdu.”
İşte Cuma gününde gizlenen icâbe saati ve Ramazan’da saklanan Kadir Gecesi gibi muhteşem fırsatlar, bizim çocukluk yıllarımızdaki bu örneğe benziyor. Bazı farklı yönleri olsa da benzeyen tarafları var.
Nasıl ki hediyeli satış paketinin hepsini alan, tüm hediyelere sahip olur. Aynen öyle de Cuma gününü ihya eden, duaların kabul edildiği icabe saatini yakalamış olduğu gibi, Ramazan ayının her gününü değerlendiren de başta Kadir Gecesi olmak üzere bu ayın bütün feyiz, bereket ve faziletlerini elde etmiş olur.
Önemli bir fark var: Her çocuk paketin tümünü alacak parayı bulamaz, ama her mümin derecesine göre Ramazan’ın tamamını ihya edecek zamanı ve imkânı bulabilir.
Başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere nice salih kimseler, sadece Ramazan’ı değil, yılın tamamını ihya etmişler. Efendimizin (s.a.v.) bütün geceleri ve gündüzleri ibadet, zikir, tebliğ ve güzel ahlâk örnekleriyle doluydu.
Sahabeler, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn döneminde her gece 100 rekat nafile namaz kılmak normal görülüyordu. İmam-ı Âzam ve Zeynelâbidîn gibi ibadet kahramanları her gece 1000 rekât namaz kılıyordu.
Çağımızdan örnek verirsek, Bediüzzaman Hazretleri her gece beş altı saat gece ibadeti yapıyordu. Ramazan’da ise geceleri hiç uyumayıp ibadet ediyor, ancak sabah namazı, tesbihat ve duadan sonra birkaç saat istirahatle yetiniyordu.
Peki biz ne yapmalıyız?
Ömre bedel Kadir Gecesini yakalamak için nasıl bir yol izlemeliyiz?
Her Ramazan Kadir Gecesini belirlemek için bazı formüller paylaşılır. Bu tür formüller, Kadir Gecesinin gizli olmasındaki hikmete aykırıdır. Rabbimiz gizli yapmış ki, Ramazan’ın her gecesini ihya edebilelim.
Üstelik bu tür formüllerin kesinliği yok. Olsa bile Bediüzzaman ve bazı âlimlere göre “bire bin verilen” günleri niye gaflet içinde geçirelim? Hem de Allah dostları yılın 365 gününden bir gününü bile boşa geçirmemişken…
BİR GECEYE 83 YILLIK ÖDÜL
Benim formülüm ve tavsiyem şu:
Gelin Ramazan’ın her gününü ihya edelim. Böylece hem ömre bedel Kadir Gecesini yakalarız, hem bire binler verilen dört adet Cuma gecesini, hem de Ramazan’ın her biri bine bedel tüm günlerini ihya etmiş oluruz.
Önce geçen haftaki yazımızı okumakla işe başlayalım: https://www.tr724.com/ramazan-geliyor-kalpler-guluyor/
Hatta Ramazan’ın önemini ve değerini anlatan başka yazı ve sohbetleri gözden geçirelim.
Böylece hedefimiz sadece Kadir Gecesi değil, tüm Ramazan’ı ihya etmek olsun.
Peki kendisini yakalamak için bir ayı ihyayı göze alacağımız Kadir Gecesinin fazileti nedir?
Bu gece, Kur’an’da kendisine özel bir sure ayrılan ve orada “bin aydan daha hayırlı” diye yüceltilen bir gecedir.
Ayrıca hakkında birçok hadis-i şerif vardır. İşte bunlardan birkaçı:
“Her kim Kadir Gecesini, sevabını Allah’tan umarak ihlâslı bir şekilde ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.” (Buhârî, Kadr: 1; Müslim, Müsâfirîn: 175)
“Allah, Kadir gecesini ümmetime hediye etmiş, ondan önce hiçbir ümmete vermemiştir.” (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr: 2/269)
“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesinde namaz kılarsa, geçmiş günahları affedilir.” (Buhârî, Sıyam: 71)
“Kadir Gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, o geceden nasibini almıştır.” (İ. Canan, Kütüb-i Sitte, 3/289)
“Her kim Ramazan ayı çıkıncaya kadar akşam ve sabah namazlarını cemaat ile kılarsa, Kadir Gecesinden fazla bir hisse alır.” (İ. Canan, Kütüb-i Sitte, 3/289)
Bu hadisler, Kadir Gecesini yakalamak arzusuyla bütün Ramazan’ı ihya etmek için bizi coşturmalıdır. Ayrıca önemini daha iyi kavramak için şu yazımızı okuyabilirsiniz: https://www.tr724.com/omre-bedel-bir-gece-kadir-gecesi/
KADİR GECESİ NE ZAMAN?
Kadir Gecesi Ramazan içinde gizlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) son on gecede, bilhassa tekli gecelerde aranmasını tavsiye etmiştir. Fakat asırlardır Ramazan’ın 27. gecesi Kadir Gecesi olarak kabul edilmiş ve öyle ihya edilmiştir.
Buna göre, nasıl hareket etmeliyiz?
Mümkün mertebe bütün Ramazan’ı ihya etmek, bilhassa son on güne özel bir önem vermek, 27. geceyi ise daha fazla önemsemek ve değerlendirmek çok güzel olur.
Çünkü 27. gecenin de bir hakikati vardır. Nitekim Bediüzzaman Hazretleri talebelerine yazdığı bir mektupta şöyle demiştir:
“Yarın gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadr’i tahsis etmişler. Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.” (Şualar, 14. Şua)
TÜM ZAMANLARIN EN BÜYÜK İBADETİ
Bu bilgiler ışığında Ramazan’ın her gününü nasıl ihya edebiliriz?
Öncelikle beş vakit namazı her zaman kılmak zaten vazifemiz. Ama Ramazan’da biraz daha gayret, biraz daha hassasiyet göstermek, vaktinde, cemaatle, anlayarak, tâdil-i erkân ve huşû ile kılmak için çırpınmak gerekir. Ayrıca sonundaki tesbihatı ve duayı asla terk etmemeliyiz. Çünkü tesbihat günahların affına vesiledir; dua da bilhassa Ramazan’da çok önemli bir ibadettir.
Peki Ramazan’da namaz ve tesbihatı artırabilir miyiz?
Elbette artırabiliriz. Beş vakit namazın sünnetlerini tavizsiz kılmak, namaz içindeki sureleri, duaları, tesbihleri uzatmak mümkündür. Ezberinde uzun sure olmayan nafile namazlarda teheccüd Kur’an’ı kullanabilir. İki secde arasında sünnet olan dua okunabilir. (https://www.tr724.com/hizli-namazlari-yavaslatacak-bir-sunnet-iki-secde-arasi-duasi/)
Bir de beş vakit uzun tesbihatımızı yaparsak muazzam bir sevap elde ederiz. Bu hususta da dikkatli ve tavizsiz olmak gerekir. Yapacağımız tek şey, her namazdan sonra birkaç dakikayı tesbihata ayırmaktır. (https://www.tr724.com/namaz-tesbihati-evradlarin-en-faziletlisidir/)
Mademki Ramazan duaların kabul olduğu aydır, namazdan sonraki dualarımızı da artırmalıyız. Zaten kendimizin ve ailemizin, milletimizin ve bütün müminlerin sayısız dertleri ve arzuları vardır. İşte Ramazan altın fırsat! Kendimizden başlayıp tüm müminlere, hatta bütün insanlığa varıncaya kadar hayırlı dualar edebiliriz. (https://www.tr724.com/namazdan-sonraki-dualar-reddedilmez/)
Namazlarımızı artırmanın başka bir formülü de günlük nafile namazlarımıza sarılmaktır. Müsait olan herkesin her zaman yapmasını tavsiye ederiz. Her zaman yapamayanlar hiç değilse Ramazan’da kuşluk, evvabin, teheccüd ve hacet gibi namazları kılarlarsa her bir rekâtına bin rekat sevap yazıldığı için çok büyük sevap alırlar.
Sabah uyanan kişi nasıl olsa elini yüzünü yıkamışken bunu abdeste tamamlayıp iki veya dört rekat kuşluk namazı kılabilir. (http://www.tr724.com/hac-ve-umre-sevabi-kazandiran-ki-guzel-namaz-israk-ve-kusluk/)
Akşam namazını kılan bir kimse zaten abdestli iken iki veya dört rekat evvabin namazı kılarsa muhteşem bir ecir alır. (https://www.tr724.com/gece-ibadetinin-ilk-halkasi-evvabin-namazi/)
Ancak burada çok önemli bir husus var: Maalesef Ramazan’da kıymeti bilinmeyen, hakkı verilmeyen, ihmal edilen veya aceleye getirilen ibadetler, akşam ve evvabin namazı, tesbihat, dua ve aşr-ı şeriftir. Oysa zamanımızı biraz daha planlayıp dikkatle kullanırsak hepsini de yapabiliriz. Unutmayalım ki, boşa geçirdiğimiz, boş sohbete veya uzun çay keyfine daldığımız her an, her rekâtı bin rekât yazılan namazları ya kaybettirir ya da kalitesini düşürür, kabul edilecek duaları da ihmal ettirir.
Gelelim teheccüde. Nasıl olsa sahura kalkmışız. Sofra hazırlanırken abdest alıp iki, dört veya sekiz rekât teheccüd namazı kılsak ahiretimize büyük bir azık göndermiş oluruz. Zaten sabah namazı için alacağımız abdesti öne çekmiş ve birkaç dakikamızı Rabbimizle geçirmeye harcamış oluruz. (https://www.tr724.com/kabri-aydinlatan-nur-teheccud-namazi/)
Çok önemli bir husus: Bazı kardeşlerimiz Ramazan geceleri kısa olursa hiç uyumuyor. Uyumadığı için de teheccüt kılınmaz sanıyor. Oysa vakti girdikten sonra uyunulmasa da teheccüdü kılabilirsiniz. Nitekim İmam-ı Azam geceleri hiç uyumaz, gündüz birkaç saat uyurdu. 40 yıl yatsı abdestiyle sabah namazını eda eden ve her gece bin rekât namaz kılan bu ibadet âşığının teheccüt kılmaması mümkün mü?
Yine günün müsait bir vaktinde hacet namazı kılarak dünyanın dört bir yanındaki mazlum, mahpus, mahrum, mağdur ve masum kardeşlerimize ve ailelerine dua etsek nasıl olur? İnanın acı çeken kardeşlerimizin ıztırabına beş dakika şahit olsak hacet namazını hiç terk etmeyiz. Onlara dua etmezsek kardeşliğimizin ne anlamı kalır? (https://www.tr724.com/hak-ettigi-degeri-vermedigimiz-muhtesem-bir-hazine-hacet-namazi/)
Bu arada imkânı olanlar her gün, her gün kılamayanlar Perşembeyi Cumaya bağlayan gecelerde tesbih namazı kılabilirler. Tesbih namazı öyle muhteşem bir ibadettir ki, on çeşit günahın affına sebep olmaktadır. (https://www.tr724.com/gunahlardan-arinma-denizi-tesbih-namazi/)
Ramazan’ı ihya gibi çok derin ve önemli konuyu yarın tamamlayalım inşallah.
Sofra hazırlanırken….teheccütü kılın bakalım nasıl olsa birileri sofrayı hazırlıyor