YORUM | M. NEDİM HAZAR
Muhallebi yerken dişlerin kırılması ters örneğiyle anlatıyor bir deyimimiz işlerin ters gitmesi durumunda olabilecekleri.
Murphy Yasası’nda bir şey ters gidince her şey ters gitmeye başlar gibi bir madde de var.
İktidar nicedir, kan üzerinden bile seçim kampanyası yapmakta sakınca görmüyor ne yazık ki.
Bunlardan en sonuncusu da meşhur Gara Operasyonu’ydu.
Hatırlayacaksınız Erdoğan “Size bir müjde açıklayacağım” dedi önce.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
PKK’nın önemli bir ismini ele geçirip, ek olarak yıllardan beri terör örgütünün elinde tuttuğu çoğu MİT ve güvenlik görevlisi olan 13 kişiyi kurtaracaktı.
Amaç hem terörle mücadele görüntüsü vermek, hem kendi askerini kurtarmak hem de başarılı geçecek operasyon sonrasında Demirtaş ve HDP’den sonsuza kadar kurtulmaktı.
Zira Erdoğan son yerel seçimlerde çok iyi gördü ki, başta büyük şehirler olmak üzere artık buralarda seçim alması imkansız.
Ancak işler maalesef planlandığı gibi gitmedi ve maalesef en az 13 şehit verildi. Durum böyle olunca Erdoğan kayıplara karıştı, Savunma Bakanı topu genelkurmay başkanına attı filan.
AKP’nin operasyon sonrası HDP üzerine yürüme planını da Meral Akşener sabote etti.
Oysa yıllardır PKK’nın elinde tuttuğu resmi görevliler için iktidar parmağını bile kımıldatmamıştı.
Bu konuda Meclis hiç harekete geçmedi, geçirilmedi.
İktidar şüphesiz en büyük tahribatı Türk hukuk sistemini bitirerek saray hukuku gibi bir ucubeyi yürürlüğe sokarak yaptı.
Hukuk bir kişinin iki dudağı arasındaydı. Ülkesini düşünen pek çok vatansever Ergenekon artıklarının insafına terkedildi.
Önceki gün bile Poyrazköy davasında görev yapan tüm emniyet mensuplarını tutuklama kararı çıkardılar mesela. Tam bir düşman ve intikam hukuku dönemi.
Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi Gara Operasyonu ile başlayan yeni bir sürecin parçası diye düşünüyorum.
Aynı gün HDP hakkında kapatma davası açılması, 600 HDP’li için istenen siyasi yasak AKP ve Erdoğan iktidarının 80 Darbesi’nde bile yapılmayanları yapmasına bir örnek daha eklemiş oldu.
Ki Ömer Faruk Gergerlioğlu nicedir iktidarın canını sıkmaktaydı. Yaşanılan haksızlıkları, hukuksuzlukları mağdurun kimliğine bakmadan sahipleniyor ve demokrasi için gece gündüz demeden koşturuyordu. Özlem Zengin gibi sonradan mankurtlaşan AKP leşkerleri de baş edemeyince artık mutlak şekilde susturabilmek adına kıytırıktan bir dava ile vekilliğini düşürdüler.
Siyasal İslam’ın ikiyüzlülüğüne ve demokrasiyle hiçbir alakasının olmadığını net bir örnek daha verildi.
Öte yandan iktidar yancısı MHP de boş durmadı.
Muhtemelen bu yeni süreçte (tıpkı AKP’lilerin Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesini MHP’ye yüklemesi gibi) MHP ve Bahçeli’ye de bir takım görevler tevdi edilmiş.
Anketler MHP’nin baraj altında kalacağını kesin bir dille söylüyor zaten. Geçen seçimde Kürt bölgelerinde yapılan oyunlara rağmen güçlükle Meclis’e girebilmişlerdi.
Bu sefer bu şansları da kalmadı, muhtemelen yüzde 6-7 bandına inmiş durumdalar ve İyi Parti onların seçmenini aldı gibi. Bahçeli Meral Hanım’ı bir türlü kafalayamayınca tekrar nefret diline döndü.
Ama ne nefret.
Önceki günkü kurultayda adeta ağzından cehennem kustu Bahçeli.
Şu cümleler onun: “HDP siyasi kisveye bulunmuş suç örgütüdür. Herhangi bir isimle açılmamak üzere kapatılması namus görevidir. HDP Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayıs tarlasıdır. CHP Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyetidir. İyi Parti Türkiye’nin kötülüğüne hizmetkârlık yapan siparişle kurulan uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir projedir.”
Görüldüğü üzere yancılığını yaptıkları dışında bir tek Perinçek kalıyor hain olmayan siyasetçi!
Bahçeli bir şey daha söyledi: “Ayrıca siyasi partiler kanunu değiştirilmelidir, seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalı…”
Manası açıkça şu, bizim meclise girebilmemiz için bir şeyler yapılmalıdır!
Saray ise bu esnada harıl harıl yeni bir seçim modeli üzerinde çalışıyor bilgeleri sızıyor kulislere. HDP seçmenini uzak tutmak, MHP’yi tekrar Meclis’e sokmak ve oy oranı artmasa bile vekil sayısını en azından koruyabilmek için yeni formüller üzerinde çalışıyor.
Ülkeyi 300 seçim bölgesine ayırıp, hepsinden aday göstermeyen partileri saf dışı bırakmak iktidarın ilk planı. Özellikle batıda bazı şehirlerde HDP’nin aday gösteremeyeceğinden emin olarak bunu düzenliyorlar sanırım.
Her bölgenin iki vekil çıkaracağı bu yeni sistemde, alınan oy miktarı bir bile fazla olsa, o parti iki vekil çıkaracak. Yani AKP yüzde 25 oy bile alsa 400 vekil çıkarabilecek. Hesapları bu yönde.
Trump’ın “Kazanan her şeyi alır” stratejisine benzeyen bu yeni planını ters tepmesi de mümkün. Zira Amerika’da ters tepti malum. AKP ve MHP’ye karşı blok bir muhalefetin oluşması da mümkün olabilir ve bunu hissettiği an Saray’ın ülkeyi tam olarak ateşe vermesinden korkuluyor.
Ancak şöyle bir gerçek var; yangınları siz çıkarabilirsiniz fakat ne kadar yayılacağını ve süreceğini siz kontrol edemezsiniz.
Dolayısıyla Erdoğan’ın daha önce oynadığı kanlı oyunu tekrar uygulayacağı bir sürece girdik. Allah masumları ve ülkeyi korusun.
Bu arada Bahçeli ve AKP üst kadrolarına çok daha kestirmeden bir taktik vereyim sevabına:
AKP ve MHP dışındaki tüm partileri kapatarak seçime giderseniz garanti kazanırsınız.
Güzel bir yazı, teşekkürler…
Gara, hangi gün olmuştu? Gara’daki rehineler, kaç gün rehin kalmışlardı? AKP seçmeninin kaçının bu durumdan haberi var?
Normalde, bir tekinin halkta infiale yol açması gereken hadiseler, `şahsı menevinin` kılını bile kıpırdatmıyor.
O kadar büyük ve çoklar ki, biri ortaya çıkıp, anlatılıp anlaşılıncaya kadar ardından onlarcası sökün edip geliyor.
“Allah’ın yardımına sığınıyoruz”