‘Bouazizi’nin ateşi, Türkiye’yi yakıyor!

HABER-YORUM | İLKER DOĞAN Tr724 Haber Merkezi

Karaburun açıklarında bir teknenin batması ve Menderes’de kamyonun devrilmesi sonucu toplam 30 kaçak göçmenin hayatını kaybettiği olaylarla ilgili 7’si Suriyeli 9 kişi gözaltına alındı. Emniyet, mülteci statüsündeki Suriyelilerin, Türkiye üzerinden yapılan insan kaçakçılığı işini yönlendirdiği üzerinde duruyor. Barınma, istihdam ve eğitim sorunu çözülemeyen Suriyeliler, Türkiye’nin başını ağrıtacak.

Tunus’ta üniversite mezunu bir işportacı olan Muhammet Bouazizi’nin 18 Aralık 2010’da kendisini ateşe vermesiyle başlayan ve kısa sürede yayılan protestoların Türkiye’ye etkisinin bu kadar büyük olmasını hiç kimse beklemiyordu. ‘Arap baharı’ Tunus’un ardından Libya’ya, oradan da Mısır’a sıramış ve yaklaşık iki ay gibi çok kısa bir zamanda, iktidarları deviren bir toplumsal harekete dönüşmüştü. Yalancı bahar Suriye’de ise etkisini 2011 yılı mart ayında gösterdi. Ancak Tunus, Mısır, Libya ve Yemen’deki gibi iktidar değişikliğiyle sonuçlanmadı. Türkiye’nin de açıktan taraf olduğu çatışmalar sürekli hale geldi, rejim sertleşti, muhalif gruplar silahlandı(rıldı) ve iç savaş bütün ülkeye yayıldı. Ve bunun doğal sonucu olarak kitlesel göçler başladı.

İLK GÖÇ DALGASI 300 KİŞİ

Türkiye’ye ilk mülteci akışı 29 Nisan 2011’de 300 kadar Suriyeli’nin Türkiye’ye sığınma talebine bulunmasıyla başladı. Aradan geçen yedi yılda sayı milyonlara ulaştı. İçişleri Bakanlığı’nın rakamlarına göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyeli sığınmacı sayısı 3 milyon 552 bin. Gayri resmi rakamın 4 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 29 Ağustos 2018 itibariyle kayıtlı Suriyelilerden sadece 196 bin 728’i kamplarda kalıyor. Geriye kalanlar ise kamp dışında hayatını sürdürüyor.

HARCANAN PARA 31 MİLYAR DOLAR

En fazla Suriyeli (564 bin) doğal olarak İstanbul’da. İstanbul’u 469 binle Şanlıurfa, 442 binle Hatay ve 392 binle Gaziantep takip ediyor. Suriyelilerin yerli nüfusa oranla en yoğun bulunduğu il ise Kilis. 136 bin nüfuslu Kilis’te, yaklaşık 130 bin Suriyeli var. Aradan geçen 7 yılda Suriyeliler için harcanan para ise 31 milyar dolar.

EN ÖNEMLİ SORUN: SURİYELİLERE NE OLACAK?

Zorunlu ve kitlesel göç hem göç edenleri hem de Türk vatandaşlarını olağanüstü güç koşullarla yüzleşmek zorunda bıraktı. Ülkeyi yönetenlere göre Esad rejimi 3-4 ayda devrilecekti. Ancak öyle olmadı. ‘Muhacir kardeşliği’ olarak başlayan ‘misafirlik’ süreci uzadı ve ‘mülteciliğe’ dönüştü. Bugün için cevap bekleyen en önemli soru, uzun dönemde sayıları 4 milyonu bulan Suriyelilere ne olacağı.

TEMEL SORUNLAR: EĞİTİM, BARINMA, İSTİHDAM, GÜVENLİK

Suriyeli mültecilerin kaldıkları sürenin uzaması sorunların da gözle görülür hale gelmesine neden oldu. Çalışma izni verilen Suriyelilerin sayısı sadece 20 binlerde sınırlı kaldı. Kendisine bile yetemeyen Türkiye’nin ‘zorunlu misafirlerine’ yeni istihdam alanları açamaması, Suriyelileri ‘illegal’ işlere yönlendirdi. Sadece son 6 ayda yapılan operasyonlarda onlarca Suriyeli gasp, çete, hırsızlık ve insan kaçakçılığı gibi suçlamalarda gözaltına alındı, tutuklandı.

EN ETKİN OLDUKLARI ALAN: İNSAN KAÇAKÇILIĞI

Suriyelilerin en etkin olduğu alanlardan biri insan kaçakçılığı. Geçtiğimiz günlerde Karaburun açıklarında bir teknenin batması sonucu 8 göçmen hayatını kaybetmişti. O olaydan bir gün sonra Menderes’te göçmenleri taşıyan kamyonun dereye uçması sonucu ise 22 Irak uyruklu düzensiz göçmen feci şekilde can verdi. Her iki olayda 7’si Suriye uyruklu 2’si Türk 9 kişi gözaltına alındı. Suriyelilerin özellikle insan kaçakçılığı işinde etkili olduğu üzerinde duran polis şimdi, iki olay arasında bir bağlantı olup olmadığını araştırıyor.

****

Onlar artık ‘muhacir’ değil mülteci

Suriyelilerin statüsünün aradan geçen 7 yılda ‘muhacirlikten’ mülteciliğe evrilmesi bir takım sorunları da beraberinde getirdi. Sorunların çözümü için öncelikle Suriyelilerin artık ‘kalıcı’ olduğunu kabul etmek gerekiyor. Zira kısa vadede Esad rejiminin gitmesi mümkün gözükmüyor. Kaldı ki Esad bugün devrilse bile yerle bir olan Suriye’nin yeniden inşaası yıllar alacak. Suriye’den gelen göç dalgasıyla birlikte işsizlik arttı, ev kiraları ve gıda fiyatları yükseldi, çocuk işçi sayısı katlandı. Sağlık hizmetlerinde artaş iş yükü sebebiyle aksamalar yaşanmaya başladı. Bir kaç yerde yaşanan küçük çaplı etnik çatışma haberi, tehlikeli bir sürece girildiğini gösteriyor. Suriyeli mafya, çete, örgüt haberlerindeki artış da gözlerden kaçmıyor. Mülteci çocukların eğitim meselesi de aşılması gereken bir başka sorun olarak duruyor.

****

Onlara Türkçe’yi öğretin

Mültecilere yönelik tepkilerin nefret ve düşmanlığa dönüşmemesi için Suriyelilerin toplumla uyumunu sağlayacak çözümler üretilmesi gerekiyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, sığınmacıların, Türkiye’ye uzun vadede uyum sağlamalarının onların çocuklarına ve ailelerine verilecek eğitimle sağlanacağını ortaya koyuyor. Suriyelilerin evlerini geçindirmek için çalışması, bunun için de dil sorununu çözmesi gerekiyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Carol Batchelor da bu gerçeğe dikkat çekiyor: “Suriyelilere yardım etmek istiyorsanız Türkçe’yi öğretin. Çalışabilmeleri, eğitim alabilmeleri ve günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için mutlaka dilinizi öğremeleri gerekiyor.”

SOSYAL SORUNLAR DAHA DA ARTAR

Brooking Enstitüsü Kıdemli Dış Politika Uzmanı Elizabeth Ferris ise bir söyleşide Türkiye’yle ilgili şu önemli uyarılarda bulunuyor: “Mülteciler ya ülkelerin geri dönmeli ya da başka bir üçüncü ülkeye gidebilmelidir. 5 yıl sonra hala Türkiye’de kalıyor ve Türkçe öğrenmemiş olurlarsa, kendilerini toplumun bir parçası gibi hissetmezlerse ev sahibi toplumdaki kızgınlık büyüyebilir. Büyük bir etki oluşturabilecek insan hakları sorunları ve sosyal sorunlar ortaya çıkabilir.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin