HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ
“Son Başbakan” Binali Yıldırım’ın talimatı ile kamu bankalarının konut kredisinde aylık maliyeti yüzde 0,98’e çekmesi bile çare olmadı. Kerhen yapılan indirim inşaat krizine saman alevi kadar tesir etti.
Konut satışları düşerken, ticaretin kalbi İstanbul’da üç ofisten biri boş. 2,3 milyon yeni daire müteahhitin elinde kaldı. Faizler bir senede yüzde 32 arttı.
Asgarî kredi maliyeti yüzde 17’ye ulaştı ki bu oranda kredi veren banka sayısı bir elin parmakları kadar. Onlar da sağlam müşteriye veriyor krediyi.
BÜYÜK MÜTEAHHİTLER BİLE ZORDA
Döviz artarken kredi cenahında işler hiç olmadığı kadar menfi hale geldi ki vatandaşa aylık maliyet yüzde 1’i geçtiği anda Türkiye’de konut satışı bıçak gibi kesiliyor.
Her gün başka bir inşaat firması “iflastan evvel son mühlet” denilebilecek “konkordato”ya müracaat ediyor.
Bugünlerde büyük müteahhitlerden birinin fiilen battığı konuşuluyor ki bahsi geçen grupta yüzlerce işçinin maaşı aylardır ödenmiyormuş. Hazır beton firmalarına ibraz ettiği milyonluk çekler karşılıksız çıkmış.
ERKEN TEŞHİS HASARI AZALTIR
Her sektör ya da memleket krize girebilir. Mühim olan erken teşhisle etkin tedavi metotlarına başlayabilmektir. Gaye en az hasarla tünelden çıkabilmektir.
Türkiye’de özel şirketlerin ve bankaların inşaata gömdüğü milyarlarca dolar kredinin ödenmesi zorluk çekilirken “dolarlarınızı bozdurun, milli direnişe katılın” nevinden içi boş hamasetle vakit kaybediliyor.
Açıklanan “100 günlük icraat programı” tek kelime ile fiyasko. Türkiye’nin 4-5 sene evvelki halinde yazılmış kadar bugünün meselelerine uzak bir program.
HERKES ROMANTİK HAYAL PEŞİNDE
Hamaset kültürü Saray’dan en ücra kasabadaki vatandaşa kadar sirayet etti. Herkes hakikatten koptu ve romantik hayallerin peşinde.
İnşaat krizde olduğuna göre sektörden birilerinin makul tekliflerle çare için gayret sarfetmesi icap eder değil mi? Maalesef öyle olmuyor.
İktisatla uzaktan yakından alakası olmayan fikirler havada uçuşuyor.
AVNİ ÇELİK: SENELİK KONUT KREDİ FAİZİNİN YÜZDE 8’İNİ HAZİNE ÖDESİN
Sinpaş Holding’in patronu Avni Çelik, Hürriyet’te Vahap Munyar’a mülakat vermiş.
O mülakatta Çelik, “Hazine ve Maliye Bakanlığı, konut kredisi kullanacak vatandaşların yıllık faiz yükünün 8 puanlık bölümünü karşılayabilir.” diyor.
Üstelik bu destek beş sene boyunca devam etmeliymiş. O vakit vatandaş kredi cazip diye bankaya gidecekmiş ve İstanbul’da elde kalan 280 bin daire peynir-ekmek gibi satılacakmış…
Çelik, devletten böyle bir “altın vuruş” bekliyormuş…Ne âlâ.
“KÖPRÜ İNŞÂ EDENE GARANTİ VAR DA BİZE NİYE YOK?”
100 bin liraya mâl olan daireyi milyon dolara satanlar, vergi listelerinde esamisi okunmayanlar, işçi asansörünün bakım masrafı olan 250 TL’ye kıyamayıp 10 işçinin canına kıyabilenler şimdi Hazine’den yardım istiyor.
“Otoyol, köprü ve havalimanı müteahhitlerinden ne eksiğimiz var. Onlara her nevi garanti, para ve destek veriliyor. Biz de müteahhitiz.” diye düşünüyor olmalılar.
Avni Bey’in teklifi baştan sona hayal ürünü. Hazine kime ve hangi esaslara göre kredi desteği verecek. Bundan evvel daire alanların vergileri ile yeni ev alanlara Hazine desteği verilebilir mi?
Bütçe açığı ve cari açık gibi ikiz açıklarla beli bükülmüş Hazine’nin ilacı olsa kendi başına sürecek.
BENTLEY’E BİNERKEN İYİYDİ
Velev ki kasada para olsa niye konut kredisinin senelik faizinin yüzde 8’ini ödesin?
Müteahhitler yaz aylarında keman çalacağına, milyon dolarlık Bentley arabalara bineceğine, şirketin paraları ile yat-kat koleksiyonu yapacağına kış için hazırlık yapsaydı.
Türkiye’de bazı sektörler, “asalak sektör” tabirine fazlasıyla müstehak. İnşaat da en iyi devrinde bile hastalıklarından kurtulmadığı için bu şekilde tasnif edilebilir.
10 bin TL sermayeli bir limited şirket kurmaya bakıyor köşeyi dönmek.
Ankara’da bakanlarla, siyasetçilerle, şehir ve ilçelerde belediye reisleri ve iktidar partisinin teşkilatları ile iyi geçinmek kâfi.
BAHŞİŞTE CÖMER OLANA TALAN SERBEST
Bahşişte cömert olanlar dere yatağına 7 kat apartman inşâ etse bile kimse itiraz etmiyor. Mahkeme, hatta isminin önünde “yüksek” sıfatı yer alan mahkemelerin kararları kale alınmıyor.
İstanbul’un tarihî silüetine hançer gibi üçüz gökdelen saplayanlara bir müddet küsülse de telafi özürü anında kabul ediliyor.
İmar affı nedir? Şehirleri, ormanları, kıyıları katledenlere devletin “aferin” demesidir. Vergisini ödeyen, Hazine arazisine yan gözle dahi bakmayan, dürüst ve sade vatandaşın da cezalandırılmasıdır.
Avni Çelik hazır kredi faizinden başladığına göre sitelerde toplanan fahiş aidata da çare bulsaydı.
Oldu olacak Hazine site ve aparman aidatını da ödesin.
Kriz böyle böyle gelir bir memlekete… Yiyin efendiler, yiyin…