HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
Başlık ilk başta iddialı gelebilir. Amma velakin 24 Haziran 2018 Pazar günü itibarıyla Erdoğan tipi başkanlık rejiminin milletten de onay alması en fazla patronların uykusunu kaçırdı.
Beyaz Türklere has bir korkunun ötesine geçildi. Etnik kimliği, meşrebi, ideolojisi, inancı farklı insanlar “tek adam” rejiminde başlarının her an derde girebileceği endişesini taşıyor.
Kimse alenen telaffuz edemese de Anadolu yarım adasında endişe ve korku hâkim.
BAŞKAN ERDOĞAN’IN İLK HAFTASI
Kendisinin tabiri ile “Başkan” Recep Tayyip Erdoğan’ın yayımladığı ilk kararnameler ve kabine için seçtiği isimler yeni dönem hakkında hayli fikir veriyor.
Devletin kasasının anahtarlarını (Maliye ve Hazine) damadı Berat Albayrak’a vermesi Türkiye’nin aile şirketi gibi idare edileceğinin en müşahhas hali oldu.
Tren kazası için gözyaşı bile dökemeden “Adnan Hoca” diye bilinen Adnan Oktar ile 300’e yakın kişi gözaltına alındı.
Her safhası kameraya çekilmiş, senaryosu iyi çalışılmış operasyonda polis ismi geçen kişileri peşinen suçlu ilan edecek bir tarzda hareket etti.
Şüpheli insanlara karşı takınılan o mütekebbir ve ceberut tavırlar sebepsiz değil. Kimsenin Erdoğan rejiminin polisleri dünden daha ceberut olacak.
“Herkes ayağını denk alsın.” demek istiyorlar.
Son iki-üç senedir Hizmet Hareketi’ne reva görülen hukuk ihlallerinin bundan böyle her kesime tatbik edilebileceği mesajı veriliyor.
ADNAN OKTAR, TEK ADAM REJİMİ İÇİN BAHANE
Adnan Oktar ki İsrail ile kuvvetli bağları olduğunu saklamıyordu. Mamafih bu irtibatlarına rağmen savcı önüne bile çıkmadan çarmıha gerildi. İddia edilen suçları işleyip işlemediğini kimse takip etmeyecek.
Saray gazeteleri hükmü verdi ve Adnan Oktar grubu “terör örgütü” ilan edildi. Hizmet Hareketi’ne terör örgütü iftirasını atan o gazetelerin yazı işleri müdürleri, senelerdir gazetecilik namı ile cellatlık yaptığından Saray’ın yeni düşmanlarını sallandırırken gayet rahat hareket edecek.
Dün Hizmet Hareketi, Kürtler ve Furkan Vakfı (Alparslan Kuytul) öcü olarak gösterildi. Bugün Adnan Oktar, yarın CHP ya da herhangi bir cemaat derdest edilebilir.
Akşamdan sabaha her nefis vatan hainliği yaftasına muhatap olabilir.
NELERİ UNUTTUK?
24 kişinin vefat ettiği ve 318 kişinin yaralandığı tren kazası, doların bir haftada 25 kuruş, euronun 27 kuruş artması, yumurtaya gelen yüzde 10 zam ve padişahın bile bu kadarına muvaffak olamayacağı cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve daha nice hayati mesele hemen unutuluverdi.
Adan Oktar haberleri ile hepsi unutturuluverdi. Doların 25 kuruş artması döviz borcu altında inleyen şirketlere bir haftada 57 milyar TL ilave yük bindirdi. Nasıl ödenecek bu paralar? Cevap yok!
Dün sanayinin yüz akı Boydak ailesine reva görülen zulmü ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hukuk tarihine geçecek ucube kararını “Boydaklar daha ne kadar rencide edilsen sayın Gül!” başlıklı makalede (http://www.tr724.com/boydaklar-daha-ne-kadar-rencide-edilsinler-sayin-gul/) dile getirmeye gayret ettim.
Velhasıl Erdoğan’ın gözüne kestirdikleri birer birer tasfiye ediliyor. Liste çoktan hazır. Vakit alıyor operasyonlar. İmkân bulsalar gece yarısı her muhalifi zindana tıkacaklar.
SEÇİMİN AKABİNDE TANSİYONUN DÜŞMESİ BEKLENİR
Seçimi müteakip bir huzur esintisi beklenir değil mi? Son bir haftada olup bitenler zahiren huzur içinde olanların da rahatının kaçtığı manasına geliyor.
Sandıktan çıkan netice tansiyonu düşürmek bir tarafa gerilimi, kutuplaşmayı had safhaya çıkardı. Yolun sonu karanlık. Bunun farkında olanlar B, C planlarına odaklandı.
Fırsatını bulan nakit parasını Avrupa Birliği (AB) üyelerinden birine, hassaten Almanya ve Hollanda’ya çıkarıyor.
İŞADAMLARININ YENİ ADRESİ ALMANYA
Mevzuatı fazla esnek olmasa da en fazla tercih edilen adres Almanya. Almanya’ya sadece Emrullah Turanlı (Taş Yapı), Sinpaş GYO (Avni Çelik), Ali Balkaner (2001 krizinde batan 21 bankadan biri olan Yurtbank’ın sahibi) ve Aydın Doğan gibi patronlar gelmiyor.
Türk Telekom, TTnet, Vodafone, Turkcell, Microsoft ve Netaş gibi telekomünikasyon sektörünün en büyük şirketlerinde üst düzey idarecilik yapmış isimler de Almanya’da ya şirket kuruyor ya da yönetici olarak yabancı şirketlere transfer oluyor.
Tekstil, inşaat ve lojistik sektörlerinden çok sayıda işadamı Almanya Yabancılar Dairesi’nden ikamet müsaadesi almak için sırada.
Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) yakın müteahhitlerin de yüz milyonlarca euro büyüklüğünde yatırım için müracaatta bulunduğu konuşuluyor.
ALMANYA İNCE ELEYİP SIK DOKUYOR
İlginç vak’alar da yaşanıyor. Gayrimenkul camiasının önemli bir ismi satın aldığı binayı alışveriş merkezine dönüştürmek için aylarca beklemiş. Amma velakin projeye onay verilmeyince hayalleri suya düşmüş.
Şimdi o binayı Almanya Göç ve Mülteci İdaresi (BAMF) göçmenlere kullandırıyor ve Türkiye’den gelen gruba kira ödüyor.
DW, Almanya’nın Hizmet Hareketi mensupları için ikinci bir merkez haline geldiğini yazarken her ne hikmetse Türkiye’den yüzlerce işadamının kapıda sıraya girmesinden bahsetmedi.
Üstelik AKP’nin verdiği ballı ihalelerle ihya olanlar da aynı kuyrukta bekliyor. Türkiye’den bazı grupların fonlar üzerinden Almanya’ya para taşıma formülünü ilk dakikada farketmiş. “Şüpheli” buldukları bir-iki gruba bankalar üzerinden “hayır” cevabı verilmiş.
YOLUN SONUNDA IMF VAR
Almanya ile mahdut değil sermaye göçü. ABD’de Miami, New York, Teksas ve Washington DC şehirleri, Kanada, İngiltere, İsviçre, Hollanda, Belçika, hatta Yunanistan bile Türkiye’den kaçan sermayenin yeni adresi oldu.
İkamet izni almak için ne lazımsa yapıyor işadamları.
Sadece mayıs ayında 1,7 milyar dolar doğrudan sermaye kaçtı. Yabancıların sattığı hisse senedi ve tahvil tutarı 2,4 milyar doları buldu.
Kur böyle artmaya devam ederse Türkiye er ya da geç Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) kredi talep etmek mecburiyetinde kalacak.
Başkan Erdoğan o ihtimale sıcak bakmazsa kapıları kapatacak ve odanın içinde ne var ne yok el koyacak.
MÜSADERE YENİ DÖNEMİN SOPASI
Buna imkân vermemek için Boydak ailesinin hisselerinin düzmece bir kararla müsadere edilmesine her kesimin itiraz etmesi şart. Var mı böyle bir ihtimal? Maalesef yok.
Erdoğan korku rejimini cesurların sayısını azaltarak inşâ ediyor.
Bavullarını toplayan işadamları arasında Erdoğan’ın has dairesinden isimlerin olması yeni dönemde kitleleri, sermayedarı sindirmek için müsadere (el koyma/devletleştirme) sopasının kullanılacağını ayan beyan ortaya koyuyor.
DW’ye not: Baskı ve zulümden kaçıp Almanya’yı ikinci adres, hatta yeni merkez olarak görenler arasında Hizmet Hareketi mensuplarından başka insanlar da var.
Suç onlarda değil, onları böyle bir göçe mecbur bırakan otoriter Erdoğan’da…
Bu bilgileri haberin fikri takibi için küçük bir katkı kabul edin lütfen!
Gidişleri olsun dönüşleri olmasin,demekki gocuncalari var,bu ülkenin kaymağini yiyemesinler bir daha.
Misafir arkadas. Kusura bakma. Yaziyi bir daha oku. Lütfen. Zor bir yazi degil. Selamlar.