Yorum | Levent Kenez
Muhalefet seçimler ilan edildiğinde önce kısa bir şoka girmiş, sonra CHP’nin, İYİ Parti’nin seçimlere girmesini garantileyen jesti ile beraber psikolojik üstünlüğü ele geçirmişti. Ancak sonra bu hava kaybolmuştu. Medyanın ambargosunun elbette etkisi var. Ancak sahada çalıştıklarını söyleseler bile çok ses getirecek bir olaya henüz rastlanmamıştı ki doların yükselmesi işleri değiştirdi.
Mesele vatandaşın cebi olunca ortam tekrar hareketlendi. İnce’nin başarılı televizyon programları, yandaşların asla Erdoğan’a soramayacakları soruları sormalarına karşın sükunetini koruması ve iyi cevapları muhalifleri biraz umutlandırdı. Ara ara Karamollaoğlu’nun ve Demirtaş’ın sosyal medya mesajları da fena değil. Bunlar sabun köpüğü mü, seçimin sonucuna etki eder mi bilinmez, sosyal medyadaki tepkilerin epey yanıltıcı olduğu defalarca test edildi.
Sizin çok mantıklı gerekçeler ile ifade ettiğiniz durumlar karşısında iktidarın çok büyük propaganda makinesi var ve eleştirileri “din düşmanları, yerli işbirlikçiler, hainler, Haçlılar, yeni bir oyun” gibi oldukça maliyetsiz ve konforlu argümanlarla savuşturması mümkün. Adil olmayacak seçimden ve adil sayılmayacak oylardan Türkiye’nin bir değişiklik çıkarması büyük sürpriz olur. Olursa muhteşem olur çünkü Türkiye’nin büyük bedeller ödeyeceği belki de kanlı olacağı tahmin edilen Erdoğan’dan kurtulmasının maliyeti azalır ve insanlar da bir diktatör ve rant çetesi uğruna hayatlarını kaybetmemiş olur.
Seçimlerde AKP’nin muhaliflerini ikna edici herhangi bir vaatte bulunması teknik olarak mümkün değil çünkü toplumu her geçen gün biraz daha dibe götüren uygulamaları durdurmak bir gece yarılık KHK işi. Yani yapsa ya da yapmaya niyeti olsa zaten gerçekleştirirdi.
Ancak Erdoğan’ın bir vaadi var ki gerçekten denklem değiştirici. TRT’de katıldığı, kadın sunucunun koltuktan düşmeden tamamlayabildiği programda çeşitli illere millet bahçesi yapacaklarını açıkladı.
Dünya liderinin, ümmetin umudunun, halife-i ruy-i zemin’in yıl olmuş 2018 verdiği müjdeye bak: Size çay bahçesi vadediyorum.
En iddialı olduğu yer de 25 yıldır CeHaPe’nin yönettiği ve her yerine gökdelen diktiği İstanbul. Kapatılacak olan Atatürk Havalimanı bir millet bahçesine dönüştürüleceklermiş. “Beton, beton! Yeter artık!” diyen Erdoğan’a göre bu kupon arazinin nasıl bahçe olacağı ile ilgili animasyon çalışmaları devam ediyormuş. Animasyona gerek yok ben size hemen bir simülasyon yapayım:
1-Önce havaalanı arazisinden kesip biçip bahçe yapılacak bir yer belirleyecekler. Dışarıda kalan araziler ne yapılacak dedikoduları bitene kadar bekleyip ufaktan villa dikmeye başlayacaklar.
2-“Şimdi bahçe yapılmışken insanlar bir yere oturup çay da mı içmesinler” diyerekten bahçenin 1-2 yerine kafe izni verirler. Ertesi gün bir bakmışsınız nargile kafeler olmuş dört bir yan.
3-“Millet yiyecek bir şey bulamıyor” diye bir köşesine de bir lokanta lazım diyecekler. Uygun fiyata belediye restorantı olsun mu tartışılırken yandaş bir abimiz tabelayı dikmiş olur. Hatta olası isimleri de veririm de hırsızlar arası haksız rekabet olmasın.
4-Ya şimdi halkımız İstanbul’un bir yerinden geldi koca hafta tatilini burada geçiriyor gelmişken alışveriş yapsa fena mı olur deyip adına AVM demedikleri ama AVM kadar büyük bir pasajı şimdiden ihale etmişlerdir.
5-Öyle yurt dışından verilen örneklere falan kanmayın. Halkın dolaşabileceği kutu kadar yerde de magandaların mangalları mı, iğne atsan yere değmez kalabalığı mı ne olacaksa artık. Yani Central Park falan yapılmayacak. En kralından bir çay bahçesi çıkarsa başarıdır.
İddiaya göre bu proje ile İstanbul nefes alacakmış, İstanbul’u bilmem ama bütün Türkiye’nin nasıl nefes alacağı belli. Sadece 7 Haziran’da tek başına iktidarı kaybettiği gün bir hafta ortada olmayınca ülkenin yeminle oksijeni bile değişmişti.
Bir de temelli gittiğini düşünün.