Konuk Yazar | Ahmet Uysal
Bir önceki yazımda kameri ayların başlangıcının tespiti ile ilgili tartışmalara farklı bir perspektiften yaklaşmaya çalışmış, ve bu konuyu İslam aleminin en çözülebilir meselelerinden birisi olarak gördüğümü söylemiştim. Geçtiğimiz hafta Ramazan Ayı’nın başlangıcında yaşanan tartışmalar bu görüşümü değiştirmedi. Ancak, en çözülebilir meselemizin haline bakarak, diğer meselelerimizin boyutu hakkında bir fikir sahibi olabiliriz deyip konuya geçeyim.
Meseleyi hepimiz biliyoruz. 2018 yılında Ramazan Ayı’na bazı müslümanlar 16 Mayıs’ta, bazıları da 17 Mayıs’ta başladılar. Bunun temelinde de çok basit bir ayrım var gibi görünüyor bazı müslümanlar astronomik hesaplara göre oruca başlanabilir derken, bazıları da hesap yetmez mutlaka hilali görmek gerekir diyorlar. Ancak bence esas ayrım noktası bu değil. Zira esas fark bu olsaydı, astronomik hesaplar A şehrinde hilal görünecek derken A şehrinde yaşayanların hilali görememesi gibi bir durum olurdu. Oysa çok ufak istisnalar dışında böyle birşey hiç yaşanmıyor. Astronomik hesaplar hangi şehirde hilal görünecek diyorsa orada görünüyor, görünmeyecek dediği yerlerde de görünmüyor. Mesela bu sene bütün hesaplar 16 Mayıs’ta sadece güney California, Meksika ve Güney Amerika’da hilalin görüneceğini, dünyanın geri kalanında ise 17 Mayıs’ta görüneceğini gösteriyordu. Nitekim de öyle oldu.
Aslında tartışmaların esas çıktığı nokta şu, bir beldede oruca başlamak için illa o beldede mi hilalin görülmesi lazım yoksa başka bir beldeden haber gelse de oruca başlanabilir mi? Daha önce de dediğim gibi ben fizikçiyim, fıkıh bilgim çok sınırlı. O yüzden ben fiziksel gerçekleri yazmakla mükellefim. Bu bilgilerin üzerinden fıkhi yorum çıkarmak uzmanlarının işi.
Değişik ihtimalleri incelemeye en dar çerçeveden başlayalım. A şehrinde oruca başlamak için A şehrinde hilalin görülmesi lazım diyelim. Buna lokal Ramazan görüşü diyeceğim. Bütün müslümanlar bu görüşe göre hareket etseydi bu sene Los Angeles, Meksika ve Güney Amerika’da yaşayan müslümanlar Çarşamba, diğerleri Perşembe günü oruca başlarlardı. Hilalin çıplak gözle mi, teleskopla mı görüldüğü kısmına şimdilik girmiyorum. O da ayrı bir tartışma konusu.
Diğer bir ihtimal hilalin görülmesi lazım ama B şehrinde hilalin görülmesiyle de A şehrinde oruca başlanabilir görüşüdür. Burada bir kaç mesele var. Birincisi B şehri daha batıdaysa (ki genelde öyle olmak zorunda) orada hilal göründüğünde A şehrinde vakit ilerlemiş olacaktır. Bu vakit bir kaç saatten fazlaysa A şehrindekiler teravih kılamazlar, sahur yapamazlar. Dolaysıyla bu aslında birinci görüşten çok farklı değil. Hilalin görülmesini şart koştuğunuzda lokal Ramazan başlangıcını kabul etmiş oluyorsunuz. Sadece lokal bölgenizin sınırlarını nasıl belirleyeceğiniz ayrı bir tartışma konusu oluyor.
Üçüncü bir görüş olarak global görüşten bahsedebiliriz. Bu görüşe göre dünyanın herhangi bir yerinde o akşam hilalin görülebileceği hesaplanmışsa o gün teravih kılınıp Ramazan’a başlanabilir. Hilal’in bizzat gözlenmesi beklenmez. Mesela bu sene Los Angeles’ta hilal gözlendiği anda İstanbul’da saat sabah 6 olmuştu bile. Ama bu görüşe göre o gözlem beklenmeden, öncesinde İstanbul’da teravih kılınıp sahur yapıldı.
Global görüşün bir alt kümesinde hilalin Mekke’de görülebilirliğinin hesaplanması ve ona göre Ramazan’a başlanması savunuluyor. Bu fikir genel global görüşten çok farklı olmasa da, mesela bu sene Ramazan’a başlangıç günü global görüşte Çarşamba iken, Mekke merkezli global görüşte Perşembe oldu.
Görüldüğü üzere yaşanan tartışmaların temelinde lokal-global farklılığı yatmakta. Ancak durumu daha da karmaşık hale getiren şeyler de yok değil. Özellikle batı ülkelerinde yaşayan müslüman göçmen topluluklar kendi anavatanlarının takvimini takip etme eğilimindeler. Mesela New York’taki bir Pakistan Camisi Pakistan’a, Mısır Camisi de Mısır’a göre Ramazan’a başlama kararı alabiliyor. Bu noktada takip edilen ülkenin lokal mi global mi karar verdiğine pek bakılmıyor. Yine benzer şekilde Hizmet hareketinin bazı mensuplarının Hocaefendi teravih kıldı mı kılmadı mı diye sorarak karar verdiğini görüyoruz.
Global ve lokal görüşlerden hangisinin daha doğru olduğu konusunda fikir beyan edecek yetkide değilim
Baştan dediğim gibi ben global ve lokal görüşlerden hangisinin daha doğru olduğu konusunda bir fikir beyan edecek yetkide değilim. Ancak, lokal görüşü benimseyen bir ülkeyi global olarak takip etmenin mantıklı olmadığını söyleyebilirim. Yani, mesela Mısır’daki alimler lokal görüşe göre Mısır’da hilalin görülmesini şart koşuyorlarsa, başka bir ülkede yaşayan bir Mısırlı, ben kendi ülkemi takip edeceğim dememeli bence. Zira bu yaptığı takip etmek istediği fıkhi görüşün aksine bir durum ortaya çıkarır. Tabi bahsettiğimiz kişi Mısır’ın batısındaki bir ülkede yaşıyorsa pratikte çok sorun çıkmayabilir ama aynı uygulamayı, mesela, Japonya’da yapamaz. Çünkü Mısır’da hilal gözlendiğinde Japonya’da sahur vakti çoktan geçmiş olur.
Bu konuyla biraz ilgili bir meseleyi de, Hakan Zafer Bey geçen gün Ramazan Güzeldir programında bahsedince hatırladım. Türkiye’de 1990’larda, arefeden önceki gün haber gelirdi, “Suudi Arabistan’da hilal görülmüş; yarın bayram. Oruç tutmayın.” Bu hatırayı şu anki bilgilerim ışığında düşününce anlamlandıramıyorum. Zira Türkiye’de bayram global görüşe göre belirleniyor. Genelde global görüşü benimseyenler lokal görüşe göre bir gün önce başlayabilir ama tersinin mümkün olması zor görünüyor. Şu an internetten 1994-96 arasının takvimlerine bakınca gördüm ki Türkiye bayramlara Suudi Arabistan’la ya aynı gün, ya da bir gün önce başlamış. Gerçekten ilginç bir durum. O gelen haberlerin yanlış olduğu nerdeyse kesin gibi. Ben o zamanlar çocuktum. Yaşı daha büyük olup da detayları hatırlayanlar varsa, ne diyeceklerini bilmek isterim.
Tartışmanın uzmanları ilgilendiren detaylarını düşünmeden, özet olarak belirtmek gerekirse hicri ayların başlangıcı konusunda yaşanan farklılıkların temelinde lokal-global görüş ayrılığının olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu tam olarak hesap ve gözlem ayrılığı değildir; ve Ramazan’dan bir gün önce internet üzerinde ya da whatsapp gruplarında tartışılmasına gerek yoktur. Zira global görüşü benimseyenler için tarihler zaten önceden bellidir. Onların tartışacağı birşey yoktur. Lokal görüşü benimseyenler için de hilalin görüleceği vakit gün batımından sonraki birkaç dakikadır. O süre içinde lokal bölgenizi neresi kabul ediyorsanız orada hilal görülmüşse görülmüştür görülmemişse tartışacak bir konu yoktur Ramazan bir sonraki gün başlayacaktır.
Yazımı Ramazan Bayramı konusunda çok tartışma yaşanmayacağı müjdesini vererek bitireyim. 14 Haziran akşamı bütün Amerika kıtası ve batı Afrika çok rahat bir şekilde hilali görebilecek. Türkiye, Avrupa, Suudi Arabistan ve Güney Doğu Asya da teleskop yardımıyla hilali görebilecek. Dolayısıyla Japonya ve civarında lokal olarak bayramı belirleyenler dışında bütün İslam Alemi’nin 15 Haziran’da bayram yapacağını söyleyebiliriz. Şimdiden kutlu olsun.
Yazınız için teşekkürler. Ancak hala ramazana ya da bayrama ne zaman başlanacağı hususunda 2 ayrı görüş olan lokal ve global gözleme dayalı tercihin (mesleğiniz gereği) ne olacağına açıklık getirememiş olmanız, beni android ve window uygulamalarına yöneltti. O uygulamalar benim vakitlerle ilgili pek çok sorumu çözdü. Lokal olarak hangi saatte ay ve güneşin hangi konumda olacağının bilgisi artık meçhul değil. Bu uygulamalarda yeni ayın başlangıcı, sonu, kerahat vakitleri (golden hours), fecri-kazib (astronomical twilight) ve fecri sadık (nutical twilight) gibi vakitler belirlenmiş. Artık şüpheye düşmeye mahal kalmıyor. Android uygulamalarını daha çok beğendim. Bir window uygulama örneği: https://www.microsoft.com/en-us/store/p/lunar-phases/9wzdncrdqqgk