Hukuksuz cemaat soruşturmaları kapsamında 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve cezası Yargıtay tarafından onanınca 6 Ocak 2021’de tutuklanan Manisalı emekli imam Halil Karakoç (84), Menemen R Tipi Cezaevi’nde kalp krizi geçirdi.
Karakoç’un geçirdiği kalp krizine ilişkin Kronos’a bilgi veren bir aile yakını, “Halil hocam bu hafta hücresinde yürüyüş yapmaya çalışırken kalp krizi geçirerek yere düştüğünü öğrendik. Kafasını yere vurduğu için başında şişlik ve gözünde morarma ve sıyrık oluşmuş. Menemen rehabilitasyon tipi cezaevi olduğu için hemşiresi ve doktoru var. Onlar bakmış ama tam teşekküllü Hastaneye götürülüp bütün tetkiklerinin yapılması en doğrusu” dedi.
30 GÜN GÖZALTINDA KALDI
Halil Karakoç, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden 10 gün sonra gözaltına alındı. Kalçasında kırık olduğu halde 30 gün Manisa Emniyet Müdürlüğü’nde kaldı. Yaklaşık 1,5 yıl Manisa T Tipi Cezaevinde kalan emekli imam Halil Karakoç, hapiste olduğu dönemde büyük sıkıntılar çekti. Cezaevine girmeden önce kalça kemiği kırıktı. Koğuşta da düşünce ayağının üzerine basamayacak hale geldi. Ameliyat olması gereken Halil Karakoç’un durumu mahkemeye rapor edildikten sonra serbest bırakıldı.
CHP’Lİ TANRIKULU CEZAEVİNDE ZİYARET ETMİŞTİ
Halil Karakoç’u geçen yıl ağustos ayında ziyaret eden CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şunları söylemişti:
“Birçok hastalığı var, emekli din görevlisiyken gözaltına alınmış, tutuklanmış, 16 ay kadar cezaevinde kalmış, sonra tahliye olmuş ve şimdi de yine 20 aya yakın süredir cezaevinde. Kalp, şeker, prostat, ayaklarından rahatsız bastonla görüşmeye gelebildi. En son Adli Tıp Kurumu’na sevki yapılmıştı. Adli Tıp Kurumu, rehabilitasyon hastanesinde ya da cezaevinde kalabilir diye bir rapor vermiş, o nedenle R Tipi Cezaevinde, Menemen’de kalıyor.
Benim çağrımdır buradan bir kez daha, cezaevlerinde 1600’e yakın hasta var, ağır hastalar var. 600 civarında. Yaşlı tutuklu ve hükümlüler var, bebekleri ile cezaevinde kalan hamile kadınlar var, kadınlar var, çocuklu anneler var, bebekler var. Bunlara karşı kolektif bir cezalandırıcı işlem yapılıyor maalesef. Hasta hükümlü ve tutukluların başka bir tedbirle tahliye olmaları gerekiyor. Halil Karakoç ta onlardan birisi. Sadece eşi var yaşayan, çocukları yok, o da Manisa’da. Hem görüşmesi, gidip gelmesi de çok zorluk içerisinde. Ben Adli Tıp Kurumuna bir kez daha sesleniyorum: Bu raporları verirken biraz vicdani olun. Tıbbın etik kurallarına uyun ve bu hükümlüleri cezaevinde ölüme mahkum etmeyin. Çünkü tümünün yaşam hakkı aynı zamanda tehdit altında. Bir kez daha Bakanlığa sesleniyorum, Adli Tıp Kurumuna sesleniyorum: Bu kolektif cezalandırıcı uygulamalardan vazgeçin, hasta hükümlü ve tutuklulara, yaşlı hükümlü ve tutuklulara ve bebekli annelere daha vicdani davranın.”
BAKIMA MUHTAÇKEN TUTUKLANDI
Tahliye olduktan sonra 1,5 ay Ege Üniversitesi Hastanesi’nde yatan Halil Karakoç’un kalçasına platin takıldı. Tedavisi evde devam ediyordu. Yürüyemeyen, kişisel ihtiyaçlarını görmekte zorlanan ve evden çıkamayan Karakoç, 70’li yaşlarındaki eşi Hatice Karakoç’un yardımıyla hayata tutunuyordu. Bir çayı alıp içmekte bile zorlanan Karakoç’un ev ihtiyaçlarını ise aile yakınları görüyordu.
Şeker, kolesterol, kalp, mide rahatsızlıkları için her gün avuç dolusu ilaç içen Karakoç, iki yıl önce tekrar tutuklandı.
KENDİ EVİNDE KİRACI OLDU
Emekli maaşıyla geçinen Halil Karakoç, Manisa’da yaşadığı 3 katlı evini önceki yıllarda Manisa’daki Feza Eğitim Vakfı’na bağışlamıştı. 15 Temmuz’dan sonra kapatılan vakıfların mallarına devlet tarafından el konulduğu için Karakoç evinde kiracı olarak oturuyor.
Bu zulümler ve vesile olanlara -eğer hidayet kabilse-, Allah hidayet etsin; -kendileri için hidayet istiyorlarsa- hidayet etsin; -eğer muradı ilahi hidayet ise- hidayet etsin…
Yok eğer durum böyle değilse, -eğer bilerek ve isteyerek yapıyorlarsa- Allah belalarını versin; -dönemeyecekleri münafıklıklarından yapıyorlarsa- belalarını versin; -makam ve mevkilerini çıkarları adına korumak için yapıyorlarsa- belalarını versin…
Rabbim bu zalimlere, araç olanlara, aracı olanlara, alkışçılarına, şakşakçılarına, “bunlara az bile” diyenlere verdiği mehli, en kısa zamanda sonlandırsın ve biran önce layıklarını verip milletin önünen alsın; zulümlerini sona erdirsin inşallah…
Tahammül mülkünü yıktın Hülagu Han mısın kafir
Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kafir
Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın
Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kafir
Ne ma’na gösterir duşundaki ol ateşin atlas
Ki ya’ni şule-i cansuz-ı hüsn ü an mısın kafir
Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kafir
Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kafir
Şarab-ı ateşinin keyfi rüyun şul’elendirmiş
Bu haletle çerağ-ı meclis-i mestan mısın kafir
Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kafir
Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmiştim
Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kafir