YORUM | VEYSEL AYHAN
Önceki yıldı. Kocaeli Belediyesi çocuk işçi istismarına dikkat çekmek için bir sosyal deney gerçekleştirmişti. Belediye otobüsünde çocuğun patronu koltukta oturuyor, 7-8 yaşlarındaki işçi çocuk ise elinde kasa ile ayakta bekliyordu. Çocuk “Usta yoruldum, yere bırakayım.” diyor ama kabul ettiremiyordu. Çocuk, ağır kasayı elinden kaydırınca patronundan tokat yiyordu. Şehir Tiyatroları oyuncuları tarafından gerçekleştirilen deneyi yolcuların çoğunluğu “hayretle” seyrediyor, sadece bazı kadınlar itiraz ediyordu.
Bir başka deneyde kaybolmuş çocukları “Ben abisiyim” diyerek götürmek isteyen birine karşı engel olanlar veya ses çıkarmayıp “hayretle” izleyenler görülüyor.
UNICEF’in yaptığı bir sosyal deney var. Minik bir çocuk kalabalık ortasına bırakılıyor. Kim ilgilenecek diye bakılıyor. Çocuk eğer bakımlı ise insanlar hemen koşup ilgileniyor, eğer üstü başı düzgün değil ise insanlar görmezden geliyor. Aynı deney restorantta yapılıyor. Sonuç aynı.
Bir diğer deneyde parkta çocukları döven birileri var. Yüzlerce insan gelip geçiyor. Bunların yüzde 35’i ses etmiyor. Diğerleri müdahale ediyor.
İnsanların test edildiği böyle yüzlerce deney var.
Ama şu an en büyük sosyal deney Türkiye’de.
TÜRKİYE DENEYİ
80 milyon kişi bu deneye katılıyor.
Yüz binlerce insan sorgusuz sualsiz, gerekçesiz işten atıldı.
80 milyon kişi tepkisizce seyretti.
Yüz binlerce insan burs verme, bankaya para yatırma, Cemaat okuluna öğrenci kaydettirme “suç”larından zindana atıldı.
80 milyon seyretti.
Darbe ile hiç alakaları olamayan tatbikat diye emir alıp köprüye götürülen masum harbiyeliler müebbet aldı.
80 milyon seyretti.
On binlerce kadın mantı yapma, burs verme, kermese katılma “suç”larından hapiste. Çoğunluğu 20 kişilik koğuşta, 40 kişi kalıyor.
80 milyon seyrediyor. Görmezden geliyor
Ve 864 bebek şu an cari yasalara rağmen zindanda. Soğuk kışlardan sonra şimdi 40 derecelik boğucu zindan hücrelerinde mikroplar içinde emekliyor, büyüyorlar.
80 milyon halk seyrediyor.
Onlarca insan göz göre göre kaçırılıyor. Bilinmedik yerlerde işkenceler yapılıyor.
80 milyon halk seyrediyor.
Halkın vekilleri ne yapıyor?
Mecliste 589 milletvekili var. İstisnaları bir kenara bırakalım. İster yanyana dizelim, ister üst üste koyalım. İsterse 580’ini birden teraziye koyalım. Hepsi bir Ömer Faruk Gergerlioğlu etmiyor.
Hepsi olanların farkında. Malum diktatör, hepsinin dilini yutmuş. Olanları 22.200 TL maaş karşılığında meclis “tribün”ünde seyrediyorlar.
Yazarı böyle, sanatçısı böyle, STK’ları, kadın veya çocukları koruma dernekleri böyle.
DİLLERİNİ “DİKTATÖR” YUTMUŞ
Muhafazakar mahallenin “vijdan kuaförleri” de seyrediyor.
Yüzlerce ağır hasta hapishanelerde ölüme gidiyor. Her hafta biri hücrede vefat ediyor.
Seyrediyorlar.
Kendi mahallelerinden tek bir insan intihar etti diye yüzlerce manşet atan gazeteler ve gazeteciler olanları seyrediyor.
Hepsinin dilini “diktatör” yutmuş.
Türkiye halkı, 80 milyon katılımlı bu sosyal deneyde tam bir tepkisiz seyirci durumunda.
“İNSAN” NÜFUSU?
Şu soru ister istemez akla geliyor.
Türkiye’nin gerçek “insan” nüfusu ne kadar?
Geçen bir timsah belgeselinde vardı. Timsah, bebeğini fark edince anne ceylanı yemekten vazgeçiyor.
Zindanda zulüm gören bebekler karşısında bile susabilen “insanları” hangi tür canlı saymalıyız?
Yukarıdaki sosyal deneylerden birinde küçük kız güzelce giydirilip restorana sokulunca insanlar masalarına oturtup, yemek veriyor yardım ediyordu. Aynı deneyde kızın yüzü gözü siyah tozla makyaj yapılıp paspal bir kıyafetle aynı restorana gönderildiğinde çoğu insan elinin tersiyle uzaklaştırıyordu.
En masum ifadeyle böyleler.
Bebeklere bile sahip çıkmaktan ürküyorlar.
Bir kedi ağaçta sıkıştığında veya yavru bir köpek çukura düştüğünde hepsi bir anda sevgi kelebeği oluyor.
Kurban’da kaçan bir boğa için seferber olup bakımını üstlenince hepsi bir anda sevgi kahramanı kesiliyor.
Ama zulüm gören bebekleri görünce yüzleri dökülüyor, ıslık çalarak uzaklaşıyorlar.
“Aman bir kelime edersek bize Cemaatçi derler” korkusuyla tir tir titriyorlar.
Başta bahsettiğim sosyal deneyleri insanlar yapıyordu.
Bu 80 milyonluk sosyal deneyi ise dünya sahnesinde Allah yapıyor.
Deney bitip “yönetmen”; “Bu bir sosyal deneydi” dediğinde bakalım ne yapacaklar.