“51. eyalet olma” meraklılarına kötü haberim var

AMERİKA GÜNLÜĞÜ | ADEM YAVUZ ARSLAN

‘ABD’nin 51.Eyaleti’ diye bir kavram var. 

50 eyaletli ülkenin ‘gerçekte olmayan bu eyaleti’ bir ülkenin veya bölgenin ABD ile ‘fazlaca uyumlu’ ve politik destekçisi olmasını tanımlamak için kullanılıyor.

Aynı zamanda yerel kültürün aşırı dejenere olarak ‘Amerikanlaşması’nı tarif eder. 

Bu yönüyle de biraz ‘aşağılama’ içerir. 

Bugüne kadar “ABD’nin 51.Eyaleti” olma ithamı-aşağılaması bir çok ülke için kullanıldı ama “51.Eyalet olma” söylemi artık sona eriyor. 

Çünkü 50 eyaletli ABD’de resmi olarak 51.eyalet kapıda.

BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Hem de dünyanın geri kalanını şaşırtacak bir yer 51.eyalet oluyor. Amerika Günlüğü’nde bu haftasonu Washington DC’nin eyalet olma mücadelesine yakından bakıyoruz. 

Seçimdi, Korona Salgınıydı, siyahilere yönelik polis şiddeti ve ülke geneline yayılan protestolardı, son düzlüğe girilen başkanlık seçimleriydi derken gündemde kendine yer bulamıyor ama Washington DC tarihi bir dönemece girdi.

Geçen hafta içinde Temsilciler Meclisi ABD Başkenti’nin resmi statüsünün ‘eyalet’ olarak değiştirilmesini öngören tasarıyı oyladı ve kabul etti. 

Yasa Senato’dan da geçer ve Başkan Trump imzalarsa Washington DC ABD’nin resmi olarak 51. eyaleti olacak.

Ancak Trump ve Cumhuriyetçiler bu yasaya karşı çıkıyorlar. 

Demokratlar ise kasım seçimlerde Senato çoğunluğunu yakalayıp Washington DC’yi 51. eyalet yapma hedefindeler. 

YANLIŞ BİLİNEN EZBERLER 

ABD’nin idari yapısı hakkında bilgisi olmayanların kafası karışmış olabilir. 

Çünkü başkent “Washington DC” resmi olarak eyalet değil. Eyalet olan “Washington” ise ülkenin batı yakasında ve Kanada sınırına yakın. 

Washington DC özel statüde bir şehir ve kuruluşu da özel bir yasayla olmuş. 

ABD’nin ‘kurucu babaları’ ABD başkentinin herhangi bir eyalete ait olmasının siyasette adaletsizliğe yol açacağını düşünmüşler.

ABD sisteminin temelini oluşturan güçler ayrılığı ve denge denetleme sistemine hiçbir yere bağlı olmayan başkenti de eklemişler. 

Yani Washington DC’nin ‘milli başkent’ olmasının hikayesi 1790’a kadar uzanıyor. Çıkarılan ‘ikametgah yasası’ ile federal bir şehir kuruluyor.

Adını ise ülkenin ilk başkanı George Washington’dan alıyor. 

Aslında Washington DC ülkenin üçüncü başkenti sayılabilir. İlk başkent New York olmuş. George Washington göreve başladıktan sonra Philadelphia’ya taşınıyor. 

Philadelphia ABD tarihinin en önemli şehirlerinden, Devletin kurulması ve biçimlenmesi bu şehirde olmuş. 

Başkan Washington yeni başkent kuruluncaya kadar Philadelphia’da kiraladığı bir daireden yönetmiş ABD’yi. 

Virginia ve Maryland eyaletlerinin arasında Potomac Nehri’nin kenarına inşaa edilen başkent Fransız mimar L’Enfant tarafından planlanmış. Beyaz Saray’ın inşaasından sonra başkent Philadelphia’dan Washington’a taşınmış. Ancak Beyaz Saray’da oturan ilk ABD Başkanı John Adams olmuş. 

Bütün Amerikan şehirlerinin aksine Washington DC’nin valisi yok. Belediye başkanı var ve şehri 13 kişilik bir konsey yönetiyor. 

Tartışmaların odağında ise temsil yetkisi var. 

Çünkü Washington DC eyalet olmadığı için Kongre’de temsil edilmiyor. 

Temsilciler Meclisi’nde bir üye bulundurabiliyor ama onun da oy kullanma hakkı yok.

VERGİ VERİYORUM AMA OY HAKKIM YOK”

Zaten tüm tartışma da buradan çıkıyor. 

Ülkenin en yüksek vergi oranlarına sahip Washingdon DC’de yaşayanlar mecliste temsil edilmiyorlar. 

Bu yüzden 2000’li yılların başından bu yana DC sakinleri arabalarının plakalarına “taxation without representation” yazıyorlar. 

Yani “vergi veriyorum ama temsil edilmiyorum” diyor DC sakinleri. Gerçekten de Washington DC dünyanın en pahalı şehirlerinden. Vergileri de çok yüksek. 

Bu yüzden Washington DC’de çalışan binlerce insan Virginia ya da Maryland tarafında yaşıyor. 

Washington DC tarihsel olarak her zaman siyahilerin yoğunlukta olduğu bir şehir olmuş. Hatta yakın zamana kadar ABD Kongresi’nin bir kaç mil doğusuna geçtiğinizde polisin bile girmekte zorlandığı siyahi gettolar varmış. Ancak son on yılda çok ciddi bir kentsel dönüşüm yaşandığı için bu bölgeler de artık beyazların ve zengin siyahların yerleşim yeri haline gelmeye başlamış.

Bugünkü haliyle Washington DC hala siyahi yoğunluklu bir şehir ve belediye başkanı da siyahi. 

Bu konuya vurgu yapmamın nedeni şu; Washington DC seçmeni genel olarak Demokrat. Özellikle siyahiler arasında Demokrat Parti’nin ciddi bir ağırlığı var.

Mesela Obama’nın başkanlığında Washington DC’den yüzde 90’lara varan oylar almıştı. 

Trump ve Cumhuriyetçiler Washington’un eyalet olmasına bu yüzden karşı çıkıyorlar. Çünkü şehir eyalet olursa 2 senatör ve nüfusa oranla Temsilciler Meclisi’ne üye yollayacak.

Kuvvetle muhtemel bu senatörlerde Demokratlardan çıkacak. Bu yüzden Trump süreci tıkamak istiyor.

Ancak kasımda yapılacak seçimlerde Demokratların Senato’da üstünlüğü ele geçirmesi halinde Washington DC’nin eyalet olmasının önünde bir engel kalmayacak. 

ABD’nin 51.eyaleti Washington DC olursa kendilerine “ABD’nin 51. Eyaleti” olmayı yakıştıranlar bu sefer “52.Eyalet” söylemine alışmak zorunda kalacaklar. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin