3,8 milyar TL harcanarak betona gömülen Yassıada’ya neredeyse kimse uğramıyor. Adanın sokakları, meydanları bomboş, dükkanları kapalı.
Yassıada’yı katledecek projenin temeli 14 Mayıs 2015’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda AKP’linin katılımıyla atıldı.
3,8 MİLYAR TL’YE MAL OLAN ISSIZ ADA
Yassıada’ya giden BirGün muhabiri İsmail Arı’nın haberine göre, AKP rejiminin propagandasının yapıldığı Yassıada açıldıktan sonra sadece kısa bir süre rağbet gördü. Şimdi ise adaya neredeyse giden dahi yok. 140 milyon 476 bin 765 dolar, yani güncel kurla yaklaşık 3,8 milyar TL harcanan ada adeta ıssız adaya dönüşmüş durumda.
Haberde şu ifadeler yer aldı:
‘‘İktidarın betona gömdüğü Yassıada’da bir gün geçirdik. Yassıada’yı katledecek projenin temeli 14 Mayıs 2015’te dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda AKP’linin katılımıyla atıldı. Temel atma töreninde konuşan Davutoğlu, “Burada, şehit Başbakanımızın, arkadaşlarının hatırasına bir nebze halel getirecek hiçbir eyleme, hiçbir toplantıya izin vermeyiz” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Burada bir tek ağaç eksilirse, yerine ağaç dikilecek. Yeşil alan kesinlikle bugünkünden fazla olacak.”
Ardından adanın ismi Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak değiştirildi. Davutoğlu, adaya ilk kazma vurulurken tarihi ve doğal dokuya hiçbir zarar verilmeyeceğini iddia etse de 27 Mayıs 2020’de açılışı yapılan adanın betona gömüldüğü ortaya çıktı. Adanın eski halinden eser kalmadı. 27 Mayıs’ın yıl dönümünde adanın açılışını, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptı.
3,8 MİLYAR TL’YE MAL OLAN ISSIZ ADA
Ada açıldıktan sonra sadece kısa bir süre rağbet gördü. Şimdi ise adaya neredeyse giden dahi yok. 140 milyon 476 bin 765 dolar, yani güncel kurla yaklaşık 3,8 milyar TL harcanan ada adeta ıssız adaya dönüşmüş durumda.
Biz de Yassıada’nın durumu merak ettik ve son halini görmek için harekete geçtik. Ancak adaya ulaşmak hiç kolay değil. Adaya ulaşım için bilgi alabileceğiniz bir internet sitesi ve iletişim numarası dahi yok. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nü arayarak adaya gitmek istediğimi ama nasıl gideceğimi bilmediğimi söyledim. İl Müdürlüğü çalışanı “size dönüş yapacağız” dedi ve bir saat sonra adaya ulaşım için bilgi alabileceğimi söylediği bir kişinin numarasını verdi.
Konuştuğum görevli adaya hafta içi deniz yolu ile ulaşımın kaldırıldığını, yaklaşık 7 bin TL vererek deniz taksi ile gelebileceğimi ancak hafta içi müzelerin kapalı olduğunu söyledi. Cumartesi ve pazar günleri ise Kadıköy’den deniz yolu ile ulaşım sağlandığını ve bunun da 300 TL olduğunu ifade etti. Müzelerin de sadece hafta sonu ziyarete açık olduğunu belirtti. Sonunda nasıl gideceğimizi öğrendik ve yola koyulduk.
Pazar günü sabah 10’da Kadıköy’den kalkan tekneye bindik. Parayı adada alacaklarını söylediler. Teknede yaklaşık 200 kişi vardı. Bir saat sonra adaya ulaştık, 300 TL’yi ödedik. Ücretten habersiz olanlar çok pahalı olduğunu söyleyerek görevlilere tepki gösterdi. Ödemenin ardından verilen fişte adayı “Birun Ada Otelcilik Turizm Anonim Şirketi”nin işlettiği belirtiliyordu. Bu şirket ise Erdoğan ailesinin eski dostu, yandaş Yeni Şafak gazetesinin patronu Albayrak ailesine ait.
Ödemeyi yaptıktan sonra 27 Mayıs Müzesi’ne yönlendirildik. Burası 27 Mayıs yargılamalarının yapıldığı alan. Yargılamanın balmumu heykeller ile canlandırıldığı alanda ziyaretçilere kısa bir belgesel izlettirildi ve ardından herkese diledikleri gibi dolaşabilecekleri söylendi. Görevliler isteyenleri de 450 TL ücret karşılığında elektrikli araçlar ile gezdirebileceklerini belirttiler. Adayı gezerken şaşkınlığımızı gizleyemedik. Tamamen yapay bir beton yığını ile karşılaştık. Adanın sokakları, meydanları bomboştu. Fatin Rüştü Zorlu adı verilen büyük camiye girdik. Çevresinde de uzun süre zaman geçirdik. Cami elbette bomboştu, gireni de görmedik.
İSLAMİ OTELİN GECELİĞİ 13 BİN 260 TL’Yİ BULUYOR
Caminin yakınında 5 yıldızlı devasa otel yer alıyor. Otele de birkaç görevlinin dışında giren çıkanı görmedik. Konuştuğum görevliler otelin restorantının da kapalı olduğunu söylediler. Otelin gecelik ücreti ise 257 avro ile 442 avro arasında değişiyor.
Yani güncel kurla 7 bin 710 TL ile 13 bin 260 TL arasında. Görevliler otelde içki servisi olmadığı ve dışarıdan getirmenin de yasak olduğu uyarısında bulunuyor.
Adada 27 Mayıs Müzesi, Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi ile Adnan Menderes Müzesi adıyla üç müze yer alsa da bu müzelerde birkaç eşya dışında sergilenen hiçbir şey yok. Merak edip gidenler için hayal kırıklığı adeta. Müzelerin tamamında balmumu heykeller, dönem gazetelerinin manşetleri ve küpürleri yer alıyor, ayrıca videolar yayınlanıyor.
Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi’ni de AKP müzesi olarak tanımlamak yanlış olmaz. İktidarın bakışı ile ülkenin siyasi tarihinin anlatıldığı müzede, AKP ve Erdoğan için geniş bir yer ayrılmış.
Müzede Erdoğan’ın onlarca resmi, sözleri ve hatta dört ay hapiste kalmasına neden olan Ziya Gökalp’e ait “Minareler süngü, kubbeler miğfer” dizelerini içeren ‘İlahi Ordu’ şiiri sergileniyor. “Türkiye’nin Derviş’li yılları” bölümünde Kemal Derviş’in ürkütücü bir fotoğrafına yer verilirken Fethullah Gülen’in devleti hedef aldığına dair videolar da izletiliyor. Erdoğan’a yönelik “Muhtar bile olamaz” manşeti de müzede yer alırken Erdoğan’ın onlarca fotoğrafı müzenin koridorlarında yer alıyor. Balmumu heykellerden oluşan 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin bir canlandırması da müzeye yerleştirilmiş. Adada bulunan su sarnıcı, Bizans Zindanları gibi yapıların da tarihi dokusu korunmamış.
‘ADA DEĞİL SOYGUN YERİ, GELDİĞİME PİŞMAN OLDUM’
Adanın birçok noktasında “Albayrak Holding’in” logosu yer alırken adanın meydanlarında ise sadece kuşlar geziyor. Adaya gidenlerin “Burası soygun yeri” diye tepki gösterdiği adadaki gezimiz kısa sürede tamamlandı.
Saat 11.00’da ayak bastığımız adanın her köşesini 13.00’a kadar gezmiştik. Ardından görevliler sadece İskele Restaurant isimli işletmenin açık olduğunu, bunun haricinde adada üç kafe ve restaurantın daha bulunduğunu ancak kapalı olduğunu söylediler.
Oturduğumuz kafede fiyatlar elbette ortalamanın üzerindeydi. Dönüş için teknenin 16.00’da kalkacağını söylediklerinden 3 saat boyunca bekledik.
Onlarca kişi çimlerde uzanıp uyuyarak teknenin hareket etmesini bekledi. Dönüş yolunda adayı ziyaret eden hemen hemen herkes “Geldiğime pişman oldum” diyordu…
20 YILLIĞINA KİRALANDI
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği şirketi, “yap-işlet-devret” modeliyle işlettiği Yassıada’yı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na iade etmişti. Adadaki otelin battığı ortaya çıkarken 14 Şubat 2023’te, 324 yatak kapasiteli otelin yıllığı, 4.2 milyon lira bedel ile 20 yıllığına Albayrak Holding’e kiralandığı ortaya çıkmıştı. Ancak Albayrak ailesinin, 2022’nin son günlerinde kurdukları bu şirket ile sadece adadaki beş yıldızlı İslami oteli değil, tüm adayı işlettiği anlaşılıyor. Bunu doğrulayan çalışanlar da adaya kışın ve sonbaharda hiç kimsenin gelmediğini söyledi. Adaya ulaşım, müzeler ve kafe de tamamen Albayrak ailesinin kontrolünde.
***
3 SENEDE 17 BİN KİŞİ
22 Temmuz 2022’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER), “Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nı açıldıktan sonra toplam kaç kişi ziyaret etti?” diye sorduk. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 30 Aralık 2022 tarihinde verdiği yanıtta ise adayı “Bugüne kadar 37 bin 37 kişinin ziyaret ettiğini” açıkladı. Aradan yaklaşık bir yıl geçinde yeniden aynı soruyu CİMER yoluyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’na sorduk. 8 Ağustos tarihinde verilen yanıtta ise açıldığı günden bu yana adayı yaklaşık 17 bin kişinin ziyaret ettiği ifade edildi. Yani bakanlık önce adayı 37 bin kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Bir yıl sonra ise 17 bin kişinin ziyaret ettiğini belirtti. İki açıklama arasındaki 20 bin kişilik farkın nasıl olduğu ise bilinmiyor.