2018 Nobel Barış Ödülü, Kongolu doktor Denis Mukwege ve Ezidi insan hakları savunucusu Nadia Murad’a verildi
2018 Nobel Barış Ödülü, tecavüzün savaşlarda bir silah olarak kullanılmasını engellemek amacıyla yürüttükleri çalışmalardan dolayı Kongolu jinekolog doktor Denis Mukwege ve Ezidi insan hakları savunucusu Nadia Murad’a verildi.
Nobel Ödülü’yle ilgili yapılan açıklamada, “Her ikisi de bu tarz savaş suçlarına dikkat çekilmesine ve bunlarla mücadele edilmesine odaklanan çabalara önemli katkılar yaptı” denildi.
BREAKING NEWS:
The Norwegian Nobel Committee has decided to award the Nobel Peace Prize for 2018 to Denis Mukwege and Nadia Murad for their efforts to end the use of sexual violence as a weapon of war and armed conflict. #NobelPrize #NobelPeacePrize pic.twitter.com/LaICSbQXWM— The Nobel Prize (@NobelPrize) October 5, 2018
1955 yılında doğan Mukwege, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusunda bulunan Bukavu kentindeki Panzi Hastanesini kurdu. Bu hastanede, toplu tecavüze uğrayan kadınların tedavisi yapılıyor.
Kongolu jinekolog doktor Denis Mukwege
Mukwege, kısa bir süre önce düzenlenen bir ödül töreninde yaptığı açıklamada, “Tüm kurbanlar çok vahşi şekilde tecavüze uğramış halde geliyor. Hastaneye ulaşabilecek kadar hayatta kalabinelerde olağanüstü fiziksel ve psikolojik yıkım olduğu görülüyor. Gelenlerin büyük bir bölümünün jenital bölgelerinde kurşun ya da sivri cisimlerle yaralanmalar mevcut oluyor. Bu, bu bölgenin tarihinde görülmemiş düzeyde bir vahşilik” demişti.
Ezidi insan hakları savunucusu Nadia Murad
25 yaşındaki insan hakları savunucusu Murad da, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından kaçırılan ve esir kaldığı süre boyunca cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalmış binlerce Ezidi kadından biri. Nadia Murad, ödülü kendi halkına Kürtlere ve Iraklılara ithaf ettiğini söyledi.
Haberinize tekrar tekrar baktım ve içim acıdı. Bu haberden sonra, birkez daha şahit oldum ki, cemaat yöneticileri ırkçılığa varan Türk milliyetçiliklerinden asla vazgeçmiş değiller. Haberinizde, “Ezidi insan hakları savunucusu Nadia Murad” deyip geçiştirirken, Kongolu doktor Denis Mukwege’nin niçin nobel aldığını ve detaylı olarak ne dediğini yazıyorsunuz. Oysa Mukwege ile Nobeli paylaşan Nadia Murad, bu ödülü Kürtlere ve Iraklılara ithaf ettiğini söyledi. (Ki dünya medyası bunu vermesine rağmen, sizde bunlarla ilgili tek bir satır göremedim.) Ama nedense devletten yenen bunca tokada rağmen, düşünce kodlarınız hiç değişmemiş…
Ne acıdır ki, Ulus devletin dayattığı sloganları/düşünce kalıplarını içselleştirdikten sonra, kalkıp “Devlet bize zulmetti/entellektüeller bizi savunmuyor ” diyorsunuz. Ne kadar samimi olduğunuzu sorgulayın lütfen.
Unutmayın ki, başkalarının acısını ve sevincini, ırkına ve kimliğine göre tartanların devletten zulüm görünce feryat etmesi işitilmeyecek ve sahte bir bağırış olarak hatırlanacaktır. Yazık, çok yazık…