HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
Pazar günü yapılacak seçimde sadece beş seneliğine belediye başkanları, il genel meclisi üyeleri, belediye meclisi üyeleri ve muhtarlar belirlenmeyecek.
57 milyon seçmen aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “tek adam” rejimine dönüştürdüğü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden memnun olup olmadığını da ortaya koyacak.
SEÇİME ADİL ŞARTLARDA GİDİLMEDİ
31 Mart Mahalli İdareler Seçimi, Erdoğan tipi başkanlık sistemi için güven oylaması da olacak.
Seçimlere hiç adil şartlarda gidilmedi. Muhalefet, Saray medyası tarafından şeytanlaştırıldı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli ile ittifak kuran Erdoğan diğer ittifakları ise “terör örgütü” olmakla itham etti.
Başörtülü bir kadının Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun afişini elinde bıçakla delik deşik etmesinin görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Erdoğan’ın nefret tohumlarının sarmaşığa dönüştüğünü gösterecek kadar hazin bir manzaraydı.
AKP, KIZILAY ERZAĞINI SEÇİM RÜŞVETİ OLARAK DAĞITTI
Elektrik faturalarından, bandrol ücretinden her yıl 2 milyar TL’ye yakın para tahsil eden TRT, AKP’nin borazanlığını yaptı. Kamuya ait imkânlar AKP tarafından sonuna kadar kullanıldı.
Bazı AKP’li adaylar, Kızılay’a ait erzakları seçim rüşveti olarak dağıttı. Gayri ahlaki bir propagandayı içlerine sindirebildi.
Pazar günü ve akşamında ise daha evvel herkesin gözü önünde cereyan etmiş trafoya kedi girme vakalarına, okul önlerine gelen plakasız taşıtlara ve mühürsüz oy pusulalarına yine rastlanılacak.
MÜŞAHİT BİLE GÖNDEREMEYEN MUHALEFET
Zira Erdoğan, sandıklara müşahit bile göndermekten aciz bir muhalefetten ve “nemelazım!” diyen sivil toplumdan aldığı cesaretle her seçimde hile çıtasını yukarılara çıkarıyor.
Tarihte bütün diktatörler sandık hilelerini asla ihmal etmemiştir. Seçimle koltuğu bırakan diktatör de yoktur.
Erdoğan belediyeleri kaybettiğinde ağır yara alacağını biliyor. Rüşvet ve yolsuzluk havuzuna akan kirli suların menbaı belediyelerdir.
Açıldığında Erdoğan’ı zor duruma düşürecek nice dosya var belediyelerde. Seçim için “beka meselesi” derken kendi bekasını kastediyor.
Demokratik ve adil bir yarışın ekonominin krize girdiği bir dönemde çok da kendi lehine olmayacağının da farkında.
İŞİNE GELMEZSE “TANIMIYORUM” DİYECEK
Erdoğan seçim akşamı sandıktan istediği neticeye alamazsa “Neticeye hürmet ediyorum.” demeyecek. Bilakis seçim neticesini gayrimeşru ilan edecek.
Tıpkı gazeteci Can Dündar’ın tahliye kararını veren Anayasa Mahkemesi için “Tanımıyorum, saygı da duymuyorum.” dediği gibi 31 Mart’ta dış mihrakların kendisine tuzak kurduğu yalanına sarılacak.
Halkın da buna inanması için ne lazımsa yapacak. Sedat Peker ve adamları o karanlık zaman diliminde sahneye çıkabilir.
ÖC ALMAK İÇİN SERMAYEYE SALDIRACAK
Zafer kazanması halinde ise kriz şartları ile daha munis bir tonda yüzleşme ihtimali var. 4 sene daha seçim olmayacağı için zaferin biraz keyfini sürmeye bakacak.
Mamafih İstanbul, Ankara, Bursa ve Balıkesir gibi büyükşehirlerden birini bile kaybetmesi halinde her mağlubiyetin akabinde yaptığı gibi öc almak, başkalarının canını yakmak maksadıyla muhalif gördüğü herkesin başına balyoz indirecek.
Saldırıcağı ilk cephe sermaye cephesi olacak.
İŞ BANKASI DOSYASI HAZIR
Kaç vakitten beri Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) canını yakmak için İş Bankası’nı ameliyat masasına yatırdı. CHP’ye ait hisseleri Hazine’ye devretmek için hazırlık yaptırıyor.
Erdoğan’a kalsa Siyasî Partiler Kanunu’nun değiştirmeye bile lüzum yok. Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı kâfi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) geçen ay İş Bankası’nın temettü (kâr payı) dağıtmasına müsaade etmedi.
Kasada sadece 2018 kârından kalan 6,4 milyar TL bile Erdoğan için can simidi olacak kadar kıymetli.
Temettü dağıttırılmaması el koymaya dair bir ön hazırlık olduğu şeklinde tevil edilmişti.
ERSİN ÖZİNCE’NİN İSTİFASI MANİDAR
Seçime iki gün kala İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince vazifesinden istifa etti. Özince ile İş Bankası isimleri birbiriyle özdeştir.
Müfettiş yardımcısı olarak girdiği bankanın zirvesine kadar çıkan Özince sosyal demokrat bir kimliğe sahip. Bankanın Saray’ın güdümüne girmesine itiraz eden nadir isimlerden biriydi.
Özince, CHP idaresinin gelen dalgayı göremeyecek kadar aciz olduğunu bilecek kadar tecrübeli bir isim. Özince’nin seçimi müteakip Erdoğan’ın ilk hamlesinin İş Bankası’na matuf olacağına dair iddialar üzerine istifa ettiği belirtiliyor.
BANKA İÇİNDE SARAY İLE İŞBİRLİĞİ YAPANLAR VAR
Banka idaresinde bazı kişilerin Saray ile mutabakata varmak için gizli toplantılar yaptığı konuşuluyor ki Özince böyle bir ikiyüzlülüğe tahammül edememiş olabilir.
İş Bankası’nın Hazine’ye devredilmesi hem CHP’yi hem de sermayeyi susturmak için birebir. Erdoğan böyle bir adım atma ihtiyacı hissettiğinde ikmal edilmiş bir dosyayı raftan indermekte tereddüt etmeyecektir.
Bu kadarına ihtimal vermeyenlere son üç-dört senede olup bitenlere bir daha göz atmalarını tavsiye ederim.
KRİZDEN BELİMİZİ DOĞRULTAMIYORUZ
Erdoğan iktidarı uğruna ailesini bile kirletebilecek kadar düstur, insaf ve merhametten mahrum bir mizaca sahip.
O mizacın mevcut yetkilerle neler yapabileceğini kimse tahmin edemediği için krizden belimizi doğrultamıyoruz.
Türkiye ekonomisi için 2019 tahminleri yüzde 1 büyümeden yüzde 5 küçülmeye doğru son sürat değişiyor.
Esasında millî irade hepsini vicdan terazisinde tartabilse en isabetli tercihi de işaret edecek.
Aksi takdirde seçimden ötesi Erdoğan ve etrafındakilerin haricinde herkese tufan! Listenin başında da İş Bankası var…
Seçimden sonra parası olanın vay haline!
Çalmaktan ve çökmekten başka çareleri yok.
“Sermaye kaçar, yatırımcı gelmez” umurlarında olmaz.
Temel ihtiyaç taşeronları kendileri, aç kalmazlar,
Halk aç, fakir olsun zaten tercihleri,
Kendilerinden başka zengin bırakmayacaklar…
Şu TUSİAD falan çok komik olacak::))))