HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ
ABD’deki seçim sonuçlarının Türkiye’ye yansıması ilginç oldu. AKP rejiminin ‘ekonomi ve hukuk reformu’ çıkışı yapmasının tek sebebi ABD seçim sonuçları değil elbette ancak en önemli etkenlerden biri olarak gösteriliyor. 18 yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün ‘ekonomi ve hukukta yeni reformların başlayacağı’ müjdesini verdi. Şimdi herkes yeni reformların ne olacağını merak ediyor.
İktisatçı Mahfi Eğilmez, yapısal reformların önemine dikkat çekti. Eğilmez, “İlk adım güçler ayrımı olmazsa gerisi işe yaramayabilir.” ifadelerini kullandı. Ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Bu reform cümlelerini yıllardır, yalvararak söylüyoruz. Sonunda Cumhurbaşkanı da söyledi. Tabii onca sattığımız rezerv (130 Milyar dolar), onca pahalılık boşa gitti,” dedi.
ACI REÇETE: DAHA FAZLA YOKSULLUK!
Eylül ayının 12’sinde, ekonominin pik yaptığını söyleyen Tayyip Erdoğan, önceki gün ise “Gerekirse acı reçete kullanmaktan kaçınmayacağız,” ifadelerini kullandı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, “Son gelişmeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan talimatıyla uygulanan ekonomi politikalarının iflas ettiğini; bu politikalardan geri adım atıldığını gösteriyor,” yorumunu yaptı. Karatepe’ye göre yönetim modeli değişmeden Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir bir büyüme sürecine girmesi mümkün değil. Karatepe durumu şöyle özetledi: “Acı reçetenin anlamı şu; aslında insanların büyük çoğunluğu yoksullaşacak, daha zor koşullara hayatlarına devam etmek zorunda kalacaklar.”
Öyle anlaşılıyor ki batık ekonominin faturası eski Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal ve eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a kesilecek. Zira AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, istifaların ardından yaptığı her konuşmada ‘yeni dönem’ diyerek, aslında ‘eskiyi’ nazara veriyor. Dolar 8,50’lerden 7,75’e kadar geriledi. Euro ise 10,15 bandından 9,10’lara kadar düştü. Erdoğan’ın, dün kullandığı, “Yeni dönem parametrelerimizin açıklanmasıyla hamdolsun piyasalarda olumlu yönde, gözle görülür hareketlenme başladı,” sözü de eskiye gönderme aslında. Bilinçli olarak ‘onlar gitti, TL değer kazanıyor, ekonomi düzeliyor’ mesajı verilmek isteniyor.
YİNE YENİDEN HUKUK VE EKONOMİ REFORMU
AKP rejimi tam 18 yıldır iktidarda ve ülkeyi tek başına yönetiyor. Bugüne kadar isteyip de çıkaramadığı bir tek kanun maddesi yok. Ancak özellikle son 3 yıldır ekonomistlerin çağrılarına kulak tıkayan Erdoğan, vatandaşların önüne ‘acı reçeteyi’ koydu. Ardından da ‘ekonomi ve hukukta yeni reformlar’ yapılacağını müjdeledi. Erdoğan, “Ülkemizde ekonomide ve hukukta yeni bir reform dönemi başlatıyoruz,” dedi.
YANLIŞTA ISRARIN BEDELİNİ VATANDAŞ ÖDEYECEK
İktisatçı Mahfi Eğilmez, reform konusunda temkinli konuşuyor. “İlk adım güçler ayrımı olmazsa gerisi işe yaramayabilir,” diyen Eğilmez, son yazısında TL’nin neden değer kazandığını ise şöyle anlattı: “TL’nin hızlı değer kaybının nedeni yanlış para politikasında (daha doğrusu politikasızlığında) ısrar etmekti. Şimdi doğru yola dönüleceğine ilişkin açıklamalar gelince görünüm tersine döndü. İşlerin düzelmesi faizi bir kez artırıp kenara çekilmekle olmaz. Ardından mutlaka kalıcı önlemlerin gelmesi gerekir.”
ARZOVA: HAMASETTEN VAZGEÇİLMELİ
Prof. Dr. Burak Arzova ise piyasaların yeni ekonomi yönetimine tanıdığı çok büyük kredinin heba edilmemesi gerektiği görüşünde. Arzova, “Söylem kadar eylemlerin de (uygulamaların da) büyük önem arz ettiğini hatırlatmak isterim. Lütfen artık uygulaması olmayan, yabancıları dış güç olarak gören, enflasyonla mücadeleyi tanzim satış mağazası açmak gören ve patates soğancılara baskın düzenleyen, “Finansal Mimari”lerden vazgeçelim. Ekonominin basit şartlarına geri dönüp, serbest piyasa ekonomisinin gereklerini uygulayalım. Öngörülebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirliğe sadık kaldığımız sürece güven geri gelecektir,” dedi.
TÜRKİYE’NİN SORUNLARI DAĞ GİBİ ÖNÜMÜZDE DURUYOR
İktisatçı Yalçın Karatepe, Erdoğan’ın “Acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız” sözlerini, “Daha önce Türkiye’de acı reçete denildiği zaman hep IMF politikalarından bahsedilirdi. Şimdi görüyoruz ki yerli ve milli bir acı reçete ile karşı karşıyayız,” diyerek yorumladı.
Karatepe’ye göre Erdoğan’ın söylemeye çalıştığı şey şu: “Acı reçetenin anlamı şu; aslında insanların büyük çoğunluğu yoksullaşacak, daha zor koşullara hayatlarına devam etmek zorunda kalacaklar. Yoksa, siyasi otoritenin ya da önemli ekonomik imkanlara sahip olanların büyük faturalar ödeyeceği anlamına gelmez. Geniş halk kesimlerin daha yoksullaşacağı bir dönemin başlangıcındayız. Bu tedbirler uygulanırken, hepimizin bedel ödemesi gerekiyor algısı ile vatandaşa satılacak. Bu değişim kısa vadede alım gücüne de olumlu anlamda yansımayacak. Bugün piyasalarda ‘coşku’ ile karşılanan bu açıklamalar ve gelişmeler aslında ekonomik sorunların azaldığı ya da ortadan kalkacağına ilişkin bir izlenimi de vermesin. Türkiye’nin sorunları dağ gibi önümüzde duruyor.”