İDRİS GÜRSOY | YORUM
27 Mayıs, 12 Eylül ve 12 Mart gibi darbelerin resmi söylemlerine baktığımızda gerçeklerin üzerinin örtüldüğünü görürüz. Resmi görüşün dışında görüş beyan etmek ise yıllarca suç sayılmıştır.
27 Mayısçılar, ‘kardeş kavgasını önlemek’ için bir gece ansızın yönetime el koydular!
Öyle mi?
Yıllar sonra ortaya çıktı ki; cunta faaliyetleri DP’nin iktidara geldiği 1950’de başlamış ve uzun bir hazırlık dönemi geçirmiştir. 27 Mayıs darbe planlarını yapan subaylar içindeki Ertuğrul Alatlı’nın hiç yayınlanmamış notlarına ulaşmıştım. Alatlı, “Darbe planları, Genelkurnay içindeki 23 numaralı odada, Camlı Köşk’te yapıldı.” diyordu. Zabıt tutulmuyordu. Planda 37 kişilik milli birlik komitesi de yoktu.
15 Temmuz’un ilk gecesinde itibaren seslendirilen resmi söyleme göre devletin zirvesi ve komutanların darbeden haberi yoktu!
Peki doğru mu?
2016’dan 3 yıl sonra başlayan ve süren davalarda ilk defa içeriden generalker tanıklıklarını anlatıyorlar. Örneğin tutuklu generallerden Gökhan Şahin Sönmezateş, “Mahkeme evrakları, delil dosyaları ve basın açıklamaları üzerinden ulaştığım sonucu açıklayayım: Darbeden AKP’nin değil tüm siyasi partilerin haberi vardı. Hiç CHP ayak mayak yapmasın, herkes bunu biliyordu ve herkes pozisyonunu almıştı. Darbe planlamalarından MİT’in de haberi vardı bu çok net.” diyor.
“15 Temmuz’da bir plan vardı; fakat buna uyulmadı.” diyen Sönmezateş, darbe teşebbüsü öncesi ile ilgili şu ilginç bilgileri açıklıyor: “15 Temmuz’dan bir yıl önce Eskişehir’de oranın en kudretli komutanının odasında bana aynen şunu sordu: Gökhan, bir gün harekata girişirsek sen kimin yanında yer alırsın? Ben şu cevabı verdim: Siz komutansınız. Siz hangi tarafta yer alırsanız, biz de o gün aşağıda sizin tarafınızda yer alırız. İkincisi Mete Kuş, Nisan 2016’da dedi ki; Komutanım, Hava Kuvvetleri’nde darbe planlanıyor. Sizin gözleminiz ne?
Yani darbeden bir yıl öncesinden başlayarak orduda orgeneral seviyesinden albay seviyesine saraya yakın subaylar kesiminden herkes darbeyi konuşuyor. Doğu Perinçek, “Cumhurbaşkanı biliyor!” diyor. Perinçek, “Ben de biliyorum zaten!” diyor. Ruslar, “Biz biliyorduk, biz uyardık!” diyor. İngilizlerin bilmemesi mümkün değil. Değişik zamanlarda yüzyüze konuşmamıza rağmen çeşitli şeyleri bir orgenerallerimiz bilmediğini iddia ediyor!”
Sönmezateş, devam ediyor: “Sonuç; Darbe öncesi ne olmuş? Herkes pozisyon almış. MİT pozisyon almış. TSK içindeki tüm elemanları alarma geçmiş. Her yerde her elemanı devreye girmiş MİT’in. Emniyet istihbarat pozisyon almış. Bütün tarikatlar, Kurtoğlu, Okuyucu, Menzil, Yazıcı, bunların askeri ve polis kanatları da pozisyon almış. Ulusalcılar pozisyon almış. Perinçek ve ekibi gece 03’e göre hazırlıklarını tamamlamış. AKP ve tüm partiler pozisyon almış. Darbe planlarına katılan çeşitli kesimler var burada, bu hücrelerde çalılan ekibin içinde çift taraflı çalışan kişiler de var. Yani bir tarafta devlete çalışıyorlar bir tarafta kime bağlıysa ona çalışıyorlar.”
Sönmezateş, plan dışına nasıl çıkıldığını ise şöyle anlatıyor: “15 Temmuz’da gelmeyen bir Tim’im var, gelmeyen helikopterlerim var, bu arada birdenbire bakıyoruz televizyonda şey görüyorum, tanklar İstanbul Boğaz Köprüsü’nde. Tanklarla ilgili tek bilgim yok. Böyle bir planlama da yoktu. Arkasından Ankara’daki uçuşlar. Ben ekibi tecride soktum. Böyle bir salaklık olmaz. Görev bitti. Fakat emir geldi, yaptığım telefon görüşmeler sonucunda; Okluk koyu. Benim Genelkurmay ve Akıncı telefon trafiğim var, tabii bunlar hiç çıkmıyor. Siz bana zaman dilimini de sormadınız, ben söyledim bunları. Kiminle görüştüğümü söylesem sizin de gücünüz yok. ( 17/5 2019, UYAP)”
Gökhan Şahin Sönmezateş, “15 Temmuz bir f.tö darbesi değildir bu sadece bir illizyondur.” diyor. 30 binin üzerinde subayın tasfiyesine dikkat çekiyor. İçerden tanıklar konuştukça daha fazla maddi gerçeğe ulaşılacak. Resmi yalanlar ise bir bir çökecek.