14 Mayıs 2023 seçimleri, 1947 Arslanköy seçimleri gibi olursa

YORUM | MUHSİN AHMET KARABAY

Seçimlere günler kala herkes farklı bir tablo ortaya koyuyor. Tablo bu diye anlatılanlar, bazı verilerden hareketle, kişilerin kendi yaklaşımlarını paylaşmaktan öteye geçemiyor. Kimine göre iktidardakiler, bağırıp çağırsa da millet iradesi karşısında ülke yönetimini sorunsuz bir şekilde teslim edecekler. Kimine göre ise muhalefetin kazanması halinde, iktidarı kaybedenler koltuğu bırakmamak için ülkeyi kaosa sürükleyecekler. Bugün sizi üç çeyrek asır geriye götüreceğim. 76 yıl önce yaşanan bir seçimi birlikte izleyelim.

Kimileri, ülkenin getirildiği gergin ortamdan dolayı 14 Mayıs’ta yapılacak seçimleri 1946 seçimleriyle kıyaslıyor. Hani şu oyların açık kullanıldığı, sayımın gizli yapıldığı ve bundan dolayı muktedirler tarafından bile ileride “şaibeli seçim” olarak anılacak 1946 seçimlerine…

7 Ocak 1946’da, tek parti yönetimine karşı “Dörtlü Takrir” veren Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes CHP’den ayrılarak Demokrat Parti’yi (DP) kurdu. Kendini devlet olarak gören ve gösteren CHP’nin baskıcı yönetiminden bıkan toplum, yeni partiye büyük teveccüh gösterdi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün talebi doğrultusunda Başbakan Şükrü Saracoğlu, ülkeyi 21 Temmuz’da seçime götürdü.

CHP yönetiminin bu kararın alınmasında DP’nin teşkilatlanmasını tamamlayıp daha fazla toplumda kabul görmeden halkın oylarıyla silinmeye çalışılması büyük rol oynadı. Buna rağmen istenilenin alınamayacağı anlaşılınca “açık oy gizli sayım” yöntemi uygulandı.

Oylar gizli sayılınca sonuç da iktidarın istediği gibi açıklandı. CHP 397, DP 61 ve bağımsızlar 7 sandalye kazandı. 

KIRAN KIRANA MUHTARLIK SEÇİMİ

Zannımca, önümüzdeki 14 Mayıs seçimleri 1946 seçimleri gibi olmayacak. Daha çok demokrasi tarihimize “Arslanköy Seçimleri” diye geçen olaya benzeme ihtimali var. 

Arslanköy, Toros Dağları’nın sırtında, 1500 rakım yükseklikte kurulmuş bir köy. Bu köy, şimdi Mersin merkeze bağlı 52 kilometre mesafede renkli bir turistik belde. Eski adı Efrenköy olan yerleşim yeri, Kurtuluş Savaşı döneminde Mersin’in savunması için gönderdiği “Efrenk Bölüğü” ile öne çıktı. Bu bölüğün önemli kahramanlıklar sergilemesi üzerine daha sonra köyün adı yiğitliğinden hareketle Arslanköy olarak değiştirildi.

1946’daki şaibeli seçimden sonra ülkede Tek Parti döneminin sonuna gelindiğine ilişkin görüş toplumda ağırlık kazanmaya başladı. Bu atmosferde Şubat 1947 yılında yerel seçimler yapıldı.

Bu çerçevede Arslanköy’de de usulüne uygun sandık kuruldu. Bir önceki seçime henüz teşkilatlanmasını bile tamamlayamadan katılmak durumunda bırakılan DP, bu seçimlere artık hazırdı.  

Bu yönüyle yerel seçimlerde ilk kez iktidar ve muhalefetin eşit şartlarda yarışacağı bir seçim gibi görünmekteydi. 35 bin civarındaki köyde muhtar seçimi yapıldı. Bunların 32 bin 298’ini CHP, 1289’unu DP, 467 muhtarlığı da bağımsızlar kazandı.

Seçimler pek çok yerde olaylı geçti. 79 köyde çıkan olaylarda 7 kişi öldü, 167 kişi yaralandı. Seçim sonuçlarına pek çok yerde itiraz edildi. CHP’nin kazandığı yerlerde DP’liler, DP’lilerin kazandığı yerlerde CHP’liler itirazda bulundu. 

MERSİN ARSLANKÖY’DE İBRETLİK SEÇİM

Arslanköy’ün köy ihtiyar heyeti, seçimi köy odasında yapılmasına karar verdi. Tam seçimin başlayacağı saatte ise sandığın Halkevi’nde kurulacağı açıklandı. DP’li muhtar adayı Harun Yedigöz ve arkadaşlarından sandığa müşahit alınmadı. 

Oy kullanmaya gidenler, sandığın arkasında bir parmak genişliğinde boydan boya delik bulunduğunu söylemeleri üzerine muhtar, oy verme işlemini durdurup seçimin bucak müdürünün gözetiminde yapılacağını duyurdu.

Ertesi gün halk oy kullanmak için yeniden toplanmış olsa da bucak müdürünün gelmemesi üzerine seçimler bir sonraki güne bırakıldı. 23 Şubat’ta bucak müdürünün gelmesiyle seçim yapıldı. 

Tek sandık kurulduğu için oylama ancak akşam saat 8’de sona erdi. Bucak müdürü rahatsız olduğunu gerekçe göstererek sayımın ertesi güne bırakılmasını ve sandığın karakolda iki jandarmanın gözetiminde bulundurulmasını söyledi. 

DP’liler buna şiddetle itiraz eder. Sandık oy verme işleminin yapıldığı köy odasında şahitler huzurunda kilitlenip anahtarlar bucak müdürüne teslim edildi. Köylüler, sabaha kadar sandığın bulunduğu binada jandarma ile birlikte nöbet tuttular. 

Ertesi gün oyların sayımı başlandığında eski muhtar Tahir Şahin seçimi kazanamayacağını anlayınca üç eski aza ile birlikte sandık başından ayrılıp köyü de terk etti.

Sayım sonunda DP’li aday Harun Yedigöz’e 566, Tahir Şahin’e 54 oy çıktı. Bucak müdürü, yeni muhtarı tebrik etti, oylar yeniden sandığa konup kilitlenir ve köy öğretmenine yed-i emin olarak teslim edildikten sonra köyden ayrıldı. 

SEÇİLEMEYEN MUHTAR, VALİYE SEÇİMLERİ İPTAL ETTİRDİ

Kaybeden muhtar bu sırada Mersin’de önemli temaslar yapmaktaydı. Vali Tevfik Sırrı Gür, eski muhtar Tahir Şahin’in verdiği bilgiyle, sandık tutanaklarını beklemeye gerek görmeden muhtarlık seçimlerinin yenileneceğini ilan etti. 

Vali, yeni seçimleri yapmak üzere Muhasebe Müdürü Hakkı Sümer ve Jandarma Yüzbaşısı Sıtkı Dağgeçen’i bir askeri birlikle yola çıkardı. Yolda yeni seçimi yapacak heyet, sandık tutanaklarını şehre götüren heyetle karşılaştı. 

Köyden gelenler seçimin yapıldığını söyleyip tutanakları gösterdiler. Buna karşı Jandarma komutanı verilen emri yerine getirmekle görevli olduğunu söyledi. Yeni muhtar, iki kişiyle tutanakları Mersin’e gönderip kendisi de gelen heyetle köye geri döndü. 

Bir gün önce yeni muhtarı tebrik eden bucak müdürü, gelen heyeti karşıladığında, köyde seçim yapılmadığını belirten imzalı bir belgeyi Hakkı Sümer’e teslim etti. Gelen komisyon, yapıldığı belirtilen seçimin kanunsuz olduğunu ve yeniden seçim yapılacağını ilan etmesiyle köyde gergin bir atmosfer oluştu. 

Bu sırada gelen heyet, emanet bırakılan sandığı öğretmenden talep etti. Öğretmen Mustafa Kubilay, seçim sandığını halktan teslim aldığını ve halkın temsilcilerine teslim edeceğini söyledi. 

Köylüler, seçimin bucak müdürü gözetiminde yapıldığını, yeniden seçime gidilmesine gerek olmadığı konusunda diretmesi üzerine jandarma müdahaleye girişti. Arbede sırasında jandarma komutanı Yüzbaşı Sıtkı Dağgeçen atılan bir taşla başından yaralandı. 

Jandarma komutanı, askerle çatışmaya girdikleri gerekçesiyle 47 kişiyi gözaltına alıp şehre götürdü. Ardından köylüler, “isyan” girişiminde bulundukları gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konuldu. Tutuklanan 47 kişiden 20’si Arslanköylü kadınlardı. 

8 Ekim’deki davanın duruşmalarına Mersin yerine Konya’da devam edileceği kararlaştırıldı. Sanıkların savunma avukatlarından birisi yazar Orhan Kemal’in babası Abdülkadir Kemali idi. Kemali’nin savunması dikkat çekiciydi:

“Yüzbaşı efendi!… Türk, kendi hükümetine isyan etmeyi bilmez. Ortada bir isyan varsa failleri bunlar değildir. Eni iyi delili bize veren yüzbaşı efendi, sanıkların silahsız olduğunu söylediniz. Silahsız olarak bir isyan nasıl gerçekleştirilir.”

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAKİ PARALEL SEÇİM KURULU

CHP hukuk ve seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan paralel seçim kurulunu ortaya çıkardı. 

Sistemin nasıl çalıştığını ise uygulamalı bir video ile gösterdi.

Anlaşılan seçimi darbe olarak adlandıran Bakan Süleyman Soylu, 1947’de Mersin Valisi Tevfik Sırrı Gür’ün Arslanköy’de yaptığını, şimdi ülke genelinde hayata geçirmenin altyapısını teknolojik ortamda oluşturmuş. 

Soylu, sonuçların iktidar açısından olumsuz görülmesi halinde ülke genelinde yapmayı planladıklarını hayata geçirme peşinde. 

Umarım Soylu’nun paralel seçim kurulu ortaya çıktığı gibi planları da bir bir akamete uğrar. Tez elden hak ettikleri yargılamaya muhatap olurlar. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin