Ana Sayfa Güncel 12 Mart’ta işkence gören Faik Güleçyüz: Mehmet Eymür, elektrikli işkenceyi ilk bende...

12 Mart’ta işkence gören Faik Güleçyüz: Mehmet Eymür, elektrikli işkenceyi ilk bende uyguladı

Kontgerillaya Karşı İnsiyatif Sözcüsü Faik Güleçyüz, önceki gün hayatını kaybeden eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün ilk elektrikle işkenceyi kendisi üzerinde denediğini açıkladı.

Kontgerillaya Karşı İnsiyatif Sözcüsü Faik Güleçyüz, KHK TV’de konuştu. 80 yaşındaki Güleçyüz, Türkiye’deki bütün darbeleri yaşadığını anlattı. “27 Mayıs’ta askeri hava lisesindeydim. 12 Mart’ın içindeydim ben. Üstteğmendim, Bölük komutanıydım. Kütahya’da… Mahir Çayan’ın önderliğini yaptığı… Türkiye Halk Kurtuluş Partisi’nin üyesiydim. Sonra 12 Eylül geldi. Sendikacı oldum…” diyen Faik Güleçyüz, “Türkiye’de derin devlet gerçeği var. Kontrgerilla var bunu kabul edelim.” dedi.

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden MİT’çi Mehmet Eymür’ün elektrikle işkence ilk kez kendisinin üzerinde denediğini anlatan Güleçyüz,”Çırılçıplak soydular beni. Bunların hepsi sizi aşağılamak için… Falakayı zaten biliyorduk. Elektriği ilk benim üzerimde uyguladı Mehmet Eymür.” dedi.

Silahlı mücadele yanlıştı!

12 Mart 1974 muhtırasında illegal örgüte üye olmaktan yargılanan ve meşhur Ziverbey Köşkü’nde uzun zaman işkence gören Faik Güleçyüz kendisine işkence yapan kişinin Mehmet Eymür olduğunu kaydetti. Güleçyüz, “Üçü illegal 7 örgütte yer aldım. Hiçbir şeyden pişman olmadım. Ama yanlışlar yaptım. Bunu kabul ediyorum.” diye konuştu.

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi kurucularından Mahir Çayan’ın silahlı mücadelesi ve gerilla savaşı yolunun yanlış olduğunu kabul ettiğini aktaran Güleçyüz, “Bunu kabul etmeyi kendime misyon edindim.” ifadelerini kullandı.

Faik Güleçyüz’ün anlattıklarına göre 12 Mart döneminde DHKP-C’ye silah ve mühimmat bile sağlamışlar….

Gözaltına alındıktan sonra işkenceye başlandığını belirten Güleçyüz, şunları anlattı:

  • Falakayla başladılar. Gözlerimizi kapattılar. Bize ‘Siz gerillasınız, biz kontgerillayız’ dediler. ‘Biz sana birşey sormayacağız, sen her şeyi anlatacaksın’ diyerek başladılar. Falakayla başladılar; baktılar olmuyor… Bu kez ‘elektrik’ verdiler. Falakayı biliyorduk ama elektriği bilmiyorduk. 
  • O gece, 13 Şubat gecesi yakalanmış 3-5 arkadaştan biriyim yani.. Cinsel organıma bağladılar elektriğin ucunu. Çırılçıplağım. Bunların hepsi aşağılamak için… Ben konuşmuyorum. ‘Bilmiyorum’ diyorum.
  • Bu defa parmağımdaki ve cinsel organımdaki elektriğin birinin ucunu kulağıma bağladılar. Bunları kendimi acındırmak için anlatmıyorum, bilinsin diye anlatıyorum. 22 gün kaldım ellerinde… Ben irtibat görevlisiydim, konuşsam örgüt çökerdi. Bütün evleri biliyorum yani… Konuşturdukları da oldu yani… 
  • İşte bunlar en sonunda bi durdular; üzerime bir battaniye attılar. Beni bir sandalyeye oturtmuşlardı. Tümgeneral oturuyor karşımda. Emekli, Memduh Ünlütürk… Sonra onu da vurdular… ‘Evladım sen iyi bir çocuksun, anlat. Sen de kurtul, biz de kurtulalım’ dedi. Sene 1972… Ben de ‘Ben birşey bilmiyorum’ dedim. Kalktı, ‘Öldürün bu pezevengi’ dedi, çıktı gitti…
  • Kontgerilla bunlar… Bunlar devlet.. Bana ‘Biz seni burada öldürürüz, götürür denize atarız. Kimsenin de haberi olmaz’ dediler. Doğru da söylüyorlar…
  • Birinci sorgudan sonra iki hafta bana hiç dokunmadılar. Dışarıda kıyamet kopmuş ama… Ulaş öldürülmüş. Aşağıdan kadın feryatları geliyor, işkencehaneden… O kadın feryatlarını hiç unatamam yani…

HENÜZ YORUM YOK