Zaman’a dair notlar.. (1)

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Gazeteler dünyanın en sübjektif mevkuteleri olduklarından iyi olup olmadıkları herkese göre değişir. Bazılarının harika bulduğu gazeteyi başka birileri berbat olarak tanımlayabilir. Yani diyeceğim o ki ‘iyi gazete’ çok sübjektif bir kavramdır. Kısa başlık mı iyidir, uzun ve açıklayıcı başlık mı? Uzun metinler mi yoksa spot cümleler mi tercih edilmeli? Ciddi ve ağır konuları gündeme getiren gazete mi doğrudur yoksa haber metinleri ve konusu daha kolay okunanlar mı? Gazetenin sayfa tasarımı sade mi olmalıdır yoksa karmakarışık olması mı daha mı dikkat çekicidir? Herkese göre değişen anlayışlardır bunlar. Bu yönüyle baktığınızda Zaman Gazetesi iyi bir gazete miydi; bence evet hem de çok iyi bir gazeteydi. Ama bu anlamda bir tartışmaya girmeyi şimdilik gerekli görmüyorum.

Bu konuları ayrı tutarsak bence Zaman’ın en önemli özelliklerinden birisi haberini kendi üretiyor olmasıydı. Yani yüzlerce muhabir, editör ve yazarıyla, bilgiye birinci elden ulaşmaya çabalayan içerik üretici bir gazeteydi. Bu açıdan baktığınızda bugün ve geçmişteki sağ medyanın neredeyse hiç birinde olmayan bir özelliğe sahipti. Çünkü söz konusu gazetelerin neredeyse tamamı tüketici gazetelerdi. Yani bir yerde üretilmiş haberi, bilgiyi alır onun üzerine yorumlar yaparak gazete çıkamaya çalışırdı. Ama Zaman öyle yapmadı, tam tersi bilgiye ulaşan, haberi kaynağından öğrenen ve tüketici olmaktan çok üretici olmayı hedefleyen ve yönetim kodlarını buna göre ayarlamış bir yayın anlayışı vardı.

Bunun için gazete bünyesinde hem yüzlerce muhabir çalıştırdı hem de olayları mahalinde bizzat kendi muhabirleri aracılığıyla takip edip, bilgiyi birinci elden güvenebileceği aracılarla elde etmeyi tercih etti. Bunun için de ciddi paralar harcamaktan kaçınmadı. Mesela Pakistan’ın şiddetli bir deprem olmuş haberini duyar duymaz, bir foto muhabiri ve bir muhabir olay yerine doğru hemen yola çıkardı. Daha sonraki yıllarda teknolojinin gelişmesiyle yerel bağlantılar daha çok kullanılmaya başlandı ama sahih haber almak için hiçbir harcamadan kaçınılmaz, yerel bağlantıların yetmediği yerde merkezden görevlendirme derhal yapılırdı. Türkiye’de ve Dünyada meydana gelmiş her büyük olayda Zaman Gazetesi fotoğrafçılarının ya da muhabirlerinin imzası mutlaka görülürdü.

Önemli şehirlerde bulundurduğu haber ofisleri, merkezi daima bilgilendirdi. Sadece Türkiye’de değil Washington, Brüksel, Moskova, Kahire, Kudüs gibi dünya gündemi için çok önemli başkentlerde de temsilci düzeyinde haberciler çalıştırdı.

İçerik üretmede ve yazı havzasına etki etmede Türk medyasının iki temel kolonundan birisiydi. Bu açıdan baktığımızda Zaman Gazetesi hem kurumsallaşmış yapısı, hem de editör ve yazar zenginliğiyle gerçek bir amiral gemisiydi.

İçerik üretme konusunu o kadar ciddiye alırdı ki gazetenin editörleri haftanın her günü sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde üç kere toplantı yapar çıkardıkları gazete ve gündem mıncık mıncık didiklenirdi.

Zaman Gazetesi’nin yayın içeriğini, yayın politikasını beğenmeyebilirdiniz, tarafı -bu taraf kesinlikle evrensel yayın anlayışıydı- belli olarak da görebilirdiniz ama onun yalan bir şey yazdığını asla iddia edemezdiniz. Daha iddialı bir şey söyleyeyim Zaman Gazetesi’nde bir kişi çıkıp herhangi bir haber göstersin ve desin ki gazete yöneticileri bu haberin yalan olduğunu bile bile yayınladılar. Falan adamın suçsuz olduğunu bile bile hakkında yalan haber yayınladılar’ Diyemez. Yanlış haberleri ya da hatalı yorumlama biçimi elbette olmuştur ama yalan ve yanlış olduğunu bile bile hiç bir haber yayınlamamıştır. Hiçbir zaman ahlaksız bir anlayışa, çirkef bir yayıncılığa tevessül etmedi. Kendisine en çok düşmanlık eden insanlara karşı bile evrensel yayın ilkeleri çizgisinden ayrılmadı. Editörler çirkeflik yapanlara aynıyla karşılık verilemeyeceğini dillendirirken kendi aralarında en çok kullandıkları cümlelerden biri ‘onlar bizim öğretmenimiz değil’ idi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Alper Bey Merhabalar,

    Üniversite yillarimdan Zaman gazetesi kapanana kadar gazetemi hep severek ve didikleye didikleye okudum. Gercekten de enfes bir gazeteydi.
    Yaziniza sadece su elestirimi veya sorumu yöneltmek istiyorum: AKP”nin yaptigi yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden ZAMAN”in, dershaneler krizinden önce haberi yok muydu? Varsa neden bunlar yazilmadi? Evet yanlis hicbir cümle yazilmadi dogrudur ama bazi gercekler ise simdi sirasi degil diyerek gizlendi diye süsünüyorum. Siz ne dersiniz?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin