Türkiye Gri Liste’den çıktı ama Gri Liste Türkiye’den çıkmadı

PROF. DR. M. EFE ÇAMAN  | YORUM

Türkiye Gri Liste’den çıktı diye neredeyse milli bayram ilan edilecek. Dünya suç liginde en üstte yer alan, kara para ve terörizmin finansmanıyla mücadele etmeyen ülkelerin dâhil olduğu Gri Liste’ye dahil olmak her devlet için büyük bir prestij kaybı. 2021’den bu yana Türkiye bu listedeydi. 2000’lerin başında AB’den tam üyelik müzakerelerine başlama tarihi alan, Kopenhag Kriterlerini asgari ölçüde yerine getiren, hedefi en kısa zamanda Birlik üyesi olmak olan bir ülke konumundan, dünyanın en suça batmış ve çürümüş yönetimlerinin olduğu ülkeler ligine düşmek nasıl izah edilebilir?

Bu milli bir sabotajdır!

Nispi bir kötüleşmeden bahsetmiyorum. Düşey istikamette bir çakılma söz konusu. Sadece demokrasiden uzaklaşmak değil, organize suça batmak, kleptokrasi ve narko devlet haline gelmekten bahsediyorum! Bunun sebebi olan rejim, kendisini “yerli” ve “milli” olarak nitelediğine göre, onun mümessillerine sormayalım mı; “Eğer siz yerli ve milliyseniz, ülkeyi düşürdüğünüz lig de bu ülkenin hak ettiği, yerli-milli değerlere tekabül eden lig midir?” diye!

Nerede İnterpol ve Europol tarafından kırmızı listede aranan uyuşturucu taciri kaçak-köçek uluslararası kriminal tip varsa soluğu Türkiye’de almış, hatta Türkiye vatandaşı olmuş durumda. Dünya narkotik trafiğinde distribütör merkez ülke halini almış, adı Kolombiya’dan, Meksika’dan, Rusya’dan, Afganistan’dan daha fazla gündeme gelen bir ülke olmaya “terfi etmiş” bir ülkenin Gri Liste’ye girmesi tesadüf olabilir mi?

Siyasetçi-bürokratlar, üçkağıtçı dolandırıcıların, para aklayıcısı başka devletlerin operatif ajanlarının, kulağı kesik mafyatik pisliklerin önüne yatar hale gelmiş, bu tür parazitlere Türk bayrağı önünde poz verdirip; “dış ticaret açığını kapatan hayırsever işadamı” payesi ve unvanı verilen bir ülkenin yeri medeni, gelişmiş, kalkınmış, demokratik ülkeler ligi olabilir mi? Türkiye bu hale kendi kendisine mi geldi? Ülkeyi bu onursuzluğa ve utanca mahkûm edenler hesap vermeyecek mi? Sorumluluk almayacak mı? Yaptıklarının yaptırımına tabi tutulmayacak mı?

Şimdi bu işin failleri, bu rezaletin mesulleri, bu paçozluğun ana nedeni olan bilimum derisi kalın İslamcı kodaman, sanki ülkeyi Avrupa Birliği’ne tam üye yapmışlar gibi, “Gri Liste’den çıkma” bayramı yapıyorlar! Yahu insanda biraz utanma, biraz onur, izzet, haysiyet ve şahsiyet olur be! Madem bu bademi yediniz, bari biraz sessiz olun, bunun reklamını yapıp siyasi performansmış gibi lanse etmeyin en azından! Ama yok, bunlar o kadar yozlaşmış, o kadar kanalizasyon kokusunu kanıksamış, o kadar yüzsüzleşmiş ki, ne desek faysa etmiyor. İşin tuhafı, bunlara oy veren kesimler de olan bitenleri sorgulamıyor. Adeta insanların anlama yetenekleri işlevsizleştirilmiş, ahlaki değerleri silinmiş gitmiş, doğru-yanlış hakkında muhakeme yetenekleri ortadan kalkmış!

Şimdi bu ülkenin mafyanın, organize suçun, terörün, insan kaçakçılığının, uyuşturucu ticaretinin ve dağıtımının, rüşvetin, kara paranın, kara para aklamanın, cihatçı transitinin, radikalizmin ve diğer musibetlerin ana üssü haline gelmesine şaşıralım mı? Yahu bu adamlar, Suriye’de IŞİD denen cihatçı manyaklar insan keserken bunlara Kızılay çadırları, doktor, hastane, ambulans, tedavi, nakliye, lojistik, istihbarat vs. sunduklarını, bunlarla petrol ticaretine varıncaya kadar her türlü ihaneti yaptıklarını bilmiyor musunuz? Rusya uçak düşürme hadisesinden sonra Birleşmiş Milletler’e IŞİD’le petrol ticaretine dair dosya verdiğinde manşetlik olmamış mıydı bu olay? Sonra “Bayırbucak Türkmenlerine” ilaç ve gıda yardımı diye, Suriye kırsallarında fink atan cihatçı teröristlere devlet silah ve mühimmat yolladığında, hem de bunu MİT TIR’ları üzerinden gerçekleştirdiğinde, bir gün işin bu raddeye varacağını hesaplamamış mıydınız?

Türkiye denen devlet, iyi kötü bir hukuk düzeni, bir devlet ve bürokrasi ciddiyeti olan bir ülkeydi. Bu devlet tarihi boyunca hiçbir zaman bir hukuk devleti olamamış da olsa, tarihinin hiçbir döneminde bu kadar zıvanadan çıkmış, laçkalaşmış, virane olmuş, çivisi çıkmış bir duruma düşmemişti. Aksayan birçok yönü olan Türkiye devletinde aksaklıkları tamir edebilme umuduna hiçbir zaman bu kadar zarar verilmemişti. Her problemin bir çözüm ümidi, bir ihtimal de olsa varken, bugün sayılamayacak kadar yapısal hayati meselenin kanser haline geldiğini ve tüm bünyeye metastaz yaparak yayıldığını gözlemliyoruz.

Ancak enteresan olan, bu çürümenin ve hastalığın ana sebebi ve sorumlusu olanlar, bizlerin yaptığı eleştirileri ülkeye ihanet olarak görüyor! Bunlara göre ülkeyi Gri Liste’ye mahkum edenler vatansever, yerli ve milli, ülkenin esas sahipleri, eleştiren ve düzelme talep eden insanlar ise terörist, hain nefret objesi ötekiler!

Ülke bildiğin işgal altında: Gençliğe Hitabe’deki “iç mihraklar” ülkeyi satmış, ihaneti artık gündüz gözüyle, çekinmeden-sakınmadan ulu orta yapıyor ama bu ihaneti deşifre eden ve düzelme talep edenlere hain deniyor! Siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz! Kimi kandırıyorsunuz? Bir avuç manipüle edilmiş vatandaşı tüm bir halk yerine koyup, bunların kısmi desteğiyle sonsuza kadar bu memleketi iliklerine kemiklerine kadar sömürebileceğinizi zannediyorsanız, bakın söyleyeyim, hesap hatası yapıyorsunuz! Kaçınılmaz sonu geciktirdikçe, o son geldiğinde vereceğiniz – daha doğrusu veremeyeceğiniz! – hesabın şiddetini misliyle arttırıyorsunuz.

Gri Liste’nin sadece müsebbibi değilsiniz, Gri Liste’nin bizzat kendisisiniz!

Bunlar gitmeden ülke gerçek Gri Liste’lerden çıkmaz! Ülkenin kanalizasyonun en dibinde değil de, onun az üstünde olduğuna sevinen İslamcı kifayetsiz muhteris hırsızlar çetesi, sizi de bu acınası duruma sevinmeye ikna etmeye çalışıyor, algı operasyonu yapıyor, devletin tüm enstrümanlarını kullanarak propaganda yapıp sizin algılarınızla oynuyor.

Eğer bana inanmıyorsanız, neden dünyadaki tüm mafyatik ve narkotik baronlar Türkiye vatandaşlığı alıyor, bunu açıklayın. Neden küresel terörizmin yönetici baronlarına Türkiye pasaportu temin ediliyor? Kendi yetişmiş insanından pasaportu esirgeyen bu rejim, neden Rus oligarklara, Hamas yönetici kadrolarına, Kolombiya ve Meksikalı uyuşturucu baronlarına ve Kartel üyelerine Türkiye vatandaşlığı veriyor? Niçin IŞİD ve Nusra Cephesi bağlantılı irili ufaklı küresel cihatçı terörist elini kolunu sallayarak Türkiye’de geziyor, hatta devlet birimlerinin elinde raporlar olmasına rağmen tutuklanmıyor?

Bu rejimin yöneticilerinin Man Adası’nda, diğer güvenli vergi cennetlerinde ne kadar serveti var, neden kimse öğrenemiyor? Adamların bir alyansla girdikleri siyasette maddi olarak geldikleri seviye ortadayken, neden tek kişi çıkıp da “bu değirmenin suyu nereden geldi?” diyemiyor? Sermaye birikiminin tek nesilde astronomik oranda artması karşısında “Nereden buldun?” diyemeyen devlet olur mu? Olur! Eğer o devletin başındakiler bu şaibeli ve alengirli işlerin bizzat patronuysa bal gibi olur! Sonra da size “Gri Liste’den çıktık” diye bayram yaptırırlar, sizi “sevindirik” ederler.

Türkiye Gri Liste’den formel olarak çıktı belki ama tüm pislikleriyle beraber, kadro halinde “Gri Liste” bir yok edici kanser olarak Türkiye’den çıkmadı!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Türk müsün, Türk milletinin iyiliğini düşünür müsün, ikisine de hayır diyorsun değil mi.
    Zihniyetin, sadece imzacı sözde akademisyenler olayından belli. Hemen bütün makalelerinde Türklere “Soykırımcı” diyorsun.
    Bu din tüccarı, ümmetçi, hırsız tayfa gidecek de yerine senin zihniyetin gelecekse, Allah göstermesin.
    Öyleyse sana ne Türkiye’den, sana ne Türk milletinin geleceğinden.

  2. Güzel kalbli insan,;

    Türkiyenin geleceği için yoğun emek , gayret sarfediyorsun. Ancak teşekkür edebiliyorum size.

    Ben kendi cephemden baktığımda ise berbat bir durum görüyorum:

    1- Maalesef genel anlamda tomplum kronik bir TOPLUMSAL HASTALIĞA yakalanmış bir durumda.

    Düşünme melekeleri elinden alınmış veya kendisi geliştirmemiş, yasal örğütlenmeyi suç veya terör olarak ele alıyor.

    Kendine iyilik yapana rahatlıkla kötülük yapabiliyor. Çünkü biliyor ki kendine O’ndan bir kötülük gelmez.

    Kötü bir insana, parasını cebinden çalan bir Zalime iyi davranıyor, çünkü onun zulmünden korkuyor.

    Dolayısıyla hiç bir iyileşme belirtisi göstermiyor.

    2- Çözüm olarak sadece, yaptıklarının neticesi olarak büyük bir BELANIN başa gelmesi. Bu istenmez nereye gideceği öngörülmez ama ….

    Zaten Mahalleler arası düşmanlıkların aynen devam etmesi dolayısıyla , ufak bir kıvılcımla belalar üretecek bir ortam var Ülkede.

    O zaman mecburen çözüm üreteceklerdir.

    Yani 10 yıldır Türkiyenin iyileşmesi için yaptığınız çabayı ,özveriyi bulunduğunuz ülke için ayrıyeten artı olarak yapsanız (belki de yapıyorsunuzdur) size en yüksek DEVLET NİŞANI, MADALYASI vereceklerdir….

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin