Telaşa gerek yok ey halkım!

YORUM | LEVENT KENEZ

Soylu’yu anlarım, onun tacizci polise sahip çıkması fıtratı, karakteri, ahlakı ve mesleği gereği. Kurduğu troll ordusu ile milleti-devleti düşünen tek kahraman vatan evladı edebiyatı başını yiyecek. Pis işleri yaptırırken iyidir ama Saray’dan rol çalmanın bir faturası olduğunu da yakında hatırlatırlar.

Benim anlamadığım bu kadar çirkin ve rahatsız edici tacizi savunmak, tevil etmek için konuşan kullanışlı aptallar, mayın eşekleri. Elbette onlar da biliyorlar yapılanın bir taciz olduğunu. Topu topu 3 kişilik bir eylemden bahsediyoruz. Zannedersiniz ki binlerce insanla mücadele etmiş polis de yatıştırmak için zorlanmış. Hele hele şiddetsiz gösteri yapma hakkı anayasal güvence altında gibi komikliklere hiç girmiyorum. Muhalefette olsalar aynı durum yaşansa yeri göğü inletirlerdi. Poster olurdu fotoğraflar.

Geçenlerde ‘insan hakları ihlali deyince somut bir olaydan bahsedemiyorlar’ diyen Türkiye’yi insan hakkı ihlalinden dolayı AİHM’e şikayet etmiş milletvekili protesto edenlerin başında yer alırdı kuşkusuz. Başka bir tanesinin, telaşla yapılan bir hareket ama yanlış mealinde bir şeyler demesi bile acınacak bir durum. Dedik ya 3 kişi zaten eylem, neyin telaşı. Aman diktatör görmeden toplayalım telaşı mı?

Mesele şudur, kendisini devletin bizzat kendisi sayanların, sadece ve sadece dayandıkları kitleyle olan iletişimine tanık oluyoruz aslında. Asla kendilerine oy vermeyecek kesimleri zaten silmişler. Kalanları da devlet, millet, din, iman, ecdat vb. parantezine alıp her zaman yüzde 50’yi geçecek bir koalisyona sahip olduklarını düşünüyorlar. Çünkü bu malların alıcısı her zaman var. Büyük bir propaganda makineleri ile düşman ve vatan haini gösterdikleri kesimlere karşı devletinin ve milletin yanında olmalarının gerekli olduğunu öğrettikleri epey bir mal var.

Dedikleri şu: “Ey millet,-yani tabanları- senin kızına yapılan bir şey var mı? Olayda yanlış yok da velev ki yanlış bir şey yapılmış olsun, işte bak babası Fetö’cü kardeşi komünist. Sana giren çıkan bir şey yok. Rahat ol. Bizden önce üniversiteye giremiyordun bak şimdi asker dahi olabiliyorsun. Seni yerlerde sürükleyenler şimdi sana selam veriyor. Sen işine bak.”

Domates, biber almak için kuyruğa girenlerin dahi bunun hükümetin başarılı bir icraatı olduğunu düşündüğü ülkede inandıramayacakları bir şey yok. Bunun bilincinde oldukları için sadece ve sadece bu vatan-millet-Sakarya edebiyatı ile gaza gelen kesimlerle konuşuyorlar. O kadar kolay ve büyük yalan söylemelerinin sebebi de bu.

Türkiye artık analiz edilecek bir yer değildir, bugün hangi rezalet yaşandı diye sorulacak bir yerdir.

Son taciz olayında her aklı başında kişinin büyük tepki gösterdiği “Ama babası Fetöcü” açıklamasının çok daha vahim başka bir boyutu var. Birincisi ‘Fetöcü kim lan? Babası Fetö’cü ise taciz normal mi o zaman’ değil tepki gösterilecek şey. Bir emniyet müdürlüğü kim ki insanlara terörist diyebilecek.

Bakıyorum empati kasan twitter demokratları Merve Demirel’e sahip çıkıyor. Çünkü olay onlar için temiz. Eylem, Tayad eylemi. Başörtülü AKP’li değil. Sahip çıkmakta bir beis yok ama Fetö yaftasına gelince ona ses çıkaran yok. ‘Fetö, fetö’ diye göbek atanlara geçen gün İstinaf dayadı cezaları Fetö’den. İleride ders kitaplarında okutulacak fecaat bir iddianame ve yargılama sonunda. Sen Fetö’yü satın alırsan, bir sabah da seni gelir alırlar.

Taciz ne kadar iğrençse bu olayda Fetö tabirini kullanmış olmak da aynı derecede karşı çıkılması gereken bir olay. Yoksa ‘Babası fetöcüyse taciz normal mi?’ diye sormak değil. O kadarını bir zamanların sevgi kelebeği başörtülü edebiyatçı, enteli hisli ablalar da soruyor.

Şortlu kadına taciz kadar gündem oldu mu? Hayır. Çünkü kamuoyu oluşturma kapasitesine sahip kadın derneklerinin büyük çoğunluğu hapiste zulüm gören kadınlara sahip çıkmadıkları gibi kendi dünya görüşlerine yakın olmayan kadınların derdi için kıllarını kıpırdatmazlar. Onlar için asla bir risk almazlar.

Bu son olayda en büyük takdir ve alkış Merve Demirel’e. Bir kere bu utancın kadına değil polise ait olduğunu vurgulayıp geri adım atmadığı için. Bu olaydan sonra başına bir şey gelir endişesiyle kayıplara karışmadığı için. Çıkıp medyaya konuşup haklı bir meselede kamuoyu oluşturmak için doğru bir şey yaptığı için.

Başörtülü olmak bu ülkede her zaman çok zordu ama AKP Türkiyesi’nde olduğu kadar zor olmamıştır. Eskiden başörtülü olmanın bir moral avantajı, insanlara verdiği bir güven vardı. Şimdi öyle değil. En büyük vicdan fukaraları başörtülüler arasından çıkıyor. Ve başörtülü olup da AKP’li olmamak tam bir işkence. İnsanlar seni onlardan zannediyor sense onlardan nefret ediyorsun.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin