‘Yerli uçak’, ‘yerli otomobil’, ‘yerli tank’ ilanları yakında caddelerde arz-ı endam eder. Ne vakit sandık kurulacak naftalinli sandıklarda muhafaza edilen ‘yerli ve millî’ üst başlığı ile hazır ilanlar o vakit çıkarılır. Broşürlerin tozlarının alınması ve cilalama işleminin bitmesini müteakip dombıra eşliğinde memleketin caddelerine, sokaklarına, Danıştay’ın yıkım kararı verdiği üçüz kulelerin otoyola bakan cephesine, belediyeden halledemediği meseleye çare bulmak için gönüllü (!) yazılan patronların fabrika binalarına, okullara, valiliklere, hatta cami avlularına asılır. ‘Tek sesli’ medyaya mahkûm halkımız 2010’dan beri her seçimden evvel tekrarlanan bu sahnede dejavu hissine kapılır. Nedendir bilinmez arkası gelmez o hissiyatın…
‘Yerli ve millî’ ambalajının içinin boş olduğunu ispat etmek için uçak, uçak gemisi, helikopter, otomobil ve tank fasıllarını ayrı ayrı tetkik etmekte fayda var. Her birindeki fiyaskoyu yazma hakkım mahfuz kalmak kaydıyla Altay Tankı faslına geçiyorum.
İlaveten, yazacaklarım hepimizi heyecanlandıran teşebbüsün akim kalmasından duyduğum teessürün ifadesidir. Hayal etmek güzeldir, insanı diri tutar. Amma velâkin hayal tacirliği gayr-i ahlakidir. Hele hele bu ticarette ‘yerlilik ve millîlik’ gibi kavramları suiistimal etmek daha ağır bir hak ihlalidir.
ALBAYRAK’IN MOTOR FİYASKOSU
Daha projeye başlarken hazır olması icap eden motor hâlâ bulunamadığı için Altay Tankı ilerleyemiyor. Gazetecilere gösterilen, tanıtım videolarında kullanılan prototipin gövdesi Güney Kore’nin desteği ile tamamlanabildi. Koç Grubu’na ait OTOKAR’da imal edildi gövde. Arap ülkeleri satın almak için sıraya girmişti güya.
İşin aslı çok farklı. Altay Tankı için Alman MTU ve Japon Mitsubishi firmalarının kapısı çalındı. Motor temininde her iki firma oralı bile olmadı. Bu sefer motor mevzuu Yeni Şafak gazetesi ile TVnet’in de sahibi olan Albayrak Grubu’na tevdi edildi. ‘AKP’li belediyelerin gözdesi’ olarak nitelenen Albayrak ailesi, özelleştirmeden hayli cazip şartlarda aldıkları Tümosan’da motor imal edeceği açıklandı. Tank motorunun traktör motorundan ne gibi farkı olabilir ki! İkisi de motor işte!
Halka açık şirket olduğu için bu haber Borsa İstanbul’da Tümosan hisselerini uçurdu. Fabrikadaki mühendislerin, “Fakat efendim. Bu mümkün değil.” demeleri bile ‘bomba haber’in yayılmasına mani olamadı. Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir ile Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Albayrak 18 Mart 2015’te kameraların önünde mukaveleye imza attı.
AVUSTURYALI FİRMA ‘HAYIR’ DEDİ
Koç’u devre dışı bırakmak için Ethem Sancak da bir ara Altay civarında göründü. Ortada tank yoktu. Tank için verilecek tahsisatı kapmak için kıyasıya bir yarış vardı. Anlaşıldı ki Tümosan tank motoru imal edebilecek kapasiteye sahip değil. Avusturyalı AVL List GmbH’nin tecrübe ve lisansına itimat ederek bu yola girmişler. Avusturyalı firma da ağırdan alınca proje ortada kaldı.
Her ne kadar Albayrak Grubu, Borsa’ya yolladığı beyanatta Türkiye ile AB arasında ipleri geren siyasî ihtilafları öne çıkararak fiyaskoda esas mesuliyetin kendinde olduğunu unutturmaya ve dikkatleri başka tarafa kaydırmaya gayret etse de hakikatte Avusturyalı firmanın teknik bilgi ve tecrübe eksikliğini gördüğü için yola devam etmek istemediği konuşuluyor.
Albayrakların beyanatında, “Gerek proje ve gerekse proje kapsamındaki kritik alt komponentlere ilişkin teknolojilerin transferinde önemli engellerle karşılaşılacağı anlaşılmıştır.” cümlesi geçiyor. Püf noktası burası. Madem yerli ve millî iddiası ile çıkıldı meydana. Yabancıların ‘aferin’ demesini mi bekliyordunuz? Niye takılıp kalıyorsunuz? Hani kendi tankımızı yapabiliyorduk?
Millî fiyaskonun hesabını kim soracak? Savunma Sanayii Müsteşarlığı ödediği avansı geri alacak mı? Altay Tankı’nın motorunu imal etmeyi taahhüt eden Albayrak Grubu sözünü tutamayınca 16 Ocak 2017’den itibaren bir aylık mühlet verilmişti. O süre perşembe günü doluyor. Bakalım kasadaki 3,3 milyar TL’yi Varlık Fonu diye takdim edilen Paralel Hazine’ye kaptıran Savunma Sanayii, Altay Tankı’nda şu güne dek buharlaşan yüz milyonlarca liranın kaçta kaçını kasaya geri koyabilecek. Gövdeyi Güney Kore’den, motoru Avusturya’dan almak için bu kadar gürültü çıkarmaya lüzum var mıydı?
HİNTLİ HERİF TANKA DA EL ATABİLİR
Millîlik seçim meydanlarında prim yapsa da endüstrinin sahasında tek başına geçmiyor. Referandum tarihi olan 16 Nisan yaklaştıkça İngiltere’den bir zeytin dalı uzatılırsa şaşırmam. Rolls Royce firmasının başka bir memlekete ihraç edilmemesi kaydı ile tankın motor tedarikini üstlenebileceği belirtiliyordu. Ekonomi yerlerde sürünürken Borsa İstanbul’u uçuran Hintli Herif, Londra’dan Altay Tankı’na da omuz verebilir.
Bugünlerde paktlar arasında anlık med-cezirler dikkatten kaçmasın. Suriye eksenli yeni haritaların hatırına İngilizler, Altay Tankı’nı da yürütür yürütmesine de hükümetin senelerdir sandıkta reye tahvil ettiği yerli ve millîlik ile o tankın ne kadar alakası olur orası meçhul. Başlangıçta Kırgız bestekârdan habersiz çalınıp söylenmesi hariç tutulursa Altay Tankı’nın tek millî vasfı Dombıra müziğidir. Maalesef bu böyle.
Kaderin cilvesine bakın ki gemileri karadan yürüten Fatih’i misal gösterenler, müzikle millî tank yürütmekle iftihar ediyor…