İşçi sınıfının zengin ilk kadın başkan ve başbakanı: Helle Thorning-Schmidt 

HABER-PORTRE | HASAN CÜCÜK 

Danimarka tahtına 1972’de oturan Magrethe II, dünyanın en eski krallığının ilk kadın kraliçesi olarak tarihe geçiyordu. Kadın-erkek eşitliğinin olmazsa olmaz olduğu ülkede, kadın bir başbakanı görmek için Kraliçe Margrethe II’nin tahtta 39 yılı geride bırakması gerekiyordu. İşçi sınıfının temsilcisi olarak siyaset sahnesinde yerini alan ülkenin en eski partisi Sosyal Demokratlar, ülkenin ilk kadın başbakanını çıkaran parti oluyordu.

İşçi sınıfının temsilcisi olarak politika yürüten Sosyal Demokrat Parti’nin de ilk kadın başkanı olan Thorning-Schmidt, parti kimliğiyle uyuşmayan bir portre çizdi. İşçi sınıfına ‘zengin başkan’ olan Thorning-Schmidt, marka takıntısından dolayı ‘Gucci Helle’ olarak anıldı. Eşi  Stephen’in yurtdışında yaşıyor gözükmesine rağmen yılda 6 aydan fazla Danimarka’da yaşadığının ortaya çıkmasıyla başı epeyce ağrıdı. Sebep ise, yurtdışında gözüktüğü için daha az vergi ödemesine karşılık, yılın yarısından fazlasını Danimarka’da geçirerek kuralları ihlal etmesiydi. Parti olarak ‘özel okullara karşı’ olmalarına karşılık, çocuklarını özel okula göndermesi günlerce konuşulmuştu.

Danimarka’nın en eski partisinin ilk kadın başkanı olarak tarihe geçtiğinde önünde aşılması gereken bir rekor daha vardı; ilk kadın başbakan olmak. 2005’te Sosyal Demokrat Parti başkanlık koltuğuna oturan Helle Thorning- Schmidt, bu hedefine Eylül 2011’de ulaşıyordu. O artık Danimarka’nın ilk kadın başbakanı olarak tarihte yerini almıştı. Başbakanlık günleri ortaklarının yaşadığı parti içi krizlerinden dolayı sorunlu geçti. Haziran 2015’te yapılan seçimlerde partisinin oyunu artırmasına rağmen başbakanlık koltuğunu rakibi Liberal Parti Başkanı Lars Lökke Rasmussen’e kaptırdı.

Seçim akşamı gözyaşlarıyla parti başkanlığından istifa ettiğini açıkladı. Artık sıradan bir milletvekiliydi. Fakat kimse Meclis’te kalmaya devam edeceğine ihtimal vermiyordu. Nitekim hükümet tarafından boşalan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne aday gösterildi. Beklentisi seçilmekti. Koltuğun sahibi İtalyan diplomat Filippo Grandi oldu. Thorning- Schmidt, iyice içine kapandı. Aradığı görevi eşinin yaşadığı Londra’da buldu. Uluslararası yardım kurumu Save The Children direktörlüğüne seçilmeyi başardı. Helle Thorning, ’İki uluslararası görev için müracaat etmiştim, birine seçildim’ deyip, Danimarka siyasetine veda ettiğini açıkladı. Helle Thorning- Schmidt’in İngiliz eşi Stephen Kinnock İşçi Partisi milletvekili olarak görev yapıyor. Kayınpederi Neil Kinnock ise İşçi Partisi’nin 1983-92 arasında başkanlığını yaptı. İşte Sosyal Demokrat Parti’nin ilk kadın başkanı ve Danimarka’nın ilk kadın başbakanının hayatından kısa bir kesit.

Helle’nin annesi Grete Arhus Üniversitesi’nde tıp, babası Holger ekonomi okurken İtalyanca kursunda tanıştıklarında takvim yaprakları 1957 yılını gösteriyordu. Kısa süre sonra evlilik kararı alan Grete ve Holger, Sönderborg şehrine taşındılar. Holger ülkenin önde gelen firmalarından Danfoss’ta işe başlarken, Grete tıp eğitimini bitiremeden üniversiteden ayrılıyordu. Sönderborg, Norveç ve İsveç’te kalan Grete – Holger çifti Hvidovre’ye taşındıkları tarihten kısa bir süre sonra 1966’da ailenin en küçük çocuğu Helle doğdu. Gelir seviyesi oldukça yüksek olan aile 1968’de göçmenlerin yeni yeni yerleşmeye başladığı İshöj’a taşındı. Anne-baba çalıştığı için çocuklarına fazla vakit ayıramazken, 1976 yılında Grete – Holger çifti boşandı. Helle ablası Hanne, abisi Henrik’le birlikte annesiyle yaşamaya başladı. Hayalindeki meslek ise profesyonel dansçı olmaktı.

Avrupa Parlamentosu adaylığı teklifi

Liseyi 10,7 not ortalamasıyla bitirerek istediği üniversitenin istediği bölümüne kayıt yaptırma hakkını elde eden Helle’nin tercihi Kopenhag Üniversitesi siyasal bilgiler oldu. 1993 yılında hayatının seyrini Brüksel’e Avrupa Koleji’nde okumak gitmesi değiştirdi. Burada 1983-92 arasında İngiltere İşçi Partisi’nin başkanlığını yapan Neil Kinnock’un oğlu Stephen ile sınıf arkadaşı olan Helle, 1996’da hayatını birleştiren karara ilk adımı atmış oldu. Stephen’in de etkisiyle sosyal demokrat çevrede yer bulan Helle, 1993’te Sosyal Demokrat Parti’ye üye oldu. 1997’de işçi konfederasyonu örgütü LO’da işe başlayan Helle Thorning-Schmidt’e 1999 Avrupa Parlamentosu adaylığı teklifi geldi. Eşi Stephen o günleri, ‘Benim için sürpriz olmadı’ diye anlatırken, Helle belki de gelen teklifle hayatının seyrinin değiştiğinin farkında değildi. Listenin ancak sonlarında yer bulan Helle’nin seçilmesine kimse ihtimal vermiyordu. Avrupa Komisyonu’nda komiser olarak görev yapan Ritt Bjerregaard, Helle’nin kampanyasında destek olunca ‘isimsiz aday’ Helle, 3. sıradan Avrupa Parlamentosu’na seçilmeyi başardı.

2004’te iç siyasete dönme kararı alan Thorning-Schmidt Şubat 2005’te yapılan seçimlerde milletvekili seçilmeyi başardı. Seçimden partisinin mağlup çıkmasıyla parti başkanı Lykketoft iki gün sonra istifa etti. Sosyal Demokratların ‘akıl hocaları’ değişen Danimarka şartlarında klasik bir başkan yerine herkese hitap edecek bir isim olarak düşündükleri Helle Thorning- Schmidt’e partiyi teslim ettiler.

‘Güzel sarışın’ Helle Thorning–Schmidt, parti tarihinin ilk başkanı olurken, hedefinin 2001’den bu yana ülkeyi yöneten Liberal Parti Başkanı Anders Fogh Rasmussen’in başbakanlığına son vermek olduğunu açıklıyordu. Şubat 2007’de yapılan seçimlerde Sosyal Demokratlar 100 yılın en düşük oyunu almasına karşılık, partiyi ayağa kaldıracak isim sıkıntısından dolayı Helle ile devam etme durumunda kalıyorlardı. 2009 yerel seçimleri de benzer sonuçla çıkarken, talih Helle Thorning- Schmidt’in yüzüne Eylül 2011’de yapılan genel seçimlerde gülüyordu. Sol blok partileri Sosyalist Halk Parti, Radikal Parti ve Birlik Listesi’nin oylarıyla Thorning-Schmidt sağ bloku sadece 8 bin 400 oy farkıyla geçip ülkenin ilk kadın başbakanı oldu.

İktidara veda

Verdiği sözleri tutamaması seçmen nezdinde kredi kaybı yaşattı. Koalisyon partileri ve bakanlar arasında ahengi yakalamada sıkıntı yaşadı. Zor zamanda risk alıp lider olduğunu gösteremedi. Kamuoyu yoklamalarında Sosyal Demokratlar’ın sürekli oy kaybetmesiyle Helle Thorning içinde zor günler başladı. Adı Avrupa Komisyonu Başkanlığı için geçmesine karşılık, bu iddia veya hayali gerçekleşmedi. Kasım 2013’te yapılan yerel seçimlerde Sosyal Demokratlar oy kaybına rağmen ilk parti olarak çıkmasına karşılık, Liberal Parti daha fazla belediye başkanlığı kazandı. 18 Haziran 2015’te yapılan seçimlerde ilginçtir Helle Thorning- Schmidt 10 yıllık başkanlığında ilk kez oyunu arttırdığı seçimler sonrası koltuğuna veda etmek zorunda kalıyordu. Kazanarak kaybeden Thorning- Schmidt’i çaresiz bırakan SF ve Radikal Parti’de olan kayıplar oldu. Sol blok yüzde 2’den daha az bir farkla iktidara veda etmiş oldu.

Seçim akşamı yenilgiyi kabul eden Helle Thorning- Schmidt gözyaşları içinde parti başkanlığından istifa etti. Sade bir milletvekili olarak parlamentoda görev yapmaya başlayan Helle Thorning, parti başkanlığını bir başka kadın Mette Frederiksen’e bıraktı. 13 Ocak 2016’da merkezi Londra’da bulunan Save The Children’in direktörlüğüne seçimince milletvekilliğinde istifa ederek, siyasete veda etti. Ocak 2019’da Save The Children direktörlüğünden istifa eden Helle Thorning- Schmidt, rüzgar tribünlerinde dünyanın bir numaralı markası olan Vestas’ın yönetim kurulu başkanlığına atandı.

Obama ile çektirdiği o selfie

Helle Thorning- Schmidt’in hayatını yazarken aralık 2013’te Nelson Mandela’nın cenaze töreninde dönemin ABD başkanı Barack Obama ile çektirdiği selfieyi es geçmemek gerekiyor. Haber ajansı AFP’nin fotoğrafçısı Roberto Schmidt Obama’nın oturduğu yere 150 metre mesafeden deklanşöre basmak için hazırlandığında ‘sarışın’ bir bayanın çıkardığı cep telefonuyla ABD Başkanı Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron’la birlikte selfie yaptığını görünce peş peşe bu anı fotoğrafladı. Cenaze havasından oldukça uzak bir görüntü veriyordu üçlü. Yüzlerinde gülücükler saçarken yan taraftan ‘first lady’ Michele Obama, manzarayı kızgın yüz ifadesiyle takip ediyordu. AFP, cenazeden 500 kadar fotoğraf servis ederken Obama  ile Cameron arasındaki ‘sarışın’ bayanın bulunduğu fotoğrafa  ‘kimliği tespit edilmeyen bir görevli’ notunu düşüyordu. İki saat geçmeden İngiliz gazeteleri ‘sarışın’ bayanın İşçi Partisi eski Başkanı Neil Kinnock’un gelini Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt olduğunu deşifre ediyordu. Üçlünün gülücükler saçan fotoğrafı kısa sürede onlarca ülkenin gazetelerinde yer buluyordu. David Cameron, ‘Kinnock ailesinden bir ferdin fotoğraf çektirelim ricasını kıramazdım’ derken, olayın spontane olduğunu savunuyordu. Helle Thorning–Schmidt ise statta müzik ve dans ortamından etkilendiğini belirtip, kötü bir niyetinin olmadığını ifade ediyordu. Danimarka’ya döndüğünde sorulan ‘fotoğrafları paylaşacak mısınız’ sorusuna Thorning–Schmidt, ‘Hayır iyi çıkmamış’ cevabını veriyordu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin