İçinizdeki Yezit

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Katletmeden önce aç ve susuz bırakmak, kadınlara ve çocuklara saldırmak tam bir yezit geleneği.

Kufe’ye gitmek için yola çıkan Hz. Hüseyin ve ailesinin etrafını Kerbela’da saran Yezid’in askerlerine, önce onların su ile irtibatlarının kesilmesi talimatı verilmişti.

Su kuyularını ve Fırat’ın önünü kesen Yezid’in adamları, Hz. Hüseyin ve ailesini çölde günlerce susuz bırakmışlardı. Aç-susuz bırakmak, kendinde hiçbir insani değer bırakmadan hasmına zalimce davranmak bir Yezit geleneği.

Yezit’in ataları Mekke Müşrikleri de, yola gelsinler diye Müslümanlara üç yıl boyunca ticari boykot uygulamışlar onları işe almamışlar, onlardan mal alıp, mal satmamışlar, kasti olarak açlığa mahkum etmişlerdi.

Yüzbinlerce insanı kanunun suç saydığı hiçbir gerekçe olmadan işten atan, tutuklayan, açlığa mahkum eden Saray ve Ergenekoncular, Yezidi geleneği devam ettiriyorlar.

Bir de yapılan zulümlere ses etmeden izleyen, bundan içsel bir haz duyan, yeri geldiğinde de zalime desteğini esirgemeyenler var. Onlar da bu geleneğin müritleri

Logosunda ‘Hak geldi Batıl zail oldu’ diye yazan Milli Gazete’nin internet sitesinde yayınlanan habere bakar mısınız? ‘ FETÖ’cülere toplantı halinde baskın, onlarca gözaltı var.’ Haberin detayından öğreniyoruz ki Elazığ’da tutuklu olanların, şehir dışından gelen yakınların kaldığı eve yapılan baskından bahsediyor. Haberde gözaltına alınanlara yapılan bir suçlama da KHK’lı olanlara yardım toplamak! Tıpkı Mersin’de, İstanbul’da ve daha nice şehirde yaptıkları gibi Elazığ’da da KHK’lılara yardım edenlere terörist muamelesi yaparak gözaltına almışlar. Milli Gazete de bundan mutluluk duymuş.

Komşusu açken tok yatan bizden değil diyen bir peygambere iman ettiğinizi söyleyeceksiniz, aç komşusuna yardım edenlere terörist muamelesi yapılmasından da mutluluk duyacaksınız.

Logonuzda ‘Hak geldi Batıl zail oldu’ diye yazacak, haksızlığa uğramış bir KHK’lının derdini gündeme getirmediğiniz gibi bin türlü zorlukla yapılan hayırlara da terör eylemi diyeceksiniz.

Kerbela menkıbeleri anlatacak, Hüseyin’in yanında görünecek ama Yezit’in türküsünü söyleyeceksiniz.  Şairin dediği gibi, söyleyin ‘bu yeni dini size kim indirdi’.

Kerbela çölünde susuzluğa mahkum ettiklerinize su götürdüğü için tutuklananlara terörist demek nasıl bir ruh bozulmasıdır. Eğer bu haksızlıklara itiraz etseydiniz bir şeyci olmazdınız, ama önce insan, sonra da iddia ettiğiniz Müslümanlığın bir gereğini yapmış olurdunuz.

Gazeteci Adem Özköse diyor ki “KHK’lılara yapılan zulüm bir gün toplum tarafından fark edilecek bu denli büyük bir zulmün zamanla toplumun vicdanında yer bulmaması imkansız.” Ama bu Milli Gazete’nin vicdanında yer bulmuyor.

Özköse’yi ve birkaç tekil çıkışı bir tarafa bırakırsak bu İslamcı kesiminden açlığa, yokluğa ve yoksulluğa mahkum edilmiş yüzbinler için hiçbir itiraz sesi duyulmuyor. İtiraz etmedikleri gibi bu konuyla ilgili arada bir twit atan Adem Özköse’ye de mahalle baskısı yapıyor olacaklar ki ne zaman bir şey söyleyecek olsa ‘Bana yine kızacaksınız ama’ diye başlıyor.

Yüzbinlerce kişi işsiz ve geçinemiyor. Çok azının başka bir yerde iş bulma ihtimali var. İstedikleri sadece haksız yere ellerinden alınan işlerine geri dönebilmek. Hiç birisiyle ilgili ihale takipçisi, hırsız, yolsuz, görevi kötüye kullanma gibi bir itham yok. Sadece hırsızlar zalimlerden yani Yezit’ten yana değiller diye Kerbela çölünde açlık ve susuzluğa mahkum edildiler.

Yazık ki içinizin nasıl çürüdüğünü fark etmeyecek kadar kalbiniz kurum bağlamış.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Saygıdeğer Alper Ender Fırat

    Biz Kürtler yıllardır cemaatın bugün yaşadıklarını fazlası ile, canımızı, hemde 50-60 bin kadar kaybederek yaşıyoruz.

    Nasıl mı? Bakın ben şahsen PKK nın silahlı eylemlerine karşı olmama rağmen, sırf Kürt olduğum için, 28 şubat yıllarında bütün mal varlığına adeta el konulmuş olarak açlığa mahkum edildim. Herşeyimi kaybettim. 2-3 yıl travma içinde yaşadım.
    Ve benim durumuma düşen milyonlarca Kürt var. Sonra canlarını kaybeden onbinlerce Kürt var. Ve bu Türk toplumu, milli görüşçüsü, solcusu, sağcısı tarafından normal görülüyor.
    Hatta ve hatta bakın burası önemli, 17-25 Aralık öncesi bulunduğum şehirde cemaatın ileri gelenlerinden ikisi tarafından benim gibi Kürtlerin bu şekilde mağdur edilmesini onayladıklarını gördüm ve yaşadım. Yani Kürt ise ve Kürtlüğünü inkar etmiyorsa susuz bırakılmasını onaylıyorlardı. Bir insan Kürtlüğünü niye gizleme ihtiyacı hisetsin ki? Ben ve milyonlarca Kürt bu şekilde yaşatılmak zorunda bırakılmışız.
    Yıllardır izliyorum, kim ki Kürtlüğünü duvara asmış (yapılan zülümleri görmeyen, duymayan, sessi kalan Kürtler) olanlar normal bir Türk gibi hayatını devam ettirebiliyor. Geri kalan Kürtler cemaatın maruz kaldığı muameleye tabi tutuluyor maalesef…..
    Bu muameleye tabi tutulan Kürtlerin bir kısmı, eline silahı alıp öleceğini bile bile, burayı asla unutmayın, öleceğini bile bile dağa gidiyor.
    Terörist dediğiniz bunlardır. Bakın dış güçler falan demeyin, cemaate yapılan zülümlere nasıl ki milli görüşçüler, bir kısım Nurcular, milliyetçiler, cüppeciler, iyi ve CHP liler sessiz kalıyorsa ve su dahi vermiyorlarsa, biz Kürtlere yüz misli kötü muamele yapılıyor. İşte Kürtleri terörist yapan, yezit zihniyetidir. Cemaat bugünden sonra biz Kürtleri anlayamıyorsa ve empati kuramıyorsa inanın bundan sonrada bizi anlayamayacak ve daha başkalarıda anlayamayacak.
    Ha bu ara şunuda ilave edeyim, bize yapılan bu zülümler yüzünden maalesef, dininden çıkan Kürtler oldu. Dini araştırmadan, milli görüşçü gibi dindardan gördüğü zülüm sebebi ile DİNEDE düşman oldu. İçimizdeki bu dinsizler yüzünden zülüm yapmaya devam edilirse, aynen Süriye, aynen Irak gibi oluruz.

    Cemaate bunca zülme rağmen, hala içlerinden terörist çıkmadıysa, bu onların İmanından kaynaklanıyor.

    Biz bütün Kürt’lerden, cemaatın bu tavrını beklemek haksızlıktır.

    • Şunu ehemmiyetle ifade etmek lâzım:
      Türkiye’de Kürtlere yapılan zulmün arkasında herşeyiyle Ergenekon var. Zulmün esas sahibi onlar. Basınla, yayınla, algıyla, yalanla, iftirayla Kürtleri şeytanlaştırdılar; aynı Hizmet’e yaptıkları gibi… Hizmetten farklı olarak da, bazılarını şiddet sarmalına çekmeyi malesef başardılar. Bundan sonra da Türkleri, batıdakileri kandırmaları, manipüle etmeleri, zulümlerine taraftar ve ortak yapmaları çok kolay oldu.
      Ve, çok önemli, Ergenekon şebekesinin üzerine ilk defa ve etkili bir şekilde Hizmet gitti. İlk defa onlarla bu kadar büyük çapta ve etkili olarak Hizmet mücadele etti. Eskiden bunların varlığını halk bilmiyordu, kendilerini gizlemede ve varlıklarını inkâr ettirmede çok başarılıydılar. Şeytanın en büyük hilesinin kendi varlığını inkâr ettirmesi gibi…
      Sonuç olarak, yine vurgulamak için; Hizmet’teki kişilerin çoğu farkında ve şuurunda olmasa da, Kürtlere yapılan zulmün üzerine Hizmet gitmiş oldu ilk defa bu kadar büyük çapta ve etkili olarak. Bunu bir hakperestlik olarak ve su-i zanlara engel olmak için önemle ifade etmek lâzım diye düşünüyorum…

  2. Ben şahsen dua ederken, Hizmet’in necatına dua etmeden önce, hemen hemen her zaman; zalimlere meyl ettiğimizden, zulümlere sessiz kaldığımızdan dolayı bizleri affet ya Rabbi; Kürt kardeşlerimize her ülkede (Türkiye, Irak, Suriye, İran…) en karibuzzamanda büyük hayırlarla, büyük fetihlerle necat ver, zulümden kurtar, ıslah et, imanlarını ilimlerini arttır; Rasûlün hurmetine diyorum.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin