“Erdoğan’ın Fazıl Say konserine gitmesi, ‘derin senaryo’nun gereği”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta beklenmedik bir kararla ünlü piyanist Fazıl Say’ın konserine gitti ve onu Beştepe Sarayı’nda konser vermeye davet etti.

Bu gelişme, özellikle Fazıl Say’ın sevenleri tarafından tartışma konusu yapıldı. Birçok kişi Say’ı eleştirdi. Çünkü Say, 2007’de “İslamcılar kazandı, ben Türkiye’yi terk edeceğim.” demişti. Ayrıca 2011’de Sezen Aksu’yu AKP’li olmakla suçlamış, 2104’te ise “AKP’li dostum olamaz.” çıkışını yapmıştı.

Gazete Duvar yazarı İrfan Aktan ise tartışmaya farklı bir açıdan yaklaştı. Aktan, önce CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel’in, geçen günlerde ortaya attığı iddiayı hatırlattı: “Türkiye siyasetini ne Bahçeli ne de Recep Tayyip Erdoğan yönetiyor; onların içinde aktör oldukları ancak senaryosu bir başka yerden yazılan daha derin ve daha güçlü bir akıl yönetiyor.”

ERDOĞAN NORMALLEŞMEYİ NEDEN İSTİYOR?

Ardından Erdoğan’ın artık normalleşme istediğini belirten Aktan, nasıl bir normalleşme istendiğini şöyle açıkladı: “Ama bu, elbette işaret edildiği gibi demokratik düzene geçişe değil, otoriter düzenin normalleşmesine, olağan kabul edilmesine dair bir arzu.”

Erdoğan’ın, ekibiyle beraber Fazıl Say konserine icabet etmesini bu filmin/dizinin ‘olağan’ sahnelerinden biri olarak okumak gerektiğini ifade eden İrfan Aktan, “Senaryo tıkır tıkır işliyor, herkes kendisine biçilen rolü başarıyla oynuyor ve olağanüstülük artık olağanlaşıyor. Bundan sonra iş, izleyicinin heyecanını diri tutmak için küçük gerilimler yaratmaya, beklenmedik jestler yapmaya kalıyor.” ifadelerini kullandı.

DERİN SENARYODA CHP’YE BİÇİLEN ROL NE?

Aktan öte yandan Özgür Özel’in dile getirdiği senaryo içinde CHP’ye biçilen rolün de es geçilmemiş olacağını vurguladı ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Özel’in iddia ettiği gibi Erdoğan ve Bahçeli, ‘daha derin güçler’ tarafından yazılan bir senaryonun aktörlüğünü yapıyorsa, senaristlerin Kılıçdaroğlu’nu, CHP’yi es geçmiş olması mümkün mü? CHP’nin oynadığı ve iktidarı sürekli besleyen, hikâyenin ‘normal biçimde’ akması dışında neredeyse hiçbir işlevi olmayan ana muhalefet rolü, ‘derin güçlerin yazdığı’ bu büyük senaryonun için de mi, dışında mı?”

CELAL BAŞLANGIÇ’IN SORDUĞU ÖNEMLİ SORULAR

Özgür Özel’in ‘derin güç’ açıklamasından Artı Gerçek yazarı Celal Başlangıç da konuyu ele almış ve bazı sorular sormuştu:

“Aslında Özel’in keşfettiği bu güç yeni değil. Parti büyüğü Bülent Ecevit o ‘güç’ün askerî kanadıyla başbakan olduğu 1974 yılında tanışmış, ancak 1990 yılında açıklayabilmişti…

Şimdi Özel’in kendi gördüğü kadarıyla tanımladığı bu güç acaba son günlerde nerelerde ‘icrayı sanat’ eylemiştir? Örneğin 15 Temmuz darbe girişiminin neresinde durmuştur?

HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması sırasında Kılıçdaroğlu’nun ‘Anayasaya aykırı ama ‘evet’ diyeceğiz’ diye açıklama yapmasında bu ‘gücün’ bir etkisi olmuş mudur?

24 Haziran seçimlerinin akşamında Kılıçdaroğlu’na, Muharrem İnce’ye, Meral Akşener’e ‘sonucu sessizce kabul etmelerini telkin etmek’ için telefon açtıkları iddia edilenlerin acaba bu ‘güç’le bir bağlantısı var mıydı?”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin