HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ
Bankalardaki döviz hesaplarına müdahale edileceğine dair kaleme aldığım son makale ile (http://www.tr724.com/bankalardaki-doviz-hesaplarina-mudahale-an-meselesi/) ciddi bir tehlikeye dikkat çekmeyi murad ettim.
Kulaktan kulağa dolaşan ve son fasılda Merkez Bankası’nın eski başkanlarından Durmuş Yılmaz’ın sosyal medya hesabı üzerinden dile getirdiği hazırlıklar hiç de yabana atılacak mahiyette değil.
Sadece düğmeye basmak için karar verilemiyor.
Ekonomi dar boğaza girdi. Döviz dahilde ve hariçten gelen her sıcak haberle biraz daha yükseliyor.
450 milyar doları bulan toplam borç yüzünden başta bankalar ve şirketler olmak üzere her müessese ecel teri döküyor.
3,90 TL’den 4,05 TL’ye yükseldiğinde aradaki 15 kuruşluk fark sebebiyle TL mukabili borç 72,5 milyar TL artmış oldu.
ATEŞLE OYNANIYOR
Şirketlerin taşıdığı kur riski hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Ekonomi tehlikeli sularda geziniyor. Bu şartlar altında ‘kambiyo kontrol rejimine (dövize devlet müdahalesi) geçilmesi kısa vadede tansiyonu düşürebilir’ ümidiyle ateşle oynanıyor.
Ankara’da birileri iktisadi açıdan tam aksine netice verecek fikirleri ‘kurtuluş reçetesi’ diye ele alırken halk bunların hiç birinden haberdar değil.
Zam haberini dahi veremeyen gazetecilerin kambiyo rejiminden bahsetmesini beklemiyoruz.
Dolayısıyla tahakkuk etmesini asla temenni etmeyeceğim o hazırlıklardan vazgeçilmesi adına tehlikeye dikkat çektim. Gazetecilerin tekzip edilmekten memnuniyet duyacağı haberler de vardır.
HÜKÛMET KUR FİYATI BELİRLERSE…
Döviz hesaplarının hükûmetin tespit edeceği belli bir TL üzerinden sabitleneceğine dair iddiaların tekzip edilmesi benim adıma fiyasko gibi gelse de memleket için hayırlı bir adım olacaktır.
Kurlara müdahale parayı ürkütecektir.
Ben o mevzuyu tekzip edilmeyi göze alarak kaleme aldım.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın beyanlarına göre dövizde tahmin edilenden daha ağır müdahaleler görülebilir.
ERDOĞAN’DAN BANKACILARA: HAYAT HAKKI BULAMAZSINIZ
Erdoğan 15 Nisan Pazar günü, “Eyy finans sektörünün içerisinde olanlar bizi kur, şu, bu bunlarla tehdit etmeye kalkmayın. Bu ülkede hayat hakkı bulamazsınız. Bak bu kadar açık söylüyorum.” sözleri ile bankaları ve işadamlarını alenen tehdit etti.
Sözlerinin kale alınmadığını hissettiğinde Erdoğan’ın neler yapabildiğini anlatmama lüzum var mı?
Döviz düşmezse bazı bankacılar ya da patronlar ‘Erdoğan’ın ülkesi’ haline gelen Türkiye’de hayat hakkı bulamayabilir.
Ölüm, sürgün, hapishane, iflas… Seç beğen al!
BANKALAR TALİMATLA 8,5 MİLYAR DOLAR BOZDU
Geçen hafta doların 4,20 TL’ye doğru fırladığı saatlerde bankalara Ankara’dan ‘döviz bozdurun’ talimatı verildiği bilgisini birkaç kaynaktan teyit ettim.
Talimat sonrası bütün bankalar ve katılam bankaları toplamda 8,5 milyar dolar bozdurmuş.
İki sene evvel Halkbank 2,56 TL’den döviz bozdurmuştu. Talimatla yapılan bu işlemden sonra dolar 2,47 TL’ye düşmüştü.
Akabinde yeniden tırmanışa geçmişti. Hal-i hazırda 4,10 TL olduğuna göre taşıma su ile döviz krizinin aşılamayacağını kabullenelim artık.
Muvakkat çarelerin sonunda fatura kabarıyor.
ESRARENGİZ PARA GİRİŞİ SÜRÜYOR
Baskı ve talimatlarla TL’yi kurtaracağını zanneden hükümet diğer taraftan yurt dışından esrarengiz para ve altın getirmeye devam ediyor. Şubat ayında 1,4 milyar dolar esrarengiz para (net hata/noksan) geldi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Dubai’den gelen altınlarla alakalı sözlerini takip ediyorum.
Vergi getirildiği için Dubai’deki altının Türkiye’ye geldiğini iddia etse de iki ülke arasında gidip gelen altınlar normal bir dış ticaret rejimi ya da vergi mevzuatı ile izah edilemez.
Zeybekci şöyle diyor: “O coğrafyada altın ticareti çok yoğun bir şekilde Türkiye’ye doğru transfer ediliyor. Biz de buna ‘evet’ diyoruz. Türkiye olarak biz altın işlemede ve altın ticaretinde merkez olmak istiyoruz. Onun için bu ‘düzeltme’ dediğimiz süreçte 2018’de de böyle bir şişkinlik olma ihtimali var.”
Zeybekci demek istiyor ki Dubai’den 2018 senesi içinde daha fazla altın gelecek.
DUBAİ’DEN 10,3 MİLYAR DOLAR ALTIN GELDİ
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE-Dubai) ile yapılan altın ticareti 2017’de patlama yaparak (10,3 milyar dolar) iki yıl önceye göre 4.5 katına çıkmıştı. Reza Zarrab’ın cari açığın yüzde 15’ini kapattığını iddia ettiği 2012 senesinde ilan edilen rakamı bile geçildi.
Zarrab tutuklu bulunduğu ABD’de mahkemede bunların hepsinin ‘çikinova’ yani hayalï olduğunu itiraf etti.
İktidarın esrarengiz Dubai altınlarını bu sene piyasayı rahatlatmak ve doları frenlemek için kullanacağını iki aylık rakamlar ortaya koyuyor.
Ocak ayında 12.5 milyar dolarlık ihracat yapılırken altın ihracatı sadece 31 milyon dolar oldu. Altın ithalatı ise 2.3 milyar dolar. Altının toplam ithalattaki payı yüzde 10.7’yi buluyor.
Bir yanda 31 milyon dolarlık külçe altın ihracatı, diğer yanda 2.3 milyar dolar ithalat.
Cevap bekleyen o kadar çok sual var ki!
Acaba Dubai’den külçe altın ithalatı niçin arttı?
Altın imal etmeyen Dubai’den ithalatının sebebi nedir?
Sonra da bu altınları tekrar niye BAE’ye ihraç ediyoruz?
İthalat ve ihracattan sonra içeride kalan 154 ton altını ne yaptık?
Nerede bu altınlar?
AKP lideri Erdoğan, “Ey finans sektörü! Bizi kurla tehdit etmeyin. Hayat hakkı bulamazsınız.” tehdidini savururken Ekonomi Bakanı Zeybekci, Dubai’den gelecek altın tutarında ‘şişme’ olabileceğini söylüyor.
Bunların hiç biri normal değil.