ABD’yi yumuşatmak için ilk adımı Erdoğan attı… Brunson iddianamesine yazan savcı görevden alındı.
HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ
Hep aynı kuru gürültü ve nihayetinde, “Biz ettik, sen eyleme!” yakarışları. Rusya ile uçak krizi ve halihazırda ABD ile Andrew Brunson krizi…
Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’ın dış siyasette Türkiye’yi içine düşürdüğü hazin hali ele veren son misal pastör Brunson krizidir.
TRUMP TWEET ATMIŞTI
ABD Başkanı Donald Trump’ın bizzat tweet atarak, “Masum bir din adamını terörist ilan etmeye kalktılar. Brunson derhal evine dönmeli.” mesajı vermişti.
Yardımcısı Mike Pence de Trump’un kararlılığını test edilmemesinin Türkiye’nin menfaatine olacağını nazik bir dille ifade etmişti.
2 Ağustos itibarıyla Erdoğan’ın adım atmayacağını anlamışlar ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu “yasaklılar” listesine dahil etmişlerdi.
ABD İÇİN SEMBOLİK KARAR PİYASANIN KIYAMETİ OLDU
ABD için sembolik kıymeti olan karar; 220 milyar dolar net döviz borcu olan, bütçede ve cari dengede tarihin en yüksek açıklarını veren Türkiye ekonomisi için küçük kıyametin fitilini ateşlemekten farksızdı.
Nitekim okyanus ötesinde atılan o küçük taşın sebep olduğu dalgalar birkaç gün içinde kıyılarımıza ulaştı ve her yer sarsılmaya başladı.
Dolar ağustos ayında yüzde 33,5 arttı ki malî kriz artık reel sektör krizine dönüştü. Kredi faizleri yüzde 40’ı buldu. Hazine borçlanma için yüzde 23 faiz ödüyor.
ENFLASYONDA 2002 ŞARTLARINA RÜCU ETTİK
İğneden ipliğe herşeye yüzde 10 ila yüzde 70 arasında değişen zamlar geldi. Maliyet enflasyonu yüzde 32’yi buldu. Türkiye enflasyonda 2002 şartlarına rücu etti. O kadar emek, para zayi edildi.
İşini kaybeden, sofrasında ekmeği/aşı eksilen insanların çaresizliğine aldırmadan idareci zevatın hamaset edebiyatı devam etti.
iPhoneler balyozla kırıldı, oyuncak 1 dolar banknotlar şehir meydanlarına yakıldı. İmam ve müftüler kürsüden Trump’a “Büyük Şeytan” diye hitap etti.
GEMİ ZATEN SU ALIYORDU
Türkiye gemisi zaten su alıyordu. ABD ile kaybedileceği mukadder bilek güreşine teşebbüs edilmesi işleri tamamen kontrolden çıkardı. Tahribatın yekûnu şimdiden tespit edilemese de ortalama yüzde 20 fakirleştik.
Mutedil bir dille çare bulmak mümkün olduğu halde inatlaşmayı tercih eden Erdoğan iki haftadır bir yolunu bulup ABD ile yeniden el sıkışmaya çalışıyor.
Türkiye’nin iflasından en fazla zarar görecek adreslerin başında gelen Avrupa Birliği (AB) de arada elçilik yapıyor.
ALMAN DIŞİŞLERİ BAKANI ANKARA’DA İKEN…
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Ankara’da Erdoğan ile buluşacağı saatlerde İzmir’den şayan-ı dikkat bir haber geldi.
Brunson davasının görüldüğü İzmir Adliyesi’nde kritik değişiklikler yapıldı. Pastör Andrew Brunson’ın iddianamesini yazan savcı Berkant Karakaya terör ve örgütlü suçlar savcılığından alınarak Bilişim Suçları Bürosu Savcılığı emrine verildi.
İzmir’de Hizmet Hareketi’ne yönelik cadı avının bir numaralı mesulü İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato da kızağa çekildi. Bato bundan böyle Aile İçi Şiddet Suçları Soruşturma Bürosu’ndan sorumlu Başsavcı Vekili olarak vazife yapacak.
BATO’YU KULLANIP ATTI
Erdoğan dün Hizmet Hareketi’ne karşı kullandığı Bato’yu ABD için feda etti. Bato’nun tenzil-i rütbesi ile ABD’ye zeytin dalı uzatıldı.
ABD’nin mesajı gayet berraktı. Beyaz Saray; Brunson, NASA mühendisi Serkan Gölge gibi yirmiye yakın kişinin derhal serbest bırakılmasını bekliyor.
Brunson’ın avukatı Anayasa Mahkemesi’ne müracaat etmişti. Kuvvetle muhtemel çok süratli bir şekilde o müracaat öne alınacak ve Yüksek Mahkeme kararı ile Brunson ABD’ye uçacak.
Deniz Yücel ve Meşale Tolu gibi Erdoğan’ın rehine siyasetinin esirleri nasıl uçağa atlayıp hürriyete kanat çırptıysa Brunson da üç vakte kadar ailesine kavuşacaktır.
İBRE DÖNDÜ
Bugüne kadar böyle bir ihtimal görünmüyordu, 5 Eylül’de ibre döndü.
Erdoğan iktisadî ve malî buhranı biraz hafifletip mahallî idareler seçimini yapmanın derdine düştü. Ondan sonrası yine tufan.
Yoksa son U dönüşleri Erdoğan’ın demokrasi ve hukuka rücu ettiği manasına gelmiyor. Kendi ikbalinin derdine düştü.
Enflasyon yüzde 30’u geçerken ekonomi büyük bir durgunluğa sürükleniyor. Sadece ağustosta 150 binden fazla kişi işten çıkarıldı.
Hem enflasyon hem durgunluk eşittir stagflasyon. Buhranın ne kadar süreceğini Türkiye’de hukuk ve demokrasinin ne zaman geri geleceği belirleyecek.”
Dosyasında “terör örgütü üyesi olduğuna” dair tek delil olmadığı halde iki seneye yakın İzmir Şakran Cezaevi’nde hapis yatan bir din adamına en temel haklarının kerhen de olsa iade edilmesi sevindiricidir.
DİĞER MASUMLAR NE OLACAK?
En hazini ise Brunson gibi masum on binlerce insanın hapishanelerde tutulması ve onların hakkını müdafaa edecek başka bir devlet, kulüp ya da sivil toplum kuruluşunun yokluğudur.
İçi boş efelenmelerin ekonomiye bakan tarafı ile bitireyim: Brunson krizinin aşılması için doların 6,60 TL’ye kadar tırmanması beklendi. Ekonomi ağır yaralı ve düştüğü girdaptan uzun müddet çıkamayacak.
BİR KUTU SALÇA İÇİN 1 SAAT MESAİ
Ona buna ahkâm kesenler bin küsur odalı Saray’da bardağı 120 TL’ye ejder meyvesinin suyunu yudumlamaya devam edecek.
1.604 TL maaş alan asgarî ücretli de bir kutu (830 gram) salça alabilmek için 1 saate yakın ter dökecek. Haziranda 4,95 TL’den satılan salça ağustosta 8,40 TL’ye çıktı. İki aylık fiyat artış oranı yüzde 70.
Başka zam gelmezse asgarî ücretli bir saat çalışıp bir kutu salça alabilecek.
Madem geri adım atacaktınız niçin doların 6,60 TL olmasını beklediniz?